Bolu Arı Yetiştiricileri Birliğince İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Akkaya, arı zararlıları ve hastalıkları konusunda yürüttükleri proje kapsamında Edirne'den Artvin'e kadar arı kovanlarını incelediklerini söyledi.
Projenin bütçesinin yaklaşık 100 bin lira olduğunu ifade eden Akkaya, şöyle konuştu:
"Çalışma kapsamında her kovandan örnekler aldık. Bu örnekleri laboratuvarlarımızda incelemeye başladık. İncelemenin ardından, bölge bölge, hangi ilde, ne tür arı hastalıkları ve zararlılarının görüldüğünü tespit edeceğiz. Bolu'da 50 kovandan örnek aldık. 3 kolonide güve üremesi meydana gelmiş. Tedbir almamız lazım. Bunun yanında dört kolonide de 'varroa' görülmüş. 'Akarapis' hiç yok. Güney Anadolu'da olmasına rağmen burada yok. 'Nosema'nın Seben bölgesinde yoğun olmamasını beklerdim ama 10 kolonide rastlandı yani yüzde 18 gibi, oldukça yüksek. Gerçi Sakarya, İzmit gibi değil ama bu bölge daha kurak olmasına rağmen gördük."
Arıların yaptığını dünyada hiçbir canlı yapamadığına dikkati çeken Akkaya, Kur'an-ı Kerim'de de arı mucizesine değinildiğini anımsattı.
"Arıya kullanılan her şey, gıda da dahil kontrol edilmek zorunda" diyen Akkaya, sözlerini şöyle tamamladı:
"Arıya verdiğiniz kekteki soyayı dahi kontrol etmelisiniz. Arıya GDO'lu kek verirseniz, 4. jenerasyonunda kısır kalır. 4. jenerasyon 2 senede oluşur. Her sene 2 oğul verirse bir sonraki sene arı kısır kalır. GDO'lu ürünler, arıcılıkta da kimyasal ilaçlar ve zehirler gibi tehlikeli. O yüzden sadece ilaçlar değil, arıya verdiğimiz gıdalar da önemli."