Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sheraton Otel'de gerçekleştirilen toplantıya gönderdiği mesajda, İSEDAK'ın kuruluşunun 30. yıl dönümünde burada yapılacak görüşmelerin İslam aleminin barış, huzur ve refahını pekiştirmesini temenni ettiğini belirtti.
30 yıldır üye ülkeler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesine büyük katkılar sağlayan İSEDAK'ın, geride kalan süreçte birçok önemli projeyi uygulamaya koyduğunu ifade eden Gül, 2012'de kabul edilen İSEDAK Stratejisi ile çabaların daha sistematik bir zemine kavuşturulduğunu bildirdi.
Yeni İSEDAK Stratejisi'nin, geçen yıl başarıyla uygulanmaya başlandığına dikkati çeken Gül, şunları kaydetti:
"Bildiğiniz gibi, yeni Strateji kapsamında işbirliğimizi somut şekilde geliştirecek 2 temel mekanizma ihdas edilmiştir. Bunlar, Çalışma Grupları ve Proje Döngüsü Yönetimidir. Stratejinin uygulamaya konulmasından itibaren geçen 15 aylık sürede Ticaret, Ulaştırma ve İletişim, Turizm, Tarım, Yoksulluğun Azaltılması ve Mali İşbirliği alanlarında 17 Çalışma Grubu toplantısı gerçekleştirilmiştir. Uygulama sürecine, bir yıl gibi kısa bir sürede 40'tan fazla ülke dahil olmuş ve muhtelif çalışma gruplarına aktif katılım sağlamıştır."
Çalışma Gruplarını, ilgili alanlarda, ülkelerin ortak meselelerinin tespiti, bilgi boşluğunun doldurulması, anlayış birliğinin sağlanması ve politikaların yakınlaştırılması açısından çok önemsediğini vurgulayan Gül, stratejinin bir diğer uygulama aracı olan Proje Döngüsü Yönetimi'nin, ülkelerin beşeri ve kurumsal kapasitelerinin ortak işbirliği hedefleri doğrultusunda harekete geçirilmesini amaçladığını ifade etti.
Eylül 2013'te yapılan ilk proje çağrısına, üye ülkeler ve ilgili İİT kuruluşları yoğun ilgi gösterdiğini anımsatan Gül, on üye ülke ile iki İİT kuruluşunun geliştirdiği projelerin uygulama safhası nisan ayı itibariyle başladığını, projelerin kararlılıkla uygulanmasını desteklediğini kaydetti.
Ticaretin, kalkınmanın, refahın, rekabet gücünü artırmanın, uluslararası işbirliğinin ve sürdürülebilir barışın anahtarı olduğunu vurgulayan Gül, bu anlayışla, İSEDAK çerçevesinde ilk toplantılardan başlayarak ticaretin arttırılmasına özel önem verildiğini bildirdi. Gül, böylece İİT içi ticaret, 2000'lerin başında yüzde 10'lar seviyesindeyken 2013 itibarıyla yaklaşık yüzde 18'e yükseldiğini belirtti.
Öte yandan, İslam ülkeleri olarak, ticaretin sunduğu potansiyelden henüz yeterince faydalanılamadığı kanaatinde olduğunu ifade eden Gül, "Üye ülkelerimiz arasındaki ticareti ivedilikle serbestleştirmek ve gümrük engellerini azaltmak durumundayız. İİT Tercihli Ticaret Sistemi (TPS-OIC), bu hedefe yönelik çok önemli bir adımdır. Sistemin uygulanmasına yönelik hazırlıklar büyük ölçüde tamamlanmasına rağmen, bu önemli anlaşma ne yazık ki henüz işlerlik kazanamamıştır" ifadesini kullandı.
Bugün dünyada 377 Bölgesel Ticaret Düzenlemesi bulunduğunu kaydeden Gül, 1990'da yaklaşık 70 Tercihli Ticaret Anlaşması yürürlükteyken 2013'te bu sayının 258'e yükseldiğini bildirdi. Dünya ticaretinin geliştiği bir konjonktürde, İslam ülkelerini kapsayacak bir ticari anlaşmayı uygulamaya konulmamasının çok büyük bir eksiklik olduğuna dikkati çeken Gül, TPS-OIC sürecinin 1980'lerin sonunda DTÖ'nün kurulmasından önce başladığı göz önünde tutulduğunda ne kadar gecikildiğinin daha kolay anlaşılacağını kaydetti.
