Sütlüoğlu, ÇAYKUR'da düzenlediği basın toplantısında, randevulu alım sistemine geçtiklerini belirterek, "Bundan sonra alımlarımız randevulu alım sistemi çerçevesinde devam edecek. Vatandaşlarımız bir haftalık çayını bir günde gelip verecek. 3-4 hafta böyle devam edecek. Bir sürgün dönemini böyle bitirmiş olacak. Gurbetçi vatandaşlarımız da 4 gün peş peşe gelip çaylarını verecekler" diye konuştu.
Beyaz çay alımlarının devam ettiğini ifade eden Sütlüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün 7 bin 807 ton çay aldık. Bugüne kadar toplamda 46 bin 564 kilo yaş çay aldık. Beyaz çayda ise bugüne kadar 123 kilo çay aldık. Beyaz çayda zaten büyük rakamlar olmuyor. Beyaz çay yağmur yağarken toplanmaması gerekiyor, çünkü bozuluyor. Toplandıktan sonra da suyla temas ettirilmemesi çok önemli. Uygun şartlarda bekletilmesi gerekiyor. Toplanırken ufak sepetçiklerde toplanması gerekiyor. Akşama kadar bu sepetçiklerde bekletilmeden serin ve yaygın bir yerde bekletilmesi gerekiyor, aksi halde kararmalar meydana geliyor. En ideali ise toplandığı gün teslim edilmesidir. Vatandaşlarımızdan bunu istiyoruz. Bugün toplanan çay ertesi güne saklanırsa yüzde 30 fire veriyor. Bu da vatandaş açısından ciddi bir zarardır. Plastik ve naylon kaplarda, peynir ve yoğurt kaplarında saklamasınlar. Hem bozuluyor hem de kokusunu alıyor. Yeni bir üründür."
Sütlüoğlu, vatandaşlardan çayı kaliteli toplamalarını istediklerini belirterek, "Çayın kalitesini bozarsak en büyük zararı kendimize veririz. Bunu yıllarca söylüyorum. Günü kurtarmak ve bugüne birkaç kilo fazla çay vermek kazanç değildir. Geleceğimizi öldürmektir. Bu çayın gelecek nesillere intikal etmesi gerekiyor. Gelecek nesillere intikal etmesi için de ham maddedeki kaliteyi korumamız şart. Ham madde bozuksa fabrikalar ne kadar teknolojik olursa olsun bu çaydan kaliteli bir çay yapamazsınız" dedi.
- "Çay diye odun vermesinler"
Fabrikalarının çok teknolojik olduğunu vurgulayan Sütlüoğlu, şunları kaydetti:
"Fabrikalarımızın odundan bir çay yapma kabiliyeti yoktur. Çay diye odun vermesinler. Fabrikalarımız çay fabrikasıdır, kereste fabrikası değildir. Kimse de bu sözlerimden alınmasın. İyi bir fiyat verdik. Peşin peşin ödemeler yapıyoruz. Vatandaşımızdan kaliteli çayı almak ve istemek hakkımızdır. Çay diye odun vermenin hiçbir haklı gerekçesi olmaz. Halk dilinde 'et kemiksiz olunmaz' diye bir şey geliştirilmiş. Doğru, et kemiksiz olunmaz ama kemiksiz etin fiyatı ayrıdır, kemikli etin fiyatı ayrıdır. Aynı fiyatı vermiyorlar. Biz kemiksiz etin fiyatını veriyoruz. Çayın da iyisini almak istiyoruz. Bizim de hakkımızdır. Müstahsilin geleceği ve menfaati açısından çok gereklidir. Biz çayı kalitesiz alırsak kokusu ve aroması olmaz. Çayı çay yapan birçok özellik oluşmaz. Piyasadan aldığımız en büyük tepkiler bunlar. Çayda dem ve aroma yok. Bu yüzden tüketici yabancı menşeyli çayları alıyor. Biz çayımızı satamazsak elimizde kalır.
Üretici topladığı çayı havalandırsın. Serin bir ortamda yaş çayı saklasınlar. Yanık çay getirmesinler. Kalitesiz sattıkları çaydan aldıkları para helal para değil. Bunda kul hakkı var. Üretici geçen senenin çay dalını kesmiş bize satıyor. Bu çayları alan fabrikaların müdürlerini soruşturmaya aldım. Hepsi ceza alacaklar. Bu çayı alan eksperler de sorgulanacak, mesleğinden olacaklar. Eksperler için işten çıkarmaya kadar cezalar var."
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının gündeminde olan çay kanununun kaçak çayın önlenmesinde büyük yararı olacağını ifade eden Sütlüoğlu, "Kaçak çay Türk çayı açısından son derece zararlı. Çok etkin mücadelelerin yapılması gerekiyor. Gümrüklerde mücadele var. Kaçak çaylar sadece gümrüklerden girmiyor. Bakanlığın gündeminde yer alan çay kanununda kaçak çay mevzusuna da yer verdik. Bunun bir yasal çerçevede değerlendirilerek yapanların hapis cezasıyla cezalandırılmasını istiyoruz. Çay taslağımızda da buna yer verdik. Kaçak çayları takip ediyoruz. İlgili mercilere de şikayetlerimize yer veriyoruz" diye konuştu.