Weil, İstanbul Kültür Üniversitesi'nin Şirinevler Kampüsü'nde "Hukuk Devleti ve Demokrasi" konulu konferans verdi.
Mahkeme kararlarına saygılı olmak gerektiğini belirten Weil, demokrasinin, hukuk devletiyle irtibatlı olduğunu anlattı.
"Hem savcı hem hakim olarak çalıştım. Yapılan düzenlemelerde özellikle yargının da demokrasinin kurallarına uyması, siyaset yapmaması gerekir" diyen Weil, yargının sınırlarını görmesinin önemine işaret etti.
Erkler ayrımının bu nedenle önemli olduğunu vurgulayan Weil, "Mahkemelerin, yargının bağımsız olması gerekiyor. Yargının, sadece hükümetten bağımsızlıktan bahsetmiyorum, muhalefetin de tek taraflı olarak sözcülüğünü yapmaması gerekiyor. Bağımsızlığını sağlayabilmesi, taraf olmaması için her türlü siyasi nüfuzdan uzak durması gerekiyor" diye konuştu.
Weil, bununla birlikte yargının, anayasa çerçevesinde hükümetleri denetleme görevi olduğunu hatırlattı.
- "Almanya tarihinin en dip noktası: 8 Mayıs"
Konferans için seçilen 8 Mayıs gününün Almanya tarihi açısından özel öneme sahip olduğunu anlatan Weil, 8 Mayıs 1945'te, Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'nda teslim olduğunu, 8 Mayıs 1949'un da ülkenin o gün için anayasası niteliğinde olan "Temel Kanun"un kabul edildiğini hatırlattı.
Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil, "8 Mayıs aslında Alman tarihinin en dip noktasını temsil ediyor. Yakından baktığımızda aslında bütün Almanlar açısından bir özgürleşme günüdür de... Çünkü ülkemiz nasyonel sosyalist zorba yönetimin boyunduruğundan kurtulmuştur. Demokrasi alanında kendi yolumuzun başlangıcıydı. Bu yolda her zaman engeller olmuştur, olacaktır. Yine de bunun doğru yol olduğundan eminim. Tabii ki yanlış yollara sapmamak için de sürekli birbirimizle görüşmemiz, tartışmamız gerekiyor" görüşünü dile getirdi.
Demokrasinin tek tek ülkeler içinde olduğu kadar, ülkeleri aşan bağlamlarda da tanımlanması gereğine işaret eden Weil, "Avrupa'da barışçıl ve demokratik bir ortamda birlikte yaşamak istiyorsak ve Avrupa'nın birleşmesi sürecini başka ülkeleri de katarak daha da geliştirmek istiyorsak, o zaman 'demokrasi nedir' sorusuna cevap olarak ortak bir anlayışa ihtiyacımız var. Avrupa bana göre bir iç pazardan daha fazlasıdır, bir değerler manzumesi, ailesidir" diye konuştu.
- Türkiye'nin AB müzakereleri
Türkiye'nin, koşulları yerine getirmesi kaydıyla AB'ye üyeliğine destek verdiğini aktaran Weil, şunları kaydetti:
"Bunun için de AB'ye katılım müzakerelerinin yakın zaman içinde başlaması gerekiyor. Şu anda Almanya'da birtakım endişeler de var. Sayın Gauck'un Türkiye'yle ilgili soruları da tartışılıyor. Ama biz özellikle Türkiye'yle ilgilendiğimiz için Türkiye'nin AB'ye girişini desteklediğimiz için dostane, saygılı ve açık bir tartışmayı da yürütmemiz gerekiyor. Güney Kıbrıs'ın müzakereleri engellemesini AB açısından çok anlayamıyorum, bunun son bir söz de olmaması gerektiğini düşünüyorum."
Demokraside herkesin görüşünü modern iletişim araçlarını kullanarak açıkça ifade edebilmesi gerektiğine işaret eden Weil, "Bizim siyasetçi olarak her görüş hoşumuza gitmeyebilir ama demokrasi çerçevesinde bu fikirlerin özgürce ortaya koyulmasının mümkün olması gerekir" dedi.
- Suriyeli mülteciler için Türkiye'ye teşekkür
Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil, Türkiye'nin zorda kalanlara kucak açan bir ülke olduğunu bazı örneklerle anlatarak, bunun son örneğinin de Suriye konusunda yaşandığını kaydetti.
Weil, "Türkiye'ye yüz binlerce Suriyeli sığınmacıyı kabul etmesinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Aslında biz Almanya olarak ne yazık ki çok daha az mülteciyi aldığımız halde bile zorlanabiliyoruz. Bu Türkiye'nin ne kadar büyük bir katkı yaptığını gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Demokrasideki güçler dengesinde federal yapının katkıları olabileceğini savunan Weil, "Bir eyaletin başbakanı olarak şundan eminim ki; federalizm bu zor görevde destek olmaktadır" dedi. Weil, Almanya'daki 16 eyaletin oluşturduğu federal konseyin gücün kötüye kullanılmasının önüne geçtiğini söyledi.
- "Türkiye'deki gelişmeleri ilgiyle izliyoruz"
Weil, dinleyicilerden gelen, Cumhurbaşkanı Gauck'un Türkiye'deki demokrasiyle ilgili eleştirilerini paylaşıp paylaşmadığı şeklinde soruya, şu karşılığı verdi:
"Türkiye'deki gelişmeleri ilgiyle izliyoruz. Konuşmalarımda Türkiye'de de şunu gördüm. Türk siyaseti, Alman siyasetinden biraz daha komplike. Onun için burada bir değerlendirme yapamayacağım, bazı şeyleri anlamıyorum. Burada demokrasi, erklerin ayrılığı konusunda ortak noktalar var. Zaten Türkiye'nin de AB'ye üye olması söz konusu. Bu hedef, benim için çok ilginç, özellikle de Türkiye-Almanya ilişkileri açısından. Şunu görmek lazım; acaba biz bu konuları aynı şekilde mi anlıyoruz? Cumhurbaşkanı, bu tür soruları o nedenle sordu. Büyük bir saygı ve dostane bir şekilde bu konular üzerinde durmamız gerektiğini düşünüyorum."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın randevu talebini geri çevirdiği iddialar da sorulan Weil, "Yarın sayın Cumhurbaşkanı Gül, sayın Başbakan Erdoğan ve sayın Babacan'ı göreceğim. Bu da benim için gurur kaynağıdır" dedi.
Almanya'nın İstanbul Başkonsolusu Jutta Wolke'nin de eşlik ettiği Stephen Weil'e konferansın sonunda Kültür Üniversitesi tarafından plaket verildi.