Tokcan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünce hazırlanan planın daha önceden var olan ve ÖÇK tarafından 1998 yılında onaylanan Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni planının revize edilmiş yeni şekli olduğunu söyledi.
Planda endişe edildiği gibi olumsuz bir durumun söz konusu olmadığını aksine Datça'yı koruma amaçlı bir plan olduğunu belirten Tokcan, Datça sahillerinin imara açılarak talan edileceği endişelerinin yersiz olduğunu bildirdi.
Datça'nın Türkiye'de 17 Çevre Koruma Bölgesi'nde, tamamı özel çevre koruma statüsünde olan tek ilçe olduğuna dikkati çeken Tokcan, şunları kaydetti:
"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 1/25.000 ölçekli revizyon planına baktığımızda koruma amaçlı korumaya yönelik tedbirler içeren ve buna göre fonksiyonlar yüklenen bir plan olduğunu görüyoruz. Eski vasfını kaybetmiş değil. Yani bu plan çok değerli Datça arazilerini, Datça coğrafyasını, Datça kültürünü yine korumaya yönelik bir plan olarak karşımıza çıkmakta. Endişe edildiği gibi, gizli saklı bir takım iradelerle Datça yarımadasında bir yağmalama ya da bir talan söz konusu değil. Plan notları incelendiği zaman ancak planın bütünü hakkında bir fikir sahibi olabiliyorsunuz. Balıkaşıran'dan Knidos'a kadar incelediğimizde herhangi bir şekilde bu değerli koylarımızın 5 yıldızlı oteller, tatil köyleri gibi imara açılması söz konusu değil."
1/25.000 ölçekli plan revizyonunun Reşadiye ve Eski Datça dışındaki bütün mahallelerde yerleşim alanlarını iki katı oranında arttırdığına vurgu yapan Tokcan, şunları söyledi:
"Plana baktığımızda yerleşim alanlarında birazcık genişlemeler var. Bu genişleme yerleşim alanlarında tabiki bir yapılaşma sağlıyor. Reşadiye ve Eski Datça dışında bütün mahallelerimizde yerleşim alanlarında yer yer iki katına kadar bir artma söz konusu. Bu da bir yoğunlaşma getirir. Ama şu da var ki hiç yapılaşmaya izin vermeyen bir alanda kontrol dışı yapılaşmalar varsa daha tehlikeli. Kontrolsüz yapılaşmaları önleyebilmek için böyle bir yapılaşmayı ben şahsen belediye olarak çok sakıncalı görmüyorum. Bu konuda itirazımız yok. Bu yerleşim alanlarının arttırılmasını bir itiraz konusu yapmıyoruz. Tam tersine gerekli de görüyoruz."
Tokcan, yerleşim alanı dışında arazisi bulunan birçok vatandaştan arazilerinin yerleşim alanına dahil edilmesi yönünde 400'e yakın talep aldıklarını belirterek, "Plan revizyonunda arazisi yerleşim alanı dışında kalan vatandaş kendi arazisinin de imara açılmasını istiyor. Bu da planın koruma amacından sapmış olmadığının açık bir göstergesidir. Datça yarımadası imara açılarak imar kirliliğine uğrayacak ya da 'Datça talan ediliyor' şeklindeki endişeler de vatandaşlarımızın bu talebi karşısında yersiz kalıyor. Biz konuya objektif olarak yaklaşıyoruz. Bakanlık eğer doğru yaptıysa doğrusunu söyleriz yanlış yaptıysa yanışını söyleriz. Önerimiz varsa önerimizi de söyleriz" dedi.
