Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Çocuk gelinlerin dramı, profesörü ağlattı

Çocuk gelinlerin dramı, profesörü ağlattı

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-09 11:55:24

Çocuk gelinlerin dramı, profesörü ağlattı
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği tarafından gerçekleştirilen "(Çocuk Gelin) Ayıbına Hayır" sempozyumunda sunum yapan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Münire Erman Akar, 70 yaşındaki bir kişiyle evlendirilen 13 yaşındaki gelini anlatırken duygulu anlar yaşadı.

Türkiye'deki küçük yaşta evlendirilen kız çocuklarının dramına dikkat çekmek amacıyla TMMOB Makina Mühendisleri Odası toplantı salonunda "(Çocuk Gelin) Ayıbına Hayır" konulu sempozyum düzenlendi.

Sempozyumda "Çocuk evliliklerinin üreme sağlığı açısından sakıncaları" konusunda sunum yapan Prof. Dr. Akar, çocuk yaştaki evliliklerin telafisi olmayan sonuçlara neden olduğunu ve bir an önce bu tür olaylara "dur" demek gerektiğini vurguladı. Bu tür olayları "Sapıklık ve tecavüz" olarak nitelendiren Akar, olaylara zemin hazırlayanların ise toplumdan dışlanması gerektiğini vurguladı.

Mesleği gereği birçok kadınla çalıştığını ve kendisine küçük yaşta gebe kadınların geldiğini anlatan Akar, "Bazen bize de 'Çocuk polikliniği mi yoksa kadın doğuma mı gitmeli' denilen gebe çocuklar geliyor. Çok çaresizler, çok kötü deneyimlerden geçmişler. Tek bir tecavüz değil, günler boyunca tecavüze uğramış, artık susmuş, yaşayan ölüler şeklindeler" dedi.

- Eşlerine "baba, amca" diyorlar

Prof. Dr. Münire Erman Akar, 18 yaş altında çocuğun fiziksel, fizyolojik ve psikolojik olarak olgunluğa erişmeden, kendi rızası olmadan yapılan evliliklerde çocuk istismarı, kadına yönelik şiddet ve insan haklarının ihlali olaylarının yaşandığını belirtti.

Yapılan araştırmalarda eğitimin önemli bir faktör olduğunun görüldüğünü ifade eden Akar, erken yaşta evliliklerin en fazla yoksul, aile içi şiddetin var olduğu, baskıcı, çok sayıda kardeşin, çocuğun bulunduğu ailelerde yaşandığını kaydetti.

Küçük yaşta evlendirilen kızların dramlarının anlatıldığı haber kupürlerini gösteren Akar, "Aralarında çok yaş farkı olan evlilikler var. Biri 70 yaşında, gelin ise 13 yaşında ve ona 'baba' diyormuş, evlilik boyunca da 'baba' demiş, hatta bazıları 'amca' diyor. Başka ne diyebilirler ki" diye konuştu.

Akar, ayrıca küçük yaşta evlendirilen gelinlerin çok çaresiz olduklarını, kendilerini ifade etmekte zorlandıklarını söyledi.

Bu tür olayların en fazla kırsal bölgelerde görüldüğüne işaret eden Akar, ailenin namusu olarak görülen bekaretin kaybedilmeden, kızın gözünün açılmadan evlendirilmesinin daha doğru bir davranış olarak kabul edildiğini ve bunun da bir gelenek, örf gibi aktarıldığını ifade etti.

Türk geleneğinde ve göreneğinde böyle bir durumun olmadığını vurgulayan Akar, "Ben de bir Türk çocuğuyum, böyle bir örf ve adet yok" dedi.

- Küçük gelinlerin sağlıkları da tehlikede

Prof. Dr. Akar, küçük yaşta evlendirilen kızların fiziksel ve cinsel şiddet görme risklerinin de çok fazla olduğunu belirtti. Erken yaşta cinsel ilişkiye girdikleri için birçok hastalıkla da karşı karşıya kaldıklarını anlatan Akar, psikolojik ve kadın hastalıkları açısından risk altında olduklarını ifade etti. Akar, erken doğum nedeniyle birçoğunun hayatlarını kaybedebildiğini, rahim ağzı kanserine maruz kaldıklarını, idrarlarını, büyük tuvaletlerini tutamadıklarını kaydetti.

Ayrıca bu gelinlerin çok sayıda gebe kaldıklarını, korunma yöntemlerini bilmedikleri için de güvenli olmayan düşük yöntemlerini kullanarak, hayatlarını kaybettiklerini bildiren Akar, birçoğunun ise hastaneye ulaşamadıkları için doğum sırasında hayatını kaybettiğini söyledi.

Bu gelinlerin kendilerini köle gibi hissettiklerini, 35 yaşında oldukları halde 55-60 yaşındaki gibi göründüklerini, sağlıklarının bozulduğunu dile getiren Akar, bir an önce harekete geçilerek, bu tür olaylarla savaşılması gerektiğini kaydetti. Kendisine gelen çocuk yaştaki hastalarından bahseden Akar, şunları söyledi:

"Mal gibi satılıyorlar, aile içinde hiçbir zaman söz sahibi olamıyorlar. Yalnızca verilen görevleri yapıyorlar. Kendi cinselliklerini hiçbir zaman yaşayamıyorlar. Bir çocuk gelinin ifadesi, 'Aileme çok kızgınım, beni satmak için yetiştirdiler, buralarda iş bulamayanlara para karşılığında satılıyoruz, hiç bir değeri olmayan ve başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak için dünyaya gelmiş kadınlarız' diyorlar. Umarım buna biz "dur" diyebiliriz."

Akar'ın sunumu sırasında gerek Akar ve gerek salondakiler duygulu anlar yaşadı.

Haber Ara