Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Hayata Dönüş Operasyonu' soruşturması

'Hayata Dönüş Operasyonu' soruşturması

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-05-07 16:24:50

'Hayata Dönüş Operasyonu' soruşturması
" Kamuoyunda "Hayata Dönüş Operasyonu" olarak bilinen 2000 yılındaki cezaevi isyanlarının bastırılmasıyla ilgili 10 yıl boyunca sorumlulara karşı dava açmadığı gerekçesiyle yargılanan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel, "Eyüp Cumhuriyet Savcılığındaki çalışma koşulları içinde elimden geldiğince işimi yaptım. Vicdanım rahat" dedi.

Yargıtay 5. Ceza Dairesindeki duruşmaya Demirel, avukatı olmadan katıldı. Duruşmada, iddianame ve Demirel'in talimatla verdiği yazılı savunması okundu.

Operasyonun sorumluları hakkında 10 yıl boyunca dava açmadığı, 2010 yılında ise sadece 39 ere dava açıldığı gerekçesiyle mağdur aileleri Demirel hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi, Demirel hakkında görevinin gereklerine aykırı hareket etmek, görevini ihmal etmekten kamu davası açmıştı.

Yargıtay 5. Ceza Dairesinde görüşülen dava kapsamında, Demirel'in İstanbul'da görev yapması nedeniyle talimatla ifadesinin alınmasına karar verilmişti.

Demirel, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada iddianamenin ek delilleri kendisine sunulmadığından ifade veremediğini, sonraki duruşmaya ise işleri ve sağlık durumu nedeniyle mazeret dilekçesi vererek katılamadığını, savunmasını yazılı yaptığını anlattı.

Yazılı savunmasını tekrar ettiğini belirten Demirel, gerekirse davanın ilerleyen aşamalarında ek savunma yapabileceğini söyledi.

İzin alarak duruşmaya geldiğini aktaran Demirel, duruşmalardan vareste tutulmak istedi.

Yargılandığı soruşturmanın 14 yıllık aşamaları bulunan, çok sayıda ölü ve yaralının bulunduğu geniş kapsamlı bir soruşturma olduğunu dile getiren Demirel, katılan avukatlarının sorularını yazılı olarak hazırlamalarını ve bunlara yazılı cevap vermeyi talep etti.

Geçen süre içerisinde çok farklı suçlarla ilgili çok sayıda karar yazdığını aktaran Demirel, "Eyüp Cumhuriyet Savcılığındaki çalışma koşulları içinde elimden geldiğince işimi yaptım. Vicdanım rahat. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

Hazırladığı iddianamede kasıt unsuru bulunmadığını belirten Demirel, "Kaldı ki iddianamede eksiklik varsa bu sonradan hazırlanacak iddianameyle tamamlanabilir" ifadesini kullandı.

Davaya katılan mağdur yakınlarının avukatlarından Ömer Kavili ise dava dosyalarındaki bazı belgelerde sıra ve seri numarası bulunmaması nedeniyle belge ve bilgi güvenliğinin olmadığını söyleyerek bunun giderilmesini istedi.

Daha sonra Demirel, diğer avukat Güçlü Sevimli'nin sorularını yanıtladı.

Ankara Jandarma Komutanlığı Özel Asayiş Birliğine operasyona katılanlarla ilgili yazdığı yazıya cevap verilmeyince neden buna ilişkin işlem yapmadığı sorulan Demirel, yazıya cevap gönderildiğini ancak içeriğinde isim listesi bulunmadığını, bu nedenle işlem yapmadığını söyledi.

Birlik komutanı ve 4 astsubayın sonradan isimlerini öğrenmesine karşın neden bu kişilerle ilgili işlem yapmadığı sorusu üzerine Demirel, birliğin üst komutanlarının isimlerinin yazıda kendisine bildirildiğini ancak müdahalenin olduğu yerde görev yapmadıklarından bu kişilerin ifadesine gerek görmediğini anlattı.

Operasyonla ilgili görevli Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Savcısının beyanlarına neden başvurmadığı sorusuna karşılık Demirel, yaptığı görev itibariyle bu kişileri sorgulama yetkisi bulunmadığını belirtti.

Demirel, şüphelileri neden bizzat dinlemediği sorusu üzerine de bizzat dinleme zorunluluğu olmadığını, bu kişiler Anadolu'nun çeşitli yerlerinde ikamet ettiğinden talimatla ifadelerinin alındığını, jandarmanın aldığı ifadeleri yeterli gördüğünü kaydetti.

Söz alan avukat Engin Gökoğlu'nun "Seyhan Doğan'ı tanıyor musunuz?" sorusuna Demirel, "Anlattığım gibi olay 14 yıl önceydi. Olayın mağdurlarından veya ölenlerden biri olabilir" ifadeleriyle yanıt verdi.

Avukat Ömer Kavili'nin olay tarihinde, olay sırasında ve olay sonrası ile soruşturma aşamasına yönelik sorularına Demirel, "Hatırlamıyorum, tutanaklarda var" şeklinde yanıt verdi.

Ölü muayenesi sırasında baskı görüp görmediğine yönelik soruları "Hayır" diyerek yanıtlayan Demirel, olay yeri inceleme tutanağında savcıların imzalarının eksik olmasının nedenin sorulması üzerine, hatırlamadığını söyledi.

-"Manzarayı unutması mümkün değil"

Sanığın operasyon sonrasında gördüğü vahim manzarayı unutmasının mümkün olmadığını ifade eden Kavili, Demirel'in birinci dereceden yetkili olduğunu, kağıt üzerinde kimsenin ona emir veremeyeceğini söyledi.

"Sanığın görev ihmalini tehditle mi, baskıyla mı yaptığı ortaya çıkartılmalı" diyen Kavili, "Sanık özel kasıt altında kendisine suç işleten bir örgütü koruyor. Kendisini birilerinin koruyacağına olan inançla hareket ediyor. Mahkemeyi ikna etmeye bile çalışmıyor" diye konuştu.

Avukat Gökoğlu ise savcının görevi kötüye kullanma suçuna 1-3 yıl hapis cezası öngörüldüğünü hatırlatarak, buna karşın, olayda hayatını kaybeden ve yaralanan maktul ve mağdurlar için suçun ayrı ayrı değerlendirilerek cezanın hesaplanması gerektiğini savundu. Gökoğlu, bu nedenle Demirel'in derhal tutuklanmasını istediklerini söyledi.

Görüşü sorulan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı bu aşamada sanığın tutuklanmasını gerektirir bir durum olmadığını kaydetti.

Verilen aranın ardından, alınan ara kararlar açıklandı.

Demirel'in tutuklanması talebi reddedildi ve vareste tutulmasına karar verildi.

Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

Haber Ara