TBMM Genel Kurulu'nda, dört eski bakan hakkında AK Parti milletvekillerinin verdiği soruşturma önergesinin görüşmeleri sürüyor.
CHP Grup Başkanvekili ve Sinop Milletvekili Engin Altay, önerge üzerinde şahsı adına yaptığı konuşmada, bakanlar ile ilgili ciddi iddia ve ortaya saçılan para sayma makineleri, kasalar olduğunu belirterek, kendilerini peşinen suçlu ilan etmediklerini söyledi.
Türkiye'de konuyu konuşmayan kimsenin kalmadığını anlatan Altay, "Görüşmeleri bugün getirmeniz aklıma şunu getirdi; soruşturmalarda adı geçen bir sayın Bakan, 'gerekirse Rıza Sarraf'ın önüne yatarım' demişti. Şimdi TBMM de soruşturulan bakanların önüne yatırılmaya çalışılıyor. Zanlı bakanların önüne TBMM yatırılmaya çalışılıyor. Bu doğru değildir, etik değildir. Biz bakanlarla ilgili zanlı diyoruz, yargılanmalı diyoruz. Yargılanacakları yer de Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'dir" dedi.
AK Parti'nin derdinin, soruşturmanın objektif yürütülmesi değil, bakanların bir an önce aklanması olduğunu savunan Altay, 18 Nisan 2013'te MİT'in konuyla ilgili Başbakan'a rapor sunduğunun söylendiğini ve bunun yalanlanmadığını söyledi. "Aradan geçen sürede Başbakan ne yaptı veya niye ne yapmadı? Bu herkesin kafasında kuşkudur. Soruşturmanın akamete uğraması için ne gerekiyorsa yaptınız. Bu arada TBMM'yi de çamaşır makinesi gibi kullandınız" diyen Altay, yasal düzenlemelerle iktidarın suçu ve suçluyu örtmek için elinden geleni yaptığını savundu. Politikacının gelecek seçimleri, devlet adamlarının gelecek nesilleri düşündüğünü ifade eden Altay, "Bugün bu Parlamento'da gelecek seçimlerin mi, gelecek nesillerin mi sınavını vereceğiz" diye konuştu.
Altay, "asrın yolsuzluğunun" Batı demokrasilerindeki gibi toplumsal tepkinin gösterilmemesinde demokrasi kültürünün az gelişmişliğinin önemli rol oynadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Müslüman bir toplum olmakla beraber dinimizin bu konudaki yaklaşım ve emirlerinin toplumca bilinmemesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görev ve sorumluluğunu bir kez daha hatırlatmamıza ve tartışmamıza vesile olmuştur. Dalga geçtikleri Bakara suresi, 'ey iman edenler sizi rızıklandırdığımız temiz helal şeylerden yiyip ve eğer sadece ona kul iseniz Allah'a şükredin' diyor. Biz bu sürenin ve benzer surelerini herkesin okuyup, burada öyle oy kullanmasını da tavsiye ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu süreçte yüce kitabımızın bu emirlerini topluma değil de başka konularda fetvalar vermesi de çok kabul edilebilir ve anlaşılır olmamıştı. Sorun ahlak sorunudur. Pek çok din vardır ama bir tek ahlak vardır. Bu ülkede ahlakı egemen kılmak, hepimizin topluma ve inandığımız değerlere karşı samimiyet sınavıdır."
-"Darbe diye geçiştiremezsiniz"
MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, önerge üzerinde şahsı adına yaptığı konuşmada, dört eski bakan hakkında vahim suçların iddia edildiğini belirterek, önergenin iktidar grubunun samimi olmadığını, aklamaya dönük olduğunu ileri sürdü.
