Tanyeri, alerjilerin yol açtığı uyku sorunlarına ilişkin yaptığı açıklamada, bahar aylarının gelmesinin havada dolaşan polenlerin artmasına, dolayısıyla astım, alerji şikayeti bulunan hastaların sorunlar yaşamalarına neden olduğunu belirterek, "Ancak bu durumdan tek zarar gören onlar değil. Horlayan kişi uykusunda bunu fark etmiyor, ancak tüm ev halkı horlama yüzünden uykusuzluk sorunu yaşıyor. Horlayan, uyku apnesi olan kişilerde, mevsimsel alerjilerin varlığı ciddi uyku sorunlarına yol açabiliyor" ifadelerini kullandı.
Burundaki alerjik rinit ve bunun uç yansıması olan polipli burun hastalığının ileri derecede burun tıkanıklığına neden olarak horlama ve uyku apnesine yol açtığını ifade eden Tanyeri, şunları kaydetti:
"Bunun yanı sıra bazı insanlarda yıl boyunca mevsimsel burun alerjileri görülebiliyor. Mevsimsel burun alerjilerinin arttığı durumlarda burun tıkanıklığı da artıyor. Hastalar daha huzursuz uyku uyuyor. Sınırdaki horlamaların miktarı artıyor, bazı horlamalar uyku apnesine dönüşebiliyor. Alerjik burun tıkanıklığının uyku üzerinde olumsuz etkileri bulunuyor. Nezle olunca bir hafta nasıl burundan nefes alıp verememek huzursuz ediyorsa alerji nedeniyle burun içindeki tıkanıklık da uyku bölünmelerine, uykuya dalma güçlüğüne neden olabiliyor.
Alerji ilaçlarının kullanılması alerjik rinit hastalarında ileri derece burun tıkanıklıkları, uyku apnesi ve horlamalara yol açabiliyor. Alerji ilaçlarının bilinen etkilerinden bir tanesi de uyku derinliğini artırmasıdır. Derinliği artan uykuda gevşeyen boğaz dokuları daha fazla titrediğinden horlama da daha fazla oluyor. Alerji ilaçlarından antihistaminikler uykuyu derinleştirir. Buruna sıkılan alerji spreyleri alerji ilaçları gibi aşırı uykuya yol açmıyor. Antihistaminik dediğimiz alerji ilaçlarının uyku düzenini bozmaması için, bu grup ilaçlarda beyin omurilik sıvısını geçmediği gösterilen ya da beyin omurilik sıvısına az geçtiği varsayılan ilaçların kullanılması daha uygun olur."
- "Mutfak oburları daha çok horluyor"
Prof. Dr. Tanyeri, şişman kişilerin şişman olmayanlara nazaran daha fazla horladıklarının bilimsel bir gerçek olduğunu belirterek, "Vücut kitle indeksi arttıkça horlama da artıyor. Uyku apnesi skorları yükseliyor. Bu da hastaların uykuda nefeslerinin daha sık durduğu anlamına geliyor. Aynı şekilde metabolik sendromu ifade eden diyabet, hipertansiyon, reflü ve obezite rahatsızlıklarının varlığı da uyku apnesinin nedenleri arasında yer alıyor. Özellikle de akşam öğünlerinde çok yemek yiyen, geç saatte yiyen, mutfak oburları daha çok horluyor. Hamilelik döneminde latent yani gizli horlama durumlarında ya da arasıra horlayanlarda, gizil uyku apneleri olanlarda; vücutta kilo artımıyla oksijen gereksinimi de arttığından dolayı bu durum ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.
Menopoz sonrası yaşlardaki kadınların horlama oranlarıyla, bu yaşlardaki erkeklerin horlama oranlarının birbirine yakın olduğunu aktaran Tanyeri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Horlama şikayetinin özellikle gebeliğin son 3 ayında arttığı bilinmektedir. Ödem ve kilo artışı burada etkilidir. Yapılan araştırmalarda bu tür horlamanın bebeğe olumsuz etkileri azdır. Ancak gebelik öncesinde uyku apnesi olanların gebelikte uyku apnelerinin çok daha ağır seyrettiği bilinmektedir. Çocuklar da erişkinler gibi horlayabilirler. Ancak çocuk horlamalarında ton biraz daha farklı olabilir. Çocukta horlama, geniz eti, iri bademcik, aşırı kiloya bağlı olabilir.
Tiroid bezi bozukluğu gibi hormonal nedenleri de akla getirir. Hekimler açısından önemli olan haftanın çoğu gecesi, gecenin birkaç saatinde horlamanın olmasıdır ki horlama böyle gerçekleştiği takdirde başlı başına bir sağlık sorunudur. Ancak özel durumlarda ayda birkaç kez horlama bir sorun olarak değerlendirilmeyebilir. Yine burun tıkanıklığı ile seyreden nezle gibi hastalıklarda ortaya çıkan horlama geçici olarak düşünülür. Ciddi bir sağlık sorunu olarak ele alınmayabilir."
Tanyeri, akşam yemeğinin hafif olması ve ağır yemeklerden kaçınılması gerektiğini belirterek, özellikle geç saatte mideyi rahatsız edip uykuyu kaçırarak, gereksiz yere enerji yüklenmesine neden olacak bol kalorili yemekten kaçınmak gerektiğini kaydetti.
Alçak ve başı aşağıda tutan yastıklar yerine daha yüksek ve rahat nefes alıp vermeyi sağlayan yastıklarda uyumanın daha rahatlatıcı olacağını anlatan Tanyeri, "Eğer yatmadan önce burunda tıkanıklık varsa ve nefes alıp vermeyi güçleştiriyorsa burun açısı ve hekim önerisine uygun tedbirler almak yerinde olacaktır. Kişinin ideal kilosunun dışına çıkması her zaman sorundur. Omurgaya yük getirir, dizler zorlanır. Ama en önemlisi fazla kilo yani şişmanlık horlamayı da artırır, şiddetlendirir" ifadelerini kullandı.