Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bu tablolar gösteriyor ki bu maden kazaları kader değildir..

Dünyanın ilk iki büyük kömür üreticisi olan Çin ve ABD’de meydana gelen maden kazaları incelendiğinde taş kömürü için üretim başına düşen ölüm oranlarının Türkiye’den düşük olduğu görülmektedir.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-16 23:54:24

Bu tablolar gösteriyor ki bu maden kazaları  kader değildir..


TIMETURK / Haber Merkezi

Maden kazaları ile ilgili istatistikler incelendiğinde üretim başına düşen ölüm sayısının taş
kömürü ocaklarında linyit ocaklarına göre oldukça yüksek olduğu görülmektedir.
Özel işletilen taş kömürü ocaklarında, Taş Kömürü Kurumu (TTK) ocaklarına göre üretim
başına düşen ölüm sayısı daha yüksek olmakla birlikte 2004 yılı sonrasında azalma
görülmektedir.

Dünyanın ilk iki büyük kömür üreticisi olan Çin ve ABD'de meydana gelen maden kazaları
incelendiğinde taş kömürü için üretim başına düşen ölüm oranlarının Türkiye'den düşük
olduğu görülmektedir.

Madenlerde yaşanan iş kazaları ve ekonomik boyutu, sektörün üretimi ve ihtiyaçları
doğrultusunda değerlendirildiğinde Türkiye'nin yeni bir madencilik sektörü stratejisine
ihtiyacı olduğu ve sektöre yönelik uygulanmakta olan politikaların gözden geçirilmesi
gerektiği açıkça ortaya çıkmaktadır.

Madencilik sektörü iş kazaları ve meslek hastalıklarının en fazla görüldüğü sektörlerdendir. Türkiye'de son yaşanan Zonguldak maden kazası ve son yıllarda bu tür kazaların sıklıkla tekrarlanması ve ölümlerin yaşanması maden ocaklarının yapısı, işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili soruları gündeme getirmiştir. Sadece kömür sektöründe, 1991-2008 döneminde iş kazaları ve meslek hastalığı nedeniyle toplam 2554 kişi hayatını kaybederken, sürekli iş göremez hale gelenlerin sayısı ise 13087'e ulaşmıştır.

Maden kazalarındaki ölüm oranları tarihsel açıdan incelendiğinde, ABD'de 1940'lara kadar maden
kazaları ve ölüm sayıları artış gösterdiği,1940-1950 döneminde düşme yaşandığı, sonrasında 1970'lara kadar ise ölüm oranlarında değişim yaşanmadığı görülmektedir. 1970'lerden itibaren ise hem kaza sayıları hem de ölüm sayılarında daha keskin bir düşüş olmuştur. 1940'lı yıllara kadar görülen kazalar ve ölümlerdeki artışlar sonucunda, 1940'tan itibaren kömür madenciliği iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yasalar çıkarılmış, maden ocaklarındaki sorunlar ve iş güvenliğini tehlikeye sokan durumlar ile ilgili yeni teknolojiler geliştirilmiş ve yaygınlaştırılmıştır. 1960 yılından itibaren gelişmeler hızlandırılmıştır. Bu gelişmelerin sonucunda ABD'de ölüm oranlarının özellikle 1970'lerden itibaren hızla düştüğü görülmektedir. Çin'de ise madenlerde meydana gelen kaza sayılarında ve ölümlerdeki hızlı artış sonucunda, 2004 yılında maden ocaklarının yenilenmesi kararı alınmış ve 2004-2006 döneminde maden ocaklarında yeniden yapılanmaya gidilmiştir.

Çin'de de 2004 yılından itibaren ölüm oranlarında düşüş gözlenmektedir. Ayrıca Çin'de yeniden yapılandırma ile birlikte küçük, verimsiz ve zarar eden maden ocakları kapatılmıştır. Bu uygulamanın Çin örneğinden yola çıkılarak DPT Özel İhtisas Komisyonu raporunda maden ocaklarının yeniden yapılandırılması gerekliliğinin üzerinde önemle durulmakta ve Türkiye'deki küçük, eski teknoloji ile ve verimsiz çalışan, dolayısıyla da kazalara daha çok sebebiyet veren ocakların özelleştirilerek geliştirilmesi ya da kapatılmasına ilişkin politika önerisinde bulunulmaktadır

Türkiye'de maden ocaklarında meydana gelen patlamalar ve yangınların nedenleri araştırıldığında; genel nedenlere benzer şekilde üretim yönteminin gereklerinin tam olarak yerine getirilmemesi, üretim plan ve projesinin bulunmaması ve havalandırmadaki eksiklik ve aksaklıklar ilk sıralarda yer almaktadır



Madencilik ve Enerji sektörü

Taşeronlaşmanın yaygınlaştığı en önemli alanlar Madencilik ve Enerji sektörleridir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesindeki kurumlar bazında bakıldığında 2009 tarihinde maden, enerji, boru ile petrol taşımacılığı gibi alanlarda çalıştırılan taşeron işçi sayısı toplamda 21 bin seviyesindedir (TBMM 2009). 2013 yılında bu rakam 38 bin 878 kişiye çıkmıştır (TBMM 2013c) . Bakan Taner Yıldız sözlü soru önergesine verdiği cevapta taşeron işçilerin temizlik, bahçe işleri, yemekhane ve garson hizmetleri ile güvenlik alanında istihdam edildiğini ifade etmiştir. Söz konusu rakamın büyüklüğü taşeron işçilerin çalıştırdıkları işler konusundaki ilgili ifadeyi yalanlamaktadır.

