AA muhabirine piyasaları değerlendiren Süllü, Türkiye ekonomisinde felaket senaryolarının gerçekleşmediğini, bu durumun bazı yatırımcı çevrelerini şaşırttığını söyledi.
Borsada yukarı yönlü, faiz tarafında ise aşağı yönlü hareketlere dikkati çeken Süllü, "Yılın başlamasıyla piyasalarda beklentilerin aksine gerçekleşen ekonomideki gelişmeler yatırımcı cephesini şaşırttı. Amerika Merkez Bankası'nın (Fed) varlık alımlarını azaltması, yerel seçim yılı olması ve yabancı sermaye akışının duracağı beklentisi nedeniyle likidite ihtiyacının olacağı konuşulurken, dolar kurunda fırlama, borsada 60,000 seviyesinin altı, faizlerde ise yükseliş ön görülüyordu. Ancak korkulan olmadı ve seçimlerden önce başlayan yerel piyasalardaki yükseliş ile dolar kuru ve faizlerde düşüş trendi görüldü" diye konuştu.
- "Borsada yabancı girişleri dikkati çekiyor"
BIST 100 Endeksi'nin Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi 80,000 bin puanı göreceğini savunan Süllü, şöyle konuştu:
"Mayıs ayının başlaması ile beraber özellikle yurt içi piyasalarda da sıcak hava hissedilmeye başlandı. Ayın ilk gününde açılış seansına Borsa İstanbul 100 endeksi 75,000 seviyelerini görürken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar 80,000 seviyesini beklediğimiz endeks tarafında yabancı girişleri dikkati çekiyor. Değerlemelerde ise BİST100 endeksinin fiyat kazanç olarak değer kazandığını görmekteyiz. Ancak gelişen piyasalara göre hala iskontolu görünüyor olmamız, yatırımcıların ilgisini çekerken, yükselişleri de istikrarlı kılıyor. Mayıs ayı boyunca ufak boyutta teknik düzeltmeler görülse de, 77,000-79,000 üst sınır aralığının test edilebileceğini düşünmekteyiz."
- "Başçı yavaş yavaş gaza basacak"
Avrupa ekonomisine ilişkin görüşlerini paylaşan Süllü, Avrupa Ekonomisinin bu yıl krizden çıkma sinyalleri vermesine rağmen, deflasyon riskini atlatamaması üzerine, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ek parasal genişleme ve negatif faiz gibi konuları masa üstüne yatırdığını söyledi. Süllü, "Canlanan Avrupa'nın Türkiye ekonomisinde olumlu etkilerinin görülebileceği gibi kriz sonrası düşen ihracat hacimlerinde tekrardan artış görülebileceği gibi, ek parasal genişleme önlemlerinin alınması da, sıcak paranın bir kısmının Türkiye'de yatırım amaçlı dönebileceği beklentisini yaratmaktadır" ifadelerini kullandı.
Faizlerde 2 yıllık gösterge faizinin 4 ay sonra ilk kez 9,10 seviyelerine kadar geri çekildiğini anımsatan Süllü, şunları kaydetti:
"Faizlerin düşüş eğilimine girmesine rağmen bu yıl Fed'in varlık azaltımıyla başlayan kurdaki çalkantı başta olmak üzere, olumsuz geçen hava koşulları nedeniyle enflasyondaki görünüm bozulmuştu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Sayın Erdem Başçı'da mayıs ayında enflasyonun tepe seviyeleri görebileceğini, Haziran ayından itibaren enflasyonda sürdürülebilir bir düşüş eğilimi beklediklerini dile getirmişti. Faiz cephesinde 2 yıllık gösterge faizinin 4 ay sonra ilk kez 9,10 seviyelerine kadar geri çekilirken, göreceli olarak faizlerde bir düşüş sağlanmıştı.
Enflasyon görünümünde düzelmelerin sağlanmaya başlanmasının ardından kademeli olarak faiz indirimine gidilebileceği sinyallerini veren Başçı'dan mayıs ayında ekonomik göstergeleri izleyeceği düşünülürse, haziran ayı için 50-75 puanla başlayan faiz indirimini sonraki aylarda da kademeli ve sürekli olarak devam ettirebileceğini düşünüyoruz. Yani Başçı yavaş yavaş gaza basacak."
- "Dolar kuru istikrar kazandı"
Dolar/TL kurunun, ocak sonuyla birlikte başlayan düşüş eğilimini nisan ayında hızlandırdığını, mayıs ayı başında da 2,1030 seviyelerini gördüğünü dile getiren Süllü, "TL'nin dolar karşısındaki volatilitesi, TCMB'nin önden yüklemeli sıkılaştırma politikasının ardından kademeli olarak düşüş eğilimine girmişti. Türkiye'deki faiz ve borsa dinamiklerinde görülen hareketlenmelerden dolayı, TL'nin değer kayıplarının önüne geçildi. En çok 2,15 seviyelerinin görüldüğü kurda, 2,12 seviyeleri, kurun doğal seviyesi halini alırken, Mayıs ayı için dolar kurunun 2,09-2,15 aralığında hareket edebileceğini, genel eğilimin aşağı yönde korunmaya devam edebileceğini düşünmekteyiz" değerlendirmesini yaptı.
- "Altında 1,300 seviyesinin tekrar geçilememesi durumunda 1,250 seviyesinin görülebilir"
Altın fiyatlarına da değinen Süllü, Hindistan'ın cari açığı dengelemek ve Rupi'nin değerini korumak amacıyla altın ithalatını kısmaya yöneldiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Altın tarafından ise nisan ayında çokça Ukrayna-Rusya gerginliğine odaklanmıştık. Fakat Amerikan ekonomisindeki görünümün gitgide iyileşmesi ile başlayan altın satışları, daha sonrasında yeteri kadar toparlama ivmesi yakalayamamış ve 1,300 dolar seviyesinin üstüne çıkamamıştık. Dünya Altın Konseyinden gelen raporda dünyanın en çok altın talep edeni olan Çin'de özel sektörün altın talebinin yüzde 26 azalma göstereceğini belirtmişlerdi.
Buna ek olarak ise mayıs ayının ilk haftasını kapsayacak şekilde Hindistan'da mücevherat festivali devam etmektedir. Ancak Hindistan'ın cari açığı dengelemek ve Rupi'nin değerini korumak amacıyla altın ithalatında kısmaya gitmesi nedeniyle, mücevherat satıcıları da bu yıl altın satışlarından çok umutlu olmadıklarını dile getirmişlerdi.
Dünyanın iki en büyük altın talepçisinde durum böyle iken, altın fiyatlarının da yükselemediğini ve bu nedenle 1,300 dolar seviyesi üstünde kalıcı olamadığını görmüştük. 1,390 seviyelerinden itibaren başlayan düşüş trendinin mayıs ayında da devam edebileceğini, 1,300 seviyesi denemesinin tekrardan geçilememesi durumunda ise 1,250 seviyesinin görülebilir."