Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen, iş sağlığı ve güvenliğinin geliştirilmesi konusunun ele alınacağı VII. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı, 5-7 Mayıs'ta Haliç Kongre Merkezi'nde yapılacak.
Konferansla ilgili basın toplantısı düzenleyen Çelik, iş sağlığı ve güvenliği bilincini artırmak ve çalışma hayatında güvenlik kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla birçok çalışma yaptıklarını belirterek, her yıl İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası düzenlendiğini, iki yılda bir de bu konferansı yaptıklarını söyledi.
Çelik, ana başlığı "İş Yerinde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi" olan konferansın çalışma hayatında Türkiye ve dünya gündeminde önceliğin iş sağlığı ve güvenliğine verilmesini sağlamayı amaçladığını dile getirdi.
- 50'ye yakın ülke katılacak
Bakan Çelik, konferansta, dünyanın bir çok ülkesinden 4 bin kişiyi bir araya getirmeyi planladıklarını belirterek, konferansa, Uluslararası Çalışma Örgütü, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Sosyal Güvenlik Birliği, İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı, İslam İşbirliği Teşkilatı ile Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı İşbirliği ile 50'ye yakın ülkeden katılım olacağını anlattı.
Belirlenen 38 alt konu başlığının 28'i yurt dışından olmak üzere 150 konuşmacı tarafından aktarılacağını ifade eden Çelik, ulusal ve uluslararası düzeyde gösterilen çabalara rağmen, gerek dünyada gerekse Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili verilerin arzulanan ölçekte olmadığını söyledi.
- "Her gün 1 milyon iş kazası oluyor"
Bakan Çelik, "Dünyada her gün yaklaşık 1 milyon iş kazası meydana gelmekte. Her yıl 2 milyon 300 bin çalışan iş kazası ya da meslek hastalıkları neticesinde hayatını kaybetmektedir. Her 15 saniyede bir işçi iş kazası ya da meslek hastalığı sebebiyle hayatını kaybetmekte ve her 15 saniyede 160 işçi iş kazası geçirmektedir. İşe bağlı ölümlerin 5'te 4'ü, yani 1 milyon 700 bini meslek hastalığı nedeniyle meydana gelmektedir" diye konuştu.
Dünya ekonomisine iş kazaları neticesinde oluşan etkinin dünyanın gayrisafi milli hasılasının yüzde 4'ünü oluşturduğunu belirten Çelik, yüzde 10'u kalıcı veya uzun süreli sakatlıklarla sonuçlanan 160 milyon meslek hastalığı vakasının bildirildiğini anlattı.
Mesleki kanserlerin yüzde 32 ile birinci, kalp ve damar hastalıklarının yüzde 23 ile ikinci sırada yer aldığını vurgulayan Çelik, şu bilgileri verdi:
"Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliğinde son 10 yılda önemli değişimler yaşandı. Ölümlü iş kazası ve meslek hastalığı oranına bakıldığında, son 10 yılda 100 bin işçide 17 işçi hayatını kaybederken, bu 2012 sonu itibarıyla 6 işçiye inmiştir. 2002'de 100 bin çalışan içinde 17 işçi hayatını kaybederken, alınan önlemlerle bu 6'ya geriledi. Bu dönemde iş yeri sayısında yüzde 111, çalışan sayısında da yüzde 128'lik artış olmasına rağmen iş kazalarında ülkemizde böyle bir gerileme söz konusudur. 2012'de bir önceki yıla göre çalışan ve iş yeri sayısında yüzde 8 artış varken, ölümlü iş kazasında yüzde 56 gerileme yaşandı. 2012'de her gün 205 iş kazası olmuş, her gün 2 işçi hayatını kaybetmiş, her gün 6 çalışanımız iş göremez noktaya gelmiştir. Tablo gayet açık. Evet olumlu gelişme var ama bu bir kişi dahi hayatını kaybetse o da son derece önemlidir. Sayısal olarak olaya bakma lüksümüz yok. Bunun sıfırlanması konusunda büyük bir mücadele vermemiz gerekiyor. Hepimizin üzerine düşen sorumluluk ve görevler var. Bu olumlu seyrin sıfırlanması konusunda çabalarımızı sürdürmemiz gerekiyor."
- İş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi sorunu yok
Bakanlık olarak bu sayıların daha aşağılara çekilmesi konusunda 2012'de iş sağlığı ve güvenliği yasasını çıkardıklarını belirten Çelik, yasanın getirdiği düzenlemeleri anlattı.
Çelik, yasanın, bir işçinin dahi çalıştığı iş yerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmasını düzenlediğini ifade ederek, ülke ihtiyacını karşılayacak düzeyde 219 eğitim kurumu, 1397 ortak sağlık güvenlik birimi ve 93 bin 895 iş güvenliği uzmanı ile 22 bin 743 iş yeri hekiminin yetkilendirildiğini kaydetti.
Yasa yürürlüğe girdikten sonra iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanıyla ilgili sayısal yetersizliklerin bahsedildiğini belirten Çelik, "Bunlar bugün bu noktalara taşınmış bulunuyor. Ne iş güveliği uzmanı ne de iş yeri hekimiyle ilgili sorun yaşanıyor. Bu alanda ciddi bir rekabet vardır. Maliyetler açısından da iş verenlerimiz açısından da sorun teşkil etmemektedir" diye konuştu.