Sanatsal Zeka Öğrenci Topluluğunca SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "II. Abdülhamid Han'ın Dehası Konferansı"nda konuşan Sofuoğlu, Osmanlı tarihini Batılılardan öğrenmeye çalışanların, Batı'nın "amigosu" gibi konuşmayı uygun bulduklarını söyledi.
II. Abdülhamid'e karşı direnç olduğuna dikkati çeken Sofuoğlu, "Abdülhamid'e karşı direncin arkasında başka bir şey var, gerçekten arı kovanına çomak sokmuştur. Arı kovanına çomak sokan bir padişah, tabii ki aşağılanmaya çalışılır" ifadesini kullandı.
"Abdülhamid, elindeki imkanları kullanmaya başladı, başına bela aldı" diyen Sofuoğlu, bazen ülkelerin sahip olduğu zenginliklerin çeşitli sorunlara yol açabildiğini anlattı.
Sofuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elinizde zenginlik olduysa 'tehlikeye açıksınız' demektir. Osmanlı'nın elinde Akdeniz var. Akdeniz, büyük bir hazine. Akdeniz'in büyük kısmı hala elimizde, hala başımız belada. Abdülhamid'in başına bela olan şeyler, bu zenginlikleri kullanmasıydı. Sorun burada işte. Şimdi sizin idarecileriniz küresel güçlerin kovanlarına çomak sokmuyorsa sorun yok. Çomak sokuyorsa işte orada müdahale ederler. Osmanlı tarihinde bakın Yakın Çağ'a, 9 padişahın 6'sı darbeyle indirilmiştir. Diğer 3 padişah öldürülmüştür. Bu 3 padişah arı kovanına çomak soktuğu için öldürülmüştür. Abdülhamid de öldürülecek 4'üncü padişah olarak listeye girecekti. Başta Enver Paşa olmak üzere İttihatçılar öldürülmesini istemişti. Muazzam şahsi serveti olduğu için o serveti kullanmak adına öldürmediler. Yoksa o kervana o da katılacaktı."
II. Abdülhamid döneminde Osmanlı Devleti'nin kendisine ait kaynakları kullandığını, bugün ise tersi durumun söz konusu olduğunu belirten Sofuoğlu, "Musul-Kerkük petrolleri, Abdülhamid'in başına bela olan başka bir projesidir. İngilizleri dengelemek için Amerikan ve Alman bankalarıyla anlaşma yaptı. Petrol çıkartmaya başlayacaktı. Avrupa, 'bu petrolü sana kullandırtmam' dedi" şeklinde konuştu.