Burkay, Genç Barış İnisiyatifi Derneği tarafından Konya Ticaret Odası'nda düzenlenen panelde, çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Kürt sorununun çözümü, ülkemize barış getirmekle kalmayacak, diğer sorunların çözümüne de yardımcı olacak. Bu durum şiddetin bir bütün olarak toplum yaşamından çıkarılmasına ve barışçıl ortama ulaşmaya hizmet edecek" diyen Burkay, bunun Türkiye'nin önündeki en büyük ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Kürt sorunuyla ilgili bugün geçmişe oranla daha çok şey bilindiğini ifade eden Burkay, şunları kaydetti:
"Her şeyi biliyor muyuz? Hayır. Ama geçmişe göre oldukça ileri noktadayız. Çünkü geçmişte bu sorunu hiç tartışamazdık. 'Böyle bir sorun var' bile diyemezdik. 1950, 1960'lı yılların başında 'doğu sorunu' diyorduk. Sonra yavaş yavaş Kürt sorunu da denmeye başlandı ama bu, bedellere mal oldu. Sonra sorun kendi adıyla gündeme geldi, tartışıldı. Ama bunu tartışmak isteyenler kendilerini cezaevinde buldular. Daha sonraki dönemlerde, yalnız Kürtler değil tabii ki Türkler de ülkede yaşayan tüm insanlar büyük bedeller ödedi."
- "Türkler de Kürtler de ön yargılarını değiştirmelidir"
Burkay, geçmişte sorunun çözümü için gerekenlerin yapılmadığını savundu.
Çözüm için gerçeğe uygun projelerin hayata geçirilmesi gerektiğine işaret eden Burkay, şöyle devam etti:
"Bu, maalesef Süleyman Demirel döneminde olmadı. Turgut Özal döneminde önemli girişimlerde bulunuldu. AK Parti'nin iktidar olduğu dönemde Kürt sorunuyla ilgili yeni adımlar atıldı. Reformlar yapılması, TRT Şeş'in açılması, üniversitelerde Kürt dili bölümlerinin açılması ve bu sorunun özgürce, rahatça tartışılabilmesi çok önemli. O dönemden bu döneme yaşadığımız gelişmenin en önemli yanı, sorunu özgürce tartışabilmemizdir. Bu önemli bir gelişme. Bunu yapabiliyorsak, buna mutlaka çözüm de bulacağız. Sorun barışçıl biçimde çözülecekse, bir arada yaşanacaksa, Türkler de Kürtler de ön yargılarını değiştirmelidir."