Yılmaz, "Ne idüğü belirsiz Rıza Sarraf milyon dolarlık kara para aklayan, altın kaçakçılığı yapan, bütün işlerini rüşvet karşılığı yapan, bakanlara rüşvet veren, kendisini engel olan polisleri rüşvet karşılığında süren bir kişinin, 4 bakanla, bürokratlarla, hükümete yakın işadamlarıyla yakınlığını hepimiz görüyoruz. İddialar vahimdir. Bu iddialar; kul hakkını savunan, Allah inancı olan, helal ile haramı bilen hiç kimse tarafından yok sayılamaz. Bunları hep beraber araştırmak zorundayız. Bir saatten bahsediliyor. Burada bu saatin hesabının verilmesi gerekiyor. Bu iddia ve tapeleri darbe diye geçiştiremezsiniz. Bakara suresi ile alay eden, Kuran'ın ayetlerini alaya aldığı tapeyle ortaya çıkan Bakan'ı, buradan inançlarını sağlam olduğuna inandığım, değer yargılarına güvendiğim milletvekillerinin savunma mecburiyeti var mıdır? Metehan Demir en azından yaptığı programdan çekilmiş. Ama sizin AB Bakanınız hala Başbakan ile beraber, hiçbir şey olmamış gibi balkon konuşmasıyla bir takım şeyleri ifade etmeye çalışıyor. En azından susmasını bilmek bile büyük erdemdir" diye konuştu.
Eski Bakan Erdoğan Bayraktar hakkındaki iddialara işaret eden Yılmaz, kendisinin bir takım açıklamaları olduğunu ifade etti. Kendisinin Başbakan'ın istifa etmesi gerektiğine inandığını belirttiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Ey Bakan, yüce türk milletini rahatlatacak olan Başbakan size ne yaptı da bu ifadelerinizden vazgeçtiniz? O zaman insanın aklına şu geliyor; bir gece yarısı 5 polis korumasıyla, Başbakan'ın evine götürüldüğünüz, 'rahat ol, biz emniyeti, savcıları hallettik, işin üstüne giden kim varsa çil yavrusu gibi dağıtıyoruz, seni rahatlatıyoruz' dediler de mi söylediklerinizden vazgeçtiniz. İnsan duruş sergilediyse orada durmasını bilmek lazım. Bu işlerin hepsinin içinde 25 Aralık'ta görüyoruz ki Başbakan ve çocukları vardır. Diyorlar ya turpun büyüğü heybede diye. Başbakan'ın ve çocuklarının da içinde olduğu iddiaları ortaya çıkınca, Türk milletine darbe girişiminde bulundunuz. Esas darbeyi 25 Aralık itibarıyla Sayın Başbakan yaptı. Hakkı, hukuku, adaleti, yargıyı bıraktı, savcıyı; polisi görevden aldı. Yerine atadıklarıyla o mahkemelerde aklanacağını düşündü. Ne idüğü belirsiz İranlı ile beraber üç bakan çocuğunu bırakan hakimin facebook sayfasında Başbakan'ı övüyor. Aklanacağınızı düşünüyorsunuz ama Allah'ın adaletinden kurtulamayacaksınız."
-Akşener'in "2-3 dakika daha vereyim" önerisine itiraz
Başkanvekili Meral Akşener, şahıslar adına konuşmaların ardından eski Ekonomi Bakanı, AK Parti Mersin Milletvekili Zafer Çağlayan'ı kürsüye davet etti. Çağlayan'ın 10 dakikalık süreye itirazı üzerine Akşener, sürenin işlememesi için mikrofonunu kapattı. Akşener, "İtiraza baktırdım. Komisyon kurulacağı için hukuki olarak mümkün değil ancak Danışma Kurulu yapılmış olup getirilseydi mümkündü" dedi.
Akşener, "itiraz olmaması halinde bakanlara 2 veya 3 dakika daha süre verebileceğini" söylemesine muhalefet tepki gösterdi. Akşener, CHP istanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın ayağa kalkarak itirazı etmesi üzerine, "Yaptığınız hiç hoş değil. İtham ettiğiniz kişi benim...Bir talepte bulundu kendisine cevap veriyorum. İtiraz olduğu için yapabileceğim bir şey yok. Danışma Kurulu imzalayıp getirirseniz olur" karşılığını verdi.
Meral Akşener, tartışma üzerine, "insanlar bir 10 dakika ferahlasın" diyerek birleşime ara verdi. Tartışma arada da sürdü. Çağlayan, kendisine laf atan muhalefet milletvekillerine tepki gösterdi.