Eroğlu, kentte Fuar ve Kültür Parkı'nda düzenlenen "Mermer, Maden, Doğaltaş, Makine Teknolojileri Fuarı"nın açılışında yaptığı konuşmada, işadamlarının gayretleriyle son yıllarda ihracatın çok arttığını, 2002 yılındaki 36 milyar dolarlık ihracatın, bugün 153 milyar doları geçtiğini ifade etti. Gerçekten iyi mesafe kat edildiğini belirten Eroğlu, bunun yeterli olmadığını, 2023 yılında ihracatın 500 milyar dolara çıkartılacağını söyledi.
Afyonkarahisar'da da büyük bir potansiyelin olduğunu, kentte doğal kaynaklar, jeotermal, ayrıca mermerin bulunduğunu dile getiren Eroğlu, yapılan göletler, sulama tesisleri, barajları ile de kentin bütün dünyaya gıda ihraç eden bir merkez haline geleceğini belirtti. Özellikle mermer açısından bakıldığında Afyonkarahisar'ın, dünyanın en kaliteli mermer yataklarına sahip olduğunu anımsatan Eroğlu, şöyle devam etti:
"İşte 'Afyon beyazı' adlı mermer... Dünyaca meşhur. Kalite bakımından da son derece güzel. Ayrıca buradaki mermerler, radyasyon ihtiva etmiyor, o da çok önemli. Dünyada bir marka haline geldi. Afyonkarahisar, çeşitli desen, renk ve kalitedeki mermer rezervleri ile ülkemizin en güzel yer altı kaynağına sahip. Bu bakımdan gurur duyuyoruz. Afyon Kocatepe Üniversitesi Mermer ve Doğaltaş Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi de yaptığı çalışmalarla gerçekten sanayici ve iş adamlarımıza yol gösteriyor, gelişmelerine katkı sağlıyor. Sektör için çok önemli. Kalifiye eleman yetiştiriyor. Türkiye'de özellikle ara eleman dediğimiz, eleman sıkıntısı var. İş talep edene soruyorum, 'ne istiyorsun?', 'ağabey ne iş olsa yaparım' diyor. Ama sanayicimiz her işi yapan değil, gerçekten vasıflı eleman istiyor. İşte üniversitemiz buradaki vasıflı eleman ihtiyacını karşılıyor."
Maden ve metaller sektöründe bir artış kaydedildiğini anlatan Eroğlu, özellikle maden ve metaller sektöründe Afyonkarahisar'da 2012 yılında 157 milyon 839 bin dolar direkt ihracatın gerçekleştiği bilgisini verdi. 2013 yılında ise maden ve metaller sektöründe yüzde 14 artışla 180 milyon doları aşan bir ihracat gerçekleştiğini kaydeden Eroğlu, bunun çok önemli olduğunu, bu sene, bu rakamın daha da artacağına inandığını söyledi.
2013 yılında toplam 252 milyon 500 bin dolar doğal taş ihracatı gerçekleştirildiğini ve 2012 yılına göre yüzde 7.3'lük bir artış sağlandığını belirten Eroğlu, 2013'te de bir artışın yaşandığını, bu bakımdan önemli bir mesafe kat edildiğini ifade etti.
Afyonkarahisar'dan en çok ihracatın Çin Halk Cumhuriyeti'ne yapıldığını, bunu da Amerika, Fransa ve Hindistan'ın takip ettiğini bildiren Eroğlu, "Benim özel arzum şu, bazen mermer, blok olarak satılıyor, bunun çeşitli sebepleri var ama acaba işlenerek satılırsa daha büyük bir katma değer sağlamak mümkün olur mu? Bu konuda bir çalışma yapılırsa biz, hükümet olarak destek vermeye hazırız. Zaten Başbakanımız da özellikle mermer sektörünü destekliyor" ifadelerini kullandı.
- Bakan Eroğlu'ndan madencilere müjde
Maden izinlerinin Başbakanlık'tan çıktığını hatırlatan Bakan Eroğlu, "Başbakanımızla yaptığımız görüşmede, Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nden (MİGEM) Başbakanlık'a giderek ruhsat alınmışsa, tekrar bize gelmeden, biz ormandan, orman izni verelim diye bir yazı yazmıştık. Ona, müspet cevap geldi. Ben buradan ilk defa müjdeliyorum. Bu da işleri hızlandıracak" diye konuştu.
