Tarih öncesi çağlardan başlayarak Akdeniz kültürünün ayrılmaz parçası olan zeytinyağının oluşum aşamaları, Urla'da kurulan müzede gözler önüne serilecek. Ortopedi uzmanı olmasına karşın butik müzeciliğe olan ilgisiyle "zeytinyağı müzesi" kurmaya karar veren Doç. Dr. Levent Köstem, hayalini yıllar süren çabalarıyla hayata geçirdi.
Yakın zamanda ziyaretçilerini ağırlamaya başlayacak müzede AA ekibini konuk eden Köstem, müzenin kuruluş öyküsünü ve özelliklerini anlattı.
Butik müze kurma fikrinin yaklaşık 10 yıl önce eski taş binayı görmesiyle başladığını dile getiren Köstem, şunları söyledi:
"Bu bina satılsa, alsam burada çok güzel bir müze olur dedim kendime. Sonra buranın satılık olduğunu öğrendim. Almak için iki yıl uğraştım, daha sonra da müze için malzeme toplamaya başladım. Malzeme toplarken birçok dost edindim. Ege'nin birçok köyüne gittim, çok yardımcı oldular. Kafamda müze için bir proje çizdim ve eksik olan ne varsa topladım. Bazılarını uzakta ararken çok yakınımda buldum."
- İlk zeytinyağının nasıl elde edildiği görülebilecek
Köstem, müzenin, Akdeniz kültürünün en önemli parçası olan zeytinyağının binlerce yıllık serüvenini gözler önüne sereceğini ifade ederek, müze hakkında şu bilgileri verdi:
"Zeytinyağının teknolojisi aslında binlerce yıldır değişmemiş. Zeytin parçalanmış, ezilmiş ve zeytinyağı ayrıştırılmış ama zamanla bunu yapan güç değişmiş. Zaman zaman insan gücü, hayvan gücü, su, rüzgar kullanılmış. Burada hayvan gücüyle dönenden başlayan, buhar basıncından elektrik enerjisine uzanan ve bugüne kadar kullanılan bütün zeytinyağı sıkım sistemleri olacak. Hepsi orijinal malzemeleriyle yapılan sistemler bunlar. Ayrıca milattan önce 6'ncı yüzyıldan kalma Klozemenai Zeytinyağı İşliği'nin orijinal taşlarla birebir replikasını yapacağız."
Müzede zeytinyağı sektöründe kullanılan her şeyin olacağını ifade eden Köstem, "Müzeyi, 1930'ların Urlası olarak düşünüyoruz. Yaşayan bir müze olacak burası. Çocukların eğitimi ile çok ilgilenmek istiyoruz. Burada, zeytin ezme taşları, eski rum presleri, buharlı fabrikalar, variller, 2-3 binlik kandiller ve bin yıl öncesine ait, Osmanlının kuruluşunu görmüş zeytin ağacı kökleri var. Buraya gelen bir kişi zeytin ve zeytinyağı ile ilgili her şeyi öğrenebilecek" diye konuştu.
Köstem, zeytinyağı müzesini tamamen kendi imkanlarıyla oluşturduğunu ve kendisinden sonra da yaşaması için ayrıca bir vakıf kurduğunu kaydetti.
-"Dünyanın en büyü olacak"
Dünyadaki bütün zeytinyağı müzelerinin, doğal olarak Akdeniz havzasında toplandığını ve araştırmalarına göre 26 zeytinyağı müzesi bulunduğunu belirten Köstem, bunlardan Yunanistan'da bulunan 2'sinin çok önemli olduğunu kaydederek, Urla'da oluşturulan müzesinin kurulmuş tüm zeytinyağı müzeleri içinde en büyüğü olacağını savundu.
Müze bünyesinde bir de Zeytinyağı Kültür Merkezi oluşturduklarını ifade eden Köstem, burada toplantı salonlarının, çocuk eğitim bahçelerinin, sabun müzesinin ve sanat atölyelerinin yer alacağını söyledi.
Ortopedi uzmanı olan Köstem, yıllardır engellilerle iç içe olduğunu, yaşadıkları zorlukları bildiğini dile getirerek, bu nedenle müzeyi "engelsiz müze" olarak tasarladığını sözlerine ekledi.