Bakan Eroğlu, Cibuti, Tarım, Su, Orman ve Hayvancılık Bakanı Muhammed Ahmed Awelch ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.
Türkiye'nin, Cibuti ile işbirliğinin olabildiği ölçüde artmasını ve gelişmesini arzu ettiğini belirten Eroğlu, iki ülke arasında tarihten gelen bir kardeşlik ve dostluk bağı bulunduğunu ifade etti.
Eroğlu, "Osmanlı devleti zamanında Cibuti ve Somali'ye kadar Osmanlılar ellerini, yüreklerini uzatmışlardı. Ama arada maalesef 200 yıllık bir sömürge dönemi yaşandı. Yani vahşi Batı, Afrika'yı 200 yıl boyunca sömürdü. İnşallah o dönemler artık geride kaldı. Biz sadece Cibuti'ye değil, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak Afrika'ya yüreğimizi, gönlümüzü, elimizi uzattık. Dolayısıyla ikili işbirliği faaliyetleri daha da artan bir şekilde devam edecek" diye konuştu.
Cibuti'nin talebi üzerine bu ülkedeki su sondaj kuyularında yaşanan sıkıntıların giderilmesi için geçen yıl Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkililerince incelemelerde bulunulduğunu hatırlatan Eroğlu, bazı ekipmanların TİKA tarafından alınmasının kararlaştırıldığını, gelecek temmuz ayında teslimatın gerçekleşeceğini ve DSİ Genel Müdürlüğü ekiplerince monte edileceğini aktardı.
Ülke ile aynı adı taşıyan başkent Cibuti'nin çevresinde taşkın ve erozyonla mücadele kapsamında ağaçlandırma faaliyetleri yürütüleceğini kaydeden Eroğlu, Türkiye ile Cibuti arasında su ve ormancılık alanında 21 maddelik bir eylem planı hazırlandığını, bu kapsamda sondaj makinelerinin tamiri ve bakımının, sondaj operatörlerinin eğitiminin, fidan üretiminin ve fidanlık kurulmasının, ağaçlandırma ve ormancılık çalışmalarının, kırsal kalkınma alanlarında eğitim faaliyetlerinin yer aldığını anlattı.
Eroğlu, bu eylem planının ve iki ülke arasındaki ikili işbirliği anlaşmasının, dostluğun daha da pekişmesine ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmasını dilediğini söyledi.
Cibuti, Tarım, Su, Orman ve Hayvancılık Bakanı Awelch ise Türkiye ile Cibuti'nin, tarihleri ve coğrafyaları ile birçok şeyi paylaştığını ve birbirlerine benzediklerini belirterek 200 yıllık sömürge döneminin ise Osmanlı devleti ve Cibuti arasındaki ilişkileri kesintiye uğrattığını kaydetti.
Her iki ülkenin jeostratejik olarak çok önemli yerlerde bulunduklarına dikkati çeken Awelch, Türkiye'nin Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan Çanakkale Boğazı'na, ülkesinin ise Asya ve Afrika'yı birbirine bağlayan Bab-el-Mandeb Boğazı'na sahip olduğunu, bunların dünyanın "stratejik kilitleri" niteliğini taşıdığını belirtti.
Awelch, "Aramızdaki ilişkilere, geçmişimize baktığımız zaman somut bir mirasımız var. Biz buna tutunduk ve bir rönesans sağlamak, bunu tekrar şaha kaldırmak amacıyla buna sıkı sıkı sarıldık. Türkiye Cumhuriyeti ile aslında Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren Atatürk'ün bu cumhuriyeti kurması ve sizin çalışmalarınız, Cumhuriyet Dönemi'nde yapılanlar, iki ülke arasındaki ilişkiler açısından, biz bu ilişkileri şaha kaldırmak için bu ortak mirasa sıkı sıkı sarıldık" değerlendirmesini yaptı.
Bakan Eroğlu'nun, hidroloji alanında dünyada tanınan az sayıdaki kişilerden biri olduğunu dile getiren Awelch, "Hem dünya çapındaki bilimsel çalışmalarınız dolayısıyla ama aynı zamanda Türkiye için, ülkeniz için yaptıklarınız dolayısıyla sizi tebrik etmek istiyorum" dedi.
Bakanlığının birçok işle ilgilendiğini bunun yerine belli konulara odaklanmak gerektiğini aktaran Cibuti Tarım, Su, Orman ve Hayvancılık Bakanı Awelch, iki işi ele almanın, daha fazla sayıdaki işi bir arada yapmaktan daha iyi olduğunu dile getirdi.
Taşkınlara karşı korunma, başkent Cibuti'nin ekonomik altyapısının korunması ve susuzlukla mücadelenin, odaklandığı sorunlar olduğunu aktaran Awelch, "Şimdi siz 16 milyonluk İstanbul'u kurtardınız. Su ihtiyacı açısından İstanbul'da 16 milyonu kurtardınız. Bizim başkentimiz Cibuti ise 450 bin kişilik nüfusa sahip. İstanbul'u kurtardıysanız siz bizim başkentimizi hayli hayli kurtarırsınız" diye konuştu.
Toplantıda gülüşmelere neden olan Awelch'in bu sözleri üzerine Bakan Eroğlu, "Doğru söylüyor. Vallahi bana çok büyük yük verdi. Tamam, mesaj alındı" karşılığını verdi.
Bakan Eroğlu, "AİHM'in, Türkiye'yi Kıbrıs ile ilgili olarak tazminata mahkum etmesine ilişkin" bir soru üzerine, "Orada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'miz var. Ama Rum tarafını tanımıyoruz" dedi.
Eroğlu, "Üstelik bana göre burada bir saçmalık var. İkili barış görüşmeleri başladığı sırada böyle bir şey çıkması, barışa atılan adeta bir hançerdir diye düşünüyorum. Dolayısıyla biz bunu tanımıyoruz, tanımayacağız. Yani onu özellikle vurgulamak istiyorum: kusura bakmasınlar yani, böyle bir şey olamaz. Esasen onlar öldürdükleri, şehit ettikleri o Kıbrıslıların tazminatını ödesin, ödeyebiliyorlarsa. Çünkü onun bedeli nasıl ödenecek? Dolayısıyla bence bu doğru bir şey değil. Onu özellikle vurgulamak istiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından, Eroğlu ve Awelch, iki ülke arasında su ve orman alanındaki ikili işbirliği anlaşmalarını imzaladı.