- "Ormanlardan madene verilen alan 450 bin hektar"
Madenlerin izinlerinin büyük oranda ormandan verildiğini anlatan Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle basın mensupları size söylüyorum, bunu o kadar abartıyorsunuz. Şimdi bütün Türkiye'de bugüne kadar ormanlardan verilen toplam izin, maden ve mermer hepsi dahil, toplam 450 bin hektar. Bu da ormanlık alanların çok cüzi bir alanına tekabül ediyor. Bu sadece 20-30 yılda verilen izinlerin toplamı. 30 yılda verdiğimiz bütün maden izinlerinin karşılığı olarak, biz sadece 2010 yılında 500 bin hektarlık yeni orman alanı oluşturduk ve rahat ettik. Bir yılda 500 bin hektarlık alanda rehabilitasyon, orman kazandırma çalışması yaptık. Bunları da yazın. Marifet iltifata tabii. Arkadaşlarımız çalışıyor. Onlara yardımcı olmak lazım, önlerini kesmek değil. Kusura bakmayın yani. Neticede taş ocağı geliyor, 'biz istemeyiz.' Tamam da bu binalar ne ile yapılacak. Haydi, ben ormandan izin vermeyeyim. Benim için çok kolay. Mermer, bu kadar insana istihdam sağlıyor. İhracat yapıyor. O zaman yurt dışından mermer mi ithal edelim? Yurt dışından taş ocağı mı ithal edelim? Yani bunu çok açık söylüyorum, madenciler kati surette ormanları tahrip etmiyor. Çünkü biz onlarla birlikte anlaştık. Dedik ki madeni aldıktan sonra burayı ıslah edin. Hatta ağaçlandırma bedelini veriyorlar. Biz iş bittikten sonra ağaçlandırıyoruz ve tekrar ormana kazandırıyoruz. Yaptığımız bu, kaybolan bir şey yok. Diyorsunuz ki, 'HES'ler ormanları tahrip ediyor.' Ben sabahleyin çıkardım. Şimdiye kadar verilen bütün HES'lerden enerji hatları dahil olmak üzere bunların tamamına ayrılan alan, toplam ormanlık alanının binde 2'si. Binde 2... Ama buradan muazzam bir istihdam sağlanıyor. Madencilik sektörünün sağladığı katma değer ve bu ihracat rakamlarını ihmal edemeyiz. Onlar alın terini ortaya koyuyor. Elleri nasırlı bir şekilde çalışıyorlar. Kusura bakmayın."
- "Orman artışı itibarı ile dünyada biz bir numarayız"
HES'lerin yüz katını ormanlaştırdıklarını aktaran Eroğlu, bozuk ormanların ihya edildiğini ifade etti. Yol kenarları, okullar, hastaneler, üniversitelerin ağaçlandırıldığını dile getiren Eroğlu, şunları kaydetti:
"Bunlar, ülkemizin ormanlık alanlarının artmasına vesile oluyor. Bütün bunlara rağmen çok cüzi miktarda ormanlık alanları madencilere, kısa bir süre için, madenleri alıncaya kadar, terk etmemize rağmen bin de 2. Bunun karşılığında bizim ormanlık alanlar son 10 yılda 900 bin hektar artmış. Ayrıca fidanlara gelince, ağaçlandırmada dünyada Çin ve Hindistan'dan sonra 3. sıradayız. Onların alanı büyük olduğu için yarışamayız ama orman artışı itibarı ile dünyada biz bir numarayız. Netice itibarı ile basın mensupları bir şey yazarken ölçülü yazın bir zahmet. Acaba ne getiriyor, ne götürüyor ona bakmak lazım. Ben de şunu ifade ediyorum, açık bir şekilde, madenciler-mermeciler ne talep ediyorsa onlara her türlü desteği vermeye hazırım. Hatta bir izin geldiği zaman onu 24 saat bekletmiyorum. Arkadaşlarımız şahit. Neticede üretecekler. Üreten insan başımızın tacıdır. Eli nasırlı insan eli öpülesi insandır."