2009 yılında Enerji sektöründe Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (3819 kişi), Elektrik Üretim A.Ş. G.M. (4603) taşeron işçi ile en çok taşeron işçi çalıştıran kurumlar olarak görülmektedir. Yeniköy (505 kişi) , Kemerköy (255 kişi), Soma (371 kişi) taşeron işçi sayısı bakımından sektörde bu kurumları takip etmektedir. Elektrik, Gaz, Buhar ve Hava Sistemleri Üretim Dağıtımı alanında kayıtlı işçi sayısı 101 bindir (SGK 2013). Kamuda bu sayı 15 bin olarak görülmektedir. Bu veriler taşerona verilen işlerin yardımcı işlerle sınırlı kalmadığının bir başka göstergesi olarak okunmalıdır (TBMM 2009).

İş cinayetleri ile sıkça gündeme gelen madencilik sektöründe ise durum daha da sıkıntılı bir noktadadır. TÜİK verilerine göre sektörde tüm çalışanların sayısı 2012 yılı için 113 bindir. SGK verilerinde ise sektörde kamu için çalışan ücretli sayısı 16 bin olarak görülmektedir. Buna karşın 2009 yılında madencilikle ilgili kurumlarda çalışan taşeron işçilerin sayısı 8749 olarak belirtilmektedir. Bakanlık bünyesindeki kurumlarda taşeron işçi sayısındaki artış dikkate alındığında durumun yaygınlığı daha açık olarak görülmektedir (TBMM 2009).

Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri'nde 766, Eti Maden İşletmeleri'nde 1305 ve Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu bünyesinde 6678 taşeron işçisi çalışmaktadır (TBMM 2009). Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu kapsamındaki kadrolu işçi sayısı ise 2012 yılında 4575 olarak verilmektedir (Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu: 2013, s.54). Dolayısıyla sektörde taşeron çalıştırma genel bir hal almaktadır. Sektör Türkiye'de iş cinayetlerinin en sık yaşandığı sektör konumundadır.

Madenler, Taşeronlaşma ve İş Cinayetleri

Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) maden kazaları hakkındaki araştırma ve inceleme raporuna göre özel firmalara devredilen ocaklara ve taşeronlaşmaya dikkat çekilmekte ve iş cinayetlerine yönelik bilgi verilmektedir. Rapora göre “Zonguldak merkezinde TTK'nın daha önce üretim yaptığı veya rantabl olmayan sayıları 28 civarındaki eski ocak ve saha rödovans yöntemi ile özel firmalara devredilmiştir. Bunun yanında kuvars kumu ve bir boksit ocağı da (toplam 32 saha) rödovans yoluyla özel sektör işletmeciliğine açılmıştır. Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odasına göre, 30.06.2010 tarihi itibariyle, Zonguldak taşkömürü havzasında rödovanslı firmalar ile taşeronların işçi sayısı (71'i yabancı/Çinli olmak üzere) toplam 4.770'dir” (DDK 2011:203).

Taş kömürü üretimi TTK ve taşeronları tarafından yapılması dışında özel işletmelerin faaliyete geçmesi 2000 yılı sonrasına denk düşmektedir. Milyon ton üretim başına düşen ölüm sayısının özel işletmelerde daha fazla olduğu görülmektedir. Özel işletmeli maden ocaklarında asıl üretim artışı 2005 yılından itibaren görülmektedir. Özel ocaklarda üretim başına düşen ölüm sayısı 2003 yılında bir sıçrama göstermiştir; rapor bunu 2002 yılına göre hem üretimin düşmesine hem de kaza sonucu ölen kişi sayısının iki katına çıkmasına bağlamaktadır (Tablo2) (DDK 2011:204) .

Raporda rödovansla işletilen kömür işletmelerinde yapılan iş güvenliği denetimlerinde ocakların birçoğunda henüz koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin beklendiği ölçüde yerleşmediği, metan gazı ve göçük risklerine karşı tedbirlerin yeterince alınmadığının tespit edildiğini, bununla birlikte, rödovanslı sahalarla iç içe özel firmalar tarafından taşeron vasfı ile çalıştırılan ve işçi sayıları 5–10 kişiden ibaret birçok küçük, kayıt dışı maden ocaklarının da faaliyet gösterdiğine dikkat çekilmektedir (DDK 2011:204).
Tablo 2- Milyon ton üretim başına düşen ölümlü iş kazası sayısı

 
Kaynak: DDK Raporu
TEPAV tarafından hazırlanan ve Devlet Denetleme Kurulu raporunda da referans alınan çalışmada taş kömürü kazaları sonucu ölümlerin Türkiye, Çin ve ABD karşılaştırması yapılmaktadır. Veriler madencilik sektöründe yaşanan iş cinayetlerinin kader olarak sunulamayacağını net bir şekilde ortaya koymaktadır. 2008 yılı verisi alındığında Türkiye'de milyon ton taş kömürü üretimi başına düşen ölüm sayısı Çin'den 6 kat, ABD'den ise 361 kat daha fazladır. Bu durum özellikle denetimsizlik ve denetimden kaçmanın bir aracı olarak kullanılan taşeron düzeninin eseri olarak yorumlanabilir.
Tablo 3- Taş kömürü kazaları sonucu ölümlerin Türkiye, Çin ve ABD karşılaştırması
 

Haber Ara