Yılmaz, dünya genelinde 70 ülkede, 300'den fazla ofiste faaliyet gösteren ve 145'ten fazla muhasebe, denetim ve iş yönetimi danışmanı şirketin oluşturduğu BKR International'ın Yıllık Toplantısı'nda, toplantının katılımcılara İstanbul'un doğal ve tarihi güzelliklerini deneyimleme fırsatı sağlayacağını belirterek, "İstanbul, Doğu ve Batı'yı birbirine bağlayan tek şehir. İstanbul'da, boğazı ve iki kıta arasındaki köprüleri göreceksiniz. Bu köprüler iki kıta arasındaki fiziki bağlantıyı ifade ediyor. Ama bunun dışında ekonomik, kültürel ve toplumsal köprüler de var" diye konuştu.
Türkiye'nin Avrupa, Asya ve Afrika'nın kalbinde yer aldığını ifade eden Bakan Yılmaz, şunları söyledi:
"Bu itibarla Türkiye hem bölge hem de dünyanın geri kalanı için son derece önemli bir konumdadır. 3 kıtanın tam ortasında yer alıyoruz. Tarihi İpek Yolu'nun ve Baharat Yolu'nun önemli bölümleri Anadolu boyunca uzanıyor. Türkiye bugün de ticaret rotalarının kavşağında bulunuyor. Gümrük Birliğini imzaladıktan sonra AB ile ticaret rakamlarımız muazzam rakamlara ulaştı. Gümrük Birliği üyeliği sayesinde Türkiye Asya menşeli firmaların odak noktası haline geldi.
Asya menşeli firmalar da Türkiye'de önemli yatırım yaptı. Şu anda Türkiye'de en başarılı olan ihracat şirketleri Asya menşelidir. Avrupa menşeli şirketler açısından da bu durum geçerlidir. Türkiye'de yatırım yapan Avrupa menşeli şirketler Türkiye'de ürettikleri malları hem Kuzey Afrika'ya hem de Ortadoğu ülkelerine ihraç ediyorlar. Bu anlamda Türkiye'nin Gümrük Birliğine üyeliği gerçekten ticaret hacminin hem AB'ye hem de AB dışındaki ülkelerle kayda değer biçimde artırmıştır."
Bakan Yılmaz, Türkiye'nin Gümrük Birliğine üye olduğu aşamada rekabetten korkan bazı şirketlerin olduğunu, ancak zaman içerisinde Türk şirketlerin rekabet baskısı altında kalitelerini artırdığını anlatarak, bu şirketlerin giderek daha verimli şirketler haline geldiğini kaydetti.
Gümrük Birliği'nin hukuki ve kurumsal değişim açısından itici güç oluşturduğunu aktaran Yılmaz, "Global kriz dünyanın her ülkesini çeşitli şekilde etkiliyor. Bizim temel pazarımız AB olduğu için AB'nin etkilenmesi bizi de etkiledi. Ticaretimizi çeşitlendirme politikamız ve dünyanın farklı yerlerindeki ilişkilerimiz sayesinde global ekonomik kriz nispeten Türkiye'yi daha az etkiledi" dedi.
- "Yabancı yatırımların yüzde 70'i AB'den yüzde 9'u ABD'den"
Yılmaz, yatırım ortamı iyileştirildiğinde sadece yurt içindeki şirketlere fırsat tanıtmış olmakla kalınmadığını, ülkeyi yabancı şirketler açısından da cazip hale getirildiğini belirterek, "Türkiye yabancı doğrudan yatırımları çekmek için ciddi performans sergiledi. Hukuki ve kurumsal değişimler sayesinde ciddi bir biçimde yabancı sermayenin yatırım amaçlı Türkiye'ye aktığını gördük. Son 10 yıl içerisinde 130 milyar doların üzerinde doğrudan yabancı yatırım Türkiye pazarlarına aktı" diye konuştu.
Türkiye'deki 2002 ile 2013 yılları arasındaki yabancı doğrudan yatırımın yüzde 70'inin AB ülkelerinden, yüzde 9'u ABD, yüzde 15'inin de Asya ülkelerinden geldiğini ifade eden Yılmaz, AB'nin yabancı doğrudan yatırımlarda hakimiyetini koruduğunu söyledi.
Yılmaz, Türkiye'nin ulaştırma alt yapısı için ciddi yatırımlar yaptıklarını belirterek, 3. Havalimanı ve liman yatırımlarını anlattı.
İstanbul'u bölgesel bir finans merkezine dönüştürmeyi planladıklarını aktaran Yılmaz, finansal danışmanlık, hukuki hizmetler ve yönetim danışmanlığı finansal hizmetlere bağlı olarak gelişeceğini kaydetti.