Bu bağlamda, tüm üye ülkeleri TPS-OIC anlaşmalarının onay süreçlerini hızlandırmaya ve uygulama aşamasına geçildiğinde ihtiyaç duyulacak düzenlemeleri yapmaya davet eden Gül, şunları bildirdi:
"Bu noktada bir hususun altını çizmek istiyorum. Bir yandan ticaretin önündeki engelleri kaldırırken, diğer yandan yapısal reformlara, toplumsal barışa, yenilikçilik ve kaliteli üretim kültürünün geliştirilmesi ile adil gelir dağılımının teminine çok özen göstermeliyiz. Bunlar yapılmadan, sürdürülebilir kalkınmanın ve refahın sağlanması mümkün değildir.
Ekonomik büyüme ve kalkınmada en büyük katkısı olan sektörlerden biri de turizmdir. Bildiğiniz üzere gelişmiş ülkeler uluslararası turizmden en yüksek payı almaktadır. Bununla birlikte yükselen ekonomilerin turizmdeki payının yakın gelecekte gelişmiş ülkeleri geçeceği tahmin edilmektedir. Bu eğilime paralel şekilde, İİT ülkelerinin de turizm gelirlerini arttırmaya dönük gerekli çalışmalara hız vermesi gerekmektedir."
İİT üyesi ülkeler olarak, uluslararası turizm pazarından daha çok pay almak için işbirliğinin yoğunlaştırılmasını vurgulayan Gül, bu kapsamda, İSEDAK Turizm Çalışma Grubu altında üye ülkelerin uzmanlarının düzenli olarak bir araya getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Gül, "Bu önemli enstrümandan ortak sıkıntıların tespiti, iyi uygulamaların paylaşılması ve çok yönlü işbirliği için istifade edilmesinde büyük fayda mülahaza ediyorum. Keza, İİT İSEDAK Özel Sektör Turizm Forumu da çok önemli bir platformdur. Bu iki mekanizmanın verimli çalışmalara imza atması, hiç şüphesiz ülkelerimizin aktif desteğini gerektirmektedir" ifadesini kullandı.
Bu yıl 30. İSEDAK Bakanlar görüş alışverişi oturumunun ana temasının "İSEDAK Bölgesinde Turizm Sektörünün Gelişimi için Kamu Özel Ortaklığının Rolü" olarak belirlenmesini çok anlamlı bulduğunu ifade eden Gül, bu oturumda önemli kararlar alınacağına olan inancının tam olduğunu bildirdi.
İslam ülkeleri arasında finans alanında da önemli işbirliği imkanları bulunduğuna dikkati çeken Gül, İslam ülkelerinin, küresel ekonomik ve mali sistemin inşasında değerlendirilmesi gereken önemli bir birikime sahip olduklarını, bu potansiyelin layıkıyla değerlendirilmesiyle, finans alanında da yeni ufuklar açılacağına inandığını kaydetti.
Spekülatif faaliyetlere izin vermeyen ve somut değerlere dayalı olan İslami Finans araçlarının, gelecek vaat ettiğini belirten Gül, bu konuda çok olumlu gelişmeler yaşandığını, 2014 yılı itibariyle faizsiz bankacılık varlıklarının 2 trilyon doları aşmasının beklendiğini ifade etti.
İSEDAK çatısı altında mali işbirliği alanında yürütülen çalışmaların sürdürülmesine büyük önem verdiğini vurgulayan Gül, "Menkul Kıymetler Borsaları, Sermaye Piyasaları ve Merkez Bankaları arasında halihazırda yürütülen işbirliği, İSEDAK Mali İşbirliği Çalışma Grubu ile daha da güçlenmektedir. Tüm üye ülkelerimizi bu çabalara daha aktif destek vermeye çağırıyorum" ifadesini kullandı.
İslam coğrafyasında mücadele edilmesi gereken sorunların en başında yoksulluğun geldiğine dikkati çeken Gül, İSEDAK Bölgesinde yoksulluğun önlenmesi için geliştirilen fonlar ve programlar bu açıdan büyük önem taşıdığını, bu çerçevede, Yoksulluğun Azaltılması Çalışma Grubunun, ülkeler arasında dayanışmanın güçlendirilmesine çok önemli katkılar sunduğunu belirtti.
Gül, İSEDAK 30. İzleme Komitesi Toplantısının üye ülkeler açısından hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.