Londra'da düzenlenen basın toplantısında örgütün "İşkenceyi Durdur" adlı kampanyasının tanıtımı yapıldı ve dünya genelindeki işkencelerle ilgili raporu açıklandı.
Toplantıda konuşan Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, son 5 yılda örgütün dünya genelinde 141 ülkede bir şekilde işkencenin yapıldığını tespit ettiğini ve bunların raporlandığını bildirdi. Shetty, hükümetlerin, ülkelerinde işkence yapıldığına dair bilgileri gizlemesi ve bu bilgilere erişimin zorluğu nedeniyle her ülke için kapsamlı verilerin belirlenmesinde zorlanıldığı ifade etti.
1984 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmesi'nin 155 ülke tarafından kabul edildiğine dikkati çeken Shetty, bu sözleşmeyi kabul eden ülkelerin yarısında fazlasında 2014 yılı içinde işkence yapıldığını tespit ettiklerini belirtti.
Hükümetleri, ülkelerinde yapılan işkenceye göz yummakla eleştiren Shetty, "Af Örgütü, çığır açan BM Sözleşmesi'nin üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, hükümetleri işkenceyi ortadan kaldırmak için kendi taahhütlerine ihanet etmekle suçluyor. Hükümetler işkence konusunda iki yüzlü davranıyor. Yasayla önlüyorlar ancak pratikte kolaylaştırıyorlar" diye konuştu.
- Toplumlar işkenceden korkuyor
Shetty, raporun ve kampanyanın, İşkenceye Karşı BM Sözleşmesi'nin 30. yıldönümü kapsamında hazırlandığını söyledi. Toplanan bilgiler ve 21 ülkeden 21 bin 221 kişiyle yapılan anket sonucunda kişilerin çoğunun işkence korkusu yaşadığını belirlediklerini anlatan Shetty, anketin düzenlendiği 21 ülkede de işkencenin yapıldığını saptadıklarını ifade etti.
Salil Shetty, örgütün önümüzdeki iki yıl boyunca "İşkenceyi Durdur" kampanyasını yürüteceğini söyledi.
Türkiye'den de katılımcıların yer aldığı, Aralık 2013-Nisan 2014 tarihleri arasında telefonla veya yüz yüze yapılan ankete göre, katılımcıların yüzde 44'ü kendi ülkelerinde gözaltına alınmaları halinde işkenceyle karşılaşma korkusu yaşıyor, yüzde 82'si kendilerini işkenceden koruyacak güçlü yasaların çıkarılmasını istiyor.
Anketi Türkiye'den cevaplayan bireylerin yüzde 84'ü, "İşkenceye karşı güçlü yasaların olması gerekli çünkü işkencenin kullanımı ahlak dışı ve uluslararası insan haklarını güçsüzleştiriyor" fikrine katılıyor. "Toplumun korunması amacıyla bilgi toplamak için işkencenin bazen gerekli olduğunu düşünüyorum" diyenlerin oranı ise yüzde 32.
Bilgi toplanması amacıyla işkencenin bazen gerekli olduğu düşünülen ülkelerin başında yüzde 74 ile Çin ve Hindistan geliyor. Bu fikre en fazla karşı çıkan ülke ise yüzde 87 ile Yunanistan.
- Dayak en sık kullanılan işkence yöntemi
Af Örgütü, bazı ülkelerde işkencenin rutin ve sistematik olduğunu belirtti.
İşkence yöntemlerinin ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğine dikkati çeken örgüt, raporunda en sık başvurulan işkence yönteminin dayak olduğunu bildirdi.
Uyku yoksunluğundan, vücuda elektrik vermeye kadar 2013-2014 döneminde kullanılan fiziksel ve zihinsel işkence yöntemlerinin yer aldığı raporda, dayak yönteminin bazen tekme, yumruk, sopa, tabanca kabzası, demir boru kullanımını içerdiği, bunun sonucunda işkence mağdurlarının iç kanama, vücutta çürük, kemik kırılması, diş kaybı hatta bazı durumlar da ölümle karşılaştığı ifade edildi.
- İşkencenin önlenmesi için hükümetlere çağrı
İşkencenin önlenmesi ve cezalandırılması için koruyucu bir düzenlemenin geliştirilmesi konusunda çağrıda bulunan örgüt, hükümetlerin, işkencenin sorumlularını adaletin karşısına çıkarmaları gerektiğini kaydetti.
Örgüt, işkencenin önlenmesi için hükümetlerin uygulaması gereken düzenleme için "usule göre doktor muayenesi", "gözaltıların doğru bir şekilde raporlanması", "sorgulama sırasında video görüntüsü, en azından ses kaydı alınması", "avukatlara hızlı erişim", "gözaltı yerlerinin bağımsızca denetlenmesi", "işkence iddialarında bağımsız ve etkin inceleme yapılması" gibi önerilerde bulundu.