'Çok uluslu şirketlerin cinayetleri cezasız kalmamalı'
Çok uluslu şirketlerin özellikle gelişmekte olan ülkelerde ‘maksimum kar’ mantığıyla yol açtıkları ölümler ve insan hakları ihlalleri çoğu zaman cezasız kalıyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-05-12 11:49:01
Dünya genelinde faaliyet gösteren 500 sivil toplum kuruluşu, Birleşmiş Milletler (BM)’nin şirketleri hesap vermeye ve gerektiğinde cezalandırabilecek uluslarüstü düzenlemeler içeren geniş bir antlaşma yapılmasından yana.
Aralarında dünya çapında çalışmalara imza atan kurumların da bulunduğu 500 kadar sivil toplum örgütü (NGO), Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi (HRC)’nin çok uluslu şirketlere yönelik kontrol mekanizmalarını geliştirmesini istiyor. NGO’lar, daha önce Ekvador tarafından HRC’ye sunulan karar tasarısının HRC’nin 9-27 Haziran arasında Cenevre’de yapılacak 26’ncı oturumunda kabul edilmesini talep ediyorlar.
HRC’ye yapılan çağrıda, çok uluslu şirketlerin yol açtığı insan hakları ihlalleri ve ya ölümlerden ötürü hesap vermesi istenirken, mevcut hukuki düzenlemelerin büyük şirketleri de yargılayabilecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor.
CEZALANDIRILMAK YERİNE ÖDÜLLENDİRİLDİLER
500 kadar NGO’yu temsilen 150 büyük kuruluşun imzaladığı çağrıda, BM tarafından kabul edilmesi istenen yeni antlaşmanın uluslararası düzeyde denetimini üstlenecek bir üst kurul oluşturulması talebi de yer alıyor. Çağrıcılar arasında yer alan Treaty Alliance üyesi Inclusive Development International adlı derneğin temsilcisi David Pred, ipsnews.net sitesine yaptığı açıklamada, “Büyük şirketleri yol açtıkları insan hakları ihlallerinden dolayı yargılayabilecek bir düzenlemenin zamanı çoktan geldi. Ölümlerde sorumluluğu olan birçok çok uluslu şirket şimdiye kadar cezasız kaldılar. Ancak, bunları cezalandırmak yerine, hükümetler yaptıkları serbest ticaret antlaşmaları ile bu şirketleri daha da güçlü hale getirdiler” diyerek, mevcut düzenlemelerin yetersizliğine dikkat çekti.
Pred, çok uluslu dev şirketlerin kontrol edilemez olmalarının günümüz dünyasında insan hakları ve demokrasiye yönelik en ciddi tehdit olduğunun da altını çizdi.
HRC’NİN MEVCUT YÖNETMELİĞİNİN BAĞLAYICILIĞI YOK
Çok uluslu şirketlerin maksimum kar mantığıyla girdiği ülkelerde çalışanlar ve şirketlerin bulunduğu bölgelerde yaşayan insanlara verdiği zararlara karşı hukuki bağlayıcılığı olan bir sistemin kurulması talebi on yıllardır var. 2011 yılında bu talepleri dikkate alan HRC, Şirketler ve İnsan Hakları başlıklı bir yönetmelik yayınlamıştı. Ancak bu yönetmeliğin hukuki ve ya siyasi anlamda bir bağlayıcılığı bulunmuyor ve şirketlerin bulundukları ülkelerin yetersiz kanunlarından ziyade, uluslararası kuralları dikkate almasına yönelik talepleri de karşılamıyor.
İLK KEZ BU DENLİ BİR BİRLİK OLUŞTURULDU
Transnational Institute adlı NGO’dan Gonzalo Berron ise, HRC tarafından karar altına alınacak yeni bir anlaşma ile şirketlerin yol açtığı insan hakları ihlallerini yargılayabilecek yönetmeliklerin bağlayıcılığının olmasının önemine dikkat çekiyor. Berron, şimdiye kadar sadece insan hakları ihlallerinden zarar gören kesimler ile bazı NGO’ların bu konuya ilişkin çabalarının dünya kamuoyunda dikkat çektiğini, ancak imzalanan çağrı ile ilk kez bu kadar çok uluslararası sivil toplum kuruluşunun aynı amaç bir araya geldiğinin de altını çiziyor.
“ANLAŞMA YETMİYOR, ULUSLARÜSTÜ DENETİM ŞART”
Çok uluslu şirketlerin denetimsizliğinin ve yol açtıkları insan hakları ihlallerinin HRC’nin kabul edeceği bir anlaşma ile son bulacağına inanmak ise çok zor. International Corporate Accountability Roundtable adlı kuruluşun yöneticisi Amol Mehra ise IPS’e yaptığı açıklamada, çok uluslu şirketlerin yol açtığı ölümler ve insan hakları ihlallerinin bir anlaşmayla son bulmasının mümkün olmadığına dikkat çekiyor.
Dünya genelinde 80 bin çok uluslu şirketin ve bunlara bağlı milyonlarca taşeron firmanın bulunduğunu hatırlatan Mehra, ihlallerin önüne geçilmesi için uluslarüstü bir denetleme kurulunun olması gerektiğinin altını çiziyor. Mehra, ilgili ülke hükümetlerinin bu konuda sorumlu davranması gerektiğine de vurgu yapıyor.
EKVADOR ÖNCÜLÜĞÜNDE 85 ÜLKE DESTEK VERİYOR
Sayıları onbinlerle ifade edilen büyük şirketlerin denetimsiz bir biçimde faaliyet göstererek yüz milyonlarca insanın hayatını etkileyen sonuçlara yol açmasına karşı geçtiğimiz yılın Eylül ayında ilk ciddi adım atılmıştı. Ekvador’un öncülük ettiği 85 kadar ülke, HRC’nin 24’üncü oturumunda konuyu gündeme getirmiş ve uluslararası bağlayıcılığı olan geniş bir antlaşmanın imzalanmasını talep etmişlerdi.
Bu talebin, BM-HRC’ye üye ülkelerden gelmiş olması da, çağrıcı NGO’ları umutlandıran bir diğer nokta. Şimdi ise gözler, HRC’nin Haziran ayında yapacağı genel kurulunda hazırlanması muhtemel bir antlaşmaya ve bu antlaşmanın içeriğinin nasıl uygulanacağına dair kararlara çevrilmiş durumda.
(Ajanslar)
SON VİDEO HABER
Haber Ara