Bahçıvanlık yapan baba Ömer Yılmazoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızının dün sabah okula gitmek üzere evden çıktığını ve bir daha geri dönmediğini söyledi.
Bunun üzerine endişelendiklerini ve kızını aramaya başladıklarını anlatan Yılmazoğlu, "Dün saat 16.30 gibi eve telefon geldi. Ancak eşimin Almancası iyi olmadığı için anlamadı. Sonra bana söyleyince geri aradık ve telefonda bana gençlik dairesinden aradıklarını ve kızımı şiddet uyguladığımız gerekçesiyle koruma altına aldıklarını söylediler" dedi.
Duyduklarına inanamadığını belirterek, hiçbir zaman çocuklarına şiddet uygulamadığını ifade eden Yılmazoğlu, eşinin tekrar geri aradığını ancak görevlilerin kızlarının sesini duymalarına müsaade etmediğini, yarın arayacaklarını söyleyip telefonu kapattıklarını vurguladı.
Ardından defalarca polisi aramalarına rağmen hiçbir şekilde yardım alamadıklarını aktaran Yılmazoğlu, şöyle devam etti:
"Biz de polis merkezine gittik durumumuzu anlattık. Kızımızın öğretmeninden ve gençlik dairesinden şikayetçi olmak istediğimi söyledim. Ancak polis önce hiç bir şekilde ilgilenmedi bizimle ve geri yolladı. Daha sonra sizinle dışarda röportaj yapmaya başlayınca geri çağırdılar. İfademizi aldılar ve 'yarın eşimle şikayet formunu doldurup gelmemizi' söylediler. Polis de bu durumdan şüphelendi. Çünkü gençlik dairesi kızımı polisi de aramadan almış, polisin durumdan hiç bir bilgisi yoktu."
Kızını geri almak için gereken ne varsa yapacağını vurgulayan Yılmazoğlu, "En azından çocuğu alırken bizi bir arayabilirlerdi. Hakları yok buna, bunların yaptığı hırsızlıktır. Belli yaşa kadar büyüt ondan sonra gelsin birileri alsın senin çocuğunu götürsün" diye konuştu.
Yılmazoğlu ayrıca, kızının gençlik dairesince alınmasının sorumlusu olarak okuldaki öğretmeninden şüphelendiğini belirterek, söz konusu öğretmenin kızlarına başörtüsü takmaması konusunda sürekli yönlendirmede bulunduğunu sözlerine ekledi.
-"Ben bu gece nasıl uyuyacağımı düşünüyor"
Anne Şermin Yılmazoğlu( 35) ise gençlik dairesinin çocuklarına şiddet uygulandığını iddia ettiğini belirterek, "Kızım arkadaşlarına babasının onu dövdüğünü söylemiş ama böyle bir şey hiç olmadı. Kızım biraz içine kapanık ancak ilgiyi çok seven bir çocuk. Dikkat çekmeyi isteyen çocuklar böyle bir şey yapmış olabilir" ifadesini kullandı.
Çocuğunun iyiyi-kötüyü ayıramayacak kadar küçük olduğunu dile getiren Yılmazoğlu, "Mesela okuldan arıyorlar bazen 'kızınız hasta gelin alın' diye. Gidiyorum çocuğumda hastalığa dair bir şey yok ancak iki göz iki çeşme ağlıyor. Eve getiriyorum yarım saat sonra hiç bir şey yok. Çocuğumun hareketlerinde tutarsızlık var, tedavi için hastaneye de götürdük. Çocuğum iyi ya da kötüyü ayıracak kapasitede değil" şeklinde konuştu.
Şermin Yılmazoğlu, "Çocuğunuzu görün giderken ve ya sesini duyun diyebilirlerdi. Bizimle hiç bir diyaloğa girmediler ben bu gece nasıl uyuyacağımı düşünüyorum. Benim bakmam gereken 4 tane daha çocuğum var, ayakta kalmak zorundayım" dedi.
Yılmazoğlu, çocuğunun gençlik dairesi yurduna yerleştirilmesinin sorumlusunun okuldaki öğretmeni olduğunu belirterek, "Kızımın öğretmeni 'başörtüsü takmaya mecbur değilsin. Seni kimse zorlayamaz, sen özgür bir insansın' diyormuş. Ben okula başörtülü gidiyorum oradaki diğer çocuklar kızımla dalga geçiyormuş. Çocuğum bu yüzden başörtüsüne karşı tepki aldı ve öğretmeni onu sürekli yönlendirdi" diye konuştu.
-"Şiddet uygulandığı iddiaları asılsız"
Gönüllü Eğitim Takipçileri Derneği Başkanı Hüseyin Tezgider de ailenin kendilerini arayarak çocuklarının gençlik dairesi tarafından alındığını söylediğini ve yardım istediğini söyledi.
Gençlik dairelerinin acil durumlarda hizmet veren bütün numaraları aramalarına rağmen kimseye ulaşamadıklarını dikkati çeken Tezgider, "Aile zaten gençlik dairesi ile irtibatta olan bir aile. Bu ailenin çocuklarına hiçbir zaman şiddet uygulamadığına dair belgeler gençlik dairesinde mevcuttur" dedi.
