Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Fitopatoloji Ana Bilimdalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muharrem Kamberoğlu, AA muhabirine, göçüren hastalığının Türkiye'de henüz görülmediğini ancak potansiyel tehlike olduğunu vurguladı.
Virüsün kaynağı ve hastalığa uygun konukçu bitki olan turunçgilin Türkiye'de yaygın yetiştirildiğini anımsatan Kamberoğlu, şunları kaydetti:
"Hatalığı taşıyan vektör olan yaprak biti (Toxoptera citricidus), ülkemizde yok. Hastalığın potansiyel tehlike olduğunu biliyoruz. Bu virüs, dünya turunçgil yetiştiriciliğinde ekonomik olarak önemli kayıplara sebep olmuş çok tehlikeli bir virüs. Hastalık, aşılı turunç anacı üzerinde etki gösteriyor ve ağaca zarar veriyor. Akdeniz Bölgesi'ndeki turunçgil varlığının yüzde 95'ten fazlası aşılı. Bu da Türkiye'nin turunçgil varlığının yüzde 90'ını oluşturuyor. Hastalığın ülkemizde yayılması, turunçgil varlığının yok olacağı anlamına gelir."
Güney Amerika, İspanya ve İsrail'de önceki yıllarda virüs görüldüğünü, çok sayıda ağacın yok olduğunu belirten Kamberoğlu, hastalık bulaştığında kısa sürede ağacı kuruttuğuna dikkati çekti.
Kamberoğlu, "Tristeza virüsüne dayanıklı turunçgil çeşidi arayışı içerisindeyiz. Bununla ilgili projeler var. Pozitif sonuç elde edildiğinde ticari olarak çiftçilerin kullanımına sunulacak' diye konuştu.
- "Aşı gözüyle de bulaşabilir"
Virüse karşı etkili ilaç ya da kimyasal bulunmadığını anlatan Kamberoğlu, 'Bu virüs, yaprak biti yoluyla taşınabildiği gibi aşı gözüyle de bulaşabilir. Üretici, hastalık bulaşmış ağaçtan aşı gözü almamalı. Turunçgil bahçesi kuracak üretici, sertifikalı fidan kullanmalı" dedi.