ARÜ İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Erdoğan Altınkaynak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2 yıllık bir proje ile Türklerin olduğu yaklaşık 20 ülkede araştırma yapacaklarını belirtti.
Aşıklık geleneğinin Orta Asya ve Sibirya'ya dayandığını ifade eden Altınkaynak, "Bütün Türk dünyasını ve coğrafyasını geziyoruz. Projemiz buna göre hazırlandı. Türlerini, icra şekillerini öğreniyoruz. Nasıl ortaya çıkmış, ne ihtiyaca cevap vermiş, nasıl şekillenmiş kullandıkları argümanlar ne? Toplum içindeki misyonları görevleri ne, bunları nasıl gerçekleştiriyorlar? Sözlü kültürün en güzel örneklerinden ve geleneklerinden biri olan aşıklık edebiyatı ve aşıklık geleneğinin kökenlerini araştırmaya çıktık" diye konuştu.
Altınkaynak, proje kapsamında başta Sibirya bölgesindeki Yakutistan, Altay, Saha, Tuva, Buryatya olmak üzere Türklerin yaşadığı 20'ye yakın ülkede araştırma yapacaklarını söyledi.
Türklerin yaşadığı söz konusu birçok noktada araştırmanın son derece verimli olacağını anlatan Altınkaynak, şunları kaydetti:
"Bu bölgeleri incelemek için gittik. Buralarda gördüklerimiz, Türkiye'de, Türk dünyası ile işlenecek. Kazakistan'da ve Kırgızistan'da çalışmalarımız devam ediyor. Bir ay önce başladık. Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan, Azerbaycan, Gürcistan, İran gibi ülkelerde de çalışmalarımız olacak. Sibirya'da bir ay boyunca çalışmamız sürdü."
Araştırmalarda en dikkat çeken bulgunun aşıklık geleneğindeki atışmalar olduğuna dikkat çeken Altınkaynak, "Atışma geleneğinin kökü çok eskilere dayanıyor. İlkel insanlara kadar gidiyor diyebiliriz. Atışma geleneği bütün Türk toplumlarında ve aşıklarında var. Adları ozan, kayçı, cırtçı gibi değişebiliyor. Adlandırmaları değişik ancak atışma geleneği hepsinde var. Hatta atışma kültürünün temeli sanıyoruz ki tabiatın ve tabiatta var olan varlıkların birbiriyle mücadelesi, güç mücadelesiyle orantılı şekilde gelişiyor diyebiliriz" şeklinde konuştu.
Aşıkların sözle kavga ettikleri için dinleyici kitlelerin dikkatini ve ilgisini çektiğini vurgulayan Altınkaynak, geleneğin seyretme arzusunun spor şekline de dönüştüğünü gördüklerini söyledi.
- Yok olma tehlikesi olan aşıklık geleneği yaşamış olacak
Altınkaynak, artık ölme tehlikesi, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan aşıklık geleneğine, söz konusu çalışma ile yeni bir ivme, yeni bir şekil kazandırma arzusunda olduklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Çünkü aşıklarımız toplumun duyan kulağı, gören gözüdür. Onlarsız bir Türkiye toplumunun düşünüleceğini zannetmiyorum. Halk sanatçıları sözlü gelenek içinde çok önemliler ve yaşamaları gerekiyor. Bu nedenle bu çalışmamız 20 ülkenin üzerinde bir çalışma yapacak. Sovyetler Birliği coğrafyası 28 Türkiye ediyor. Burada çok sayıda Türk toplumu var. Hepsinde sözlü gelenek var. İran'da, Afganistan'da, Çin'de çeşitli Türk boyları var. Onların da bir destancılık geleneği var. Bizim Doğu Anadolu'da yaşayan dengbejlik gibi. O da bir destan geleneğidir."
Altınkaynak, Türkiye'ye komşu olan Gürcistan, Ermenistan ve diğer komşu ülkelerin de aşıklık kültürlerinden nasıl ve ne şeklide etkilediğini de araştıracaklarını sözlerine ekledi.