Resmi versİyonlara göre, birçoğu intihar etmiştir. Kimileri aile ile birlikte vuruldu. Bazılarının ölüm nedeni ise bugüne kadar gizli kalıyor. Bu olaylar, tesadüf eseri ya da banka sektöründe depresyon durumunun bir belirtisi sayılabilir. Kim bilir, öbür dünyayı boylamakla ilgili sözü edilen yığınsal gidişlerin arkasında belki başka şeyler gizleniyor?
Bankerlerin intihar dalgasından daha şubat ayında söz edilmeye başlamıştı. O sırada iki hafta içinde uluslararası bankaların 5 seçkin çalışanı intihar etmişti. Bugün itibariyle gizemli koşullarda hayatını kaybeden bankerler listesinde artık 14 isim var. Aralarında gerek emekli, gerekse genç insanlar bulunuyor. Örneğin, daire penceresinden atlayan Levy Capital’ın tüccarı Kenneth Bellande 30 yaşına bile varmamıştı. Fakat uzmanların çoğu, şimdiye dek bankaların faaliyeti ve çalışanlarının trajedileri arasında ilgi olduğunu görmek istemiyor. “Alpari”nin kıdemli analisti Anna Bodrova, bunun için hiç esas görmediğini söylüyor.
Her şeye göre, bu zaman, yer ve segment için önemi açısından tesadüf eseri olaylar dizisidir. Bence, bu olaylar arasında bağlantı olduğunu iddia etmek için esaslı temel yok. Komplo teorilerine dalmadan şimdiki ofis çalışanlarının çok yüklü olduklarını tasavvur etmek çok kolay. Avrup psikologları “burnout” yani “yanma” gibi yeni bir terim uygulamışlar. Geçen yılın ağustos ayında medyanının istenilmeyen dikkati “Bank of America”nın Londra şubesine çekilmişti. 21 yaşındaki Almanyalı stajyer ve üstün başarılı öğrenci Moritz Erhardt çalışma yerinde üç gün aralıksız çalıştıktan sonra ertesi gün dairesinde ölü olarak ortaya çıkarıldı. Finansal krizin sonuçları ve bankalardaki sıkılaştırılmış kontrol dikkate alınırsa şimdi buralarda çok iş var. Oluşan ortamda banka çalışanlarının durumu gıpta edilemez. Anna Bodrova anlatmaya devam ediyor.
Banka segmentinin üst yönetimine düşen yük çok ciddi. 2008 krizinden sonra Avrupa Merkez Bankası diğer düzenleyici organlarla birlikte her çeşit banka kuruluşlarının faaliyetiyle ilgili gözetimi kat kat arttırmış oldu. Çerçeve sertleşti, talepler daha güçlü hale geldi, yükler gözle görülür derecede arttırıldı.
JPMorgan gibi finansal devlere gelince. Yeri gelmişken kaydedelim ki intiharcı listesine alınan tüm bankalar arasında JPMorgan, hayattan gönül rızasıyla ayrılan üst yöneticiler arasında liderlik yapıyor. Yüksek İktisat Okulu-Devlet Üniversitesi banka enstitüsü müdürü Vasiliy Solodkov şunları söyledi.
Yöneticilerinin yalnış tavsiyelerde bulunması sonucunda banka büyük tazminatlar ödemek zorundaydı. Bu çok büyük bir sorumluluk. Portföy tahmin temelinde kurulur. Müşterinin zarar görmesi halinde, bundan herkesten önce portföy yöneticisi ve bir bütün olarak banka etkileniyor.
Tarihte, bankerler arasında yoğun intihar olayları ile ilgili artık çok örnek var. Geçen defa intiharlar olayları Büyük Buhran döneminde yaşanmıştı. O dönem olaylarının görgü tanığı gazeteci ve komedyen Will Rogers, Wall Street’in kontrol altından çıkmasından sonra, pencereden atlamak için sıraya girmek gerektiğini, spekülatörlerin East River’de yerler sattığını anlatıyor. Amerikalı gazeteci ve tahminci Gerald Celente, ne olduğunu ve bunun nasıl bir tehlike yaratabileceğini banka üst yönetimi bilmeden pyasaların işletilmesinin olanaksız olduğunu kaydediyor.
Dünya finans krizinin artık 2008’de doruk noktasını aştığı zannediliyor. Şimdi ülkeler kriz sonuçlarının üstesinden gelmeye çalışıyor. Peki, öyleyse neden bankerler şu anda umutsuzluğa kapılıyor? Gerald Celente, 2008’de insanların o sırada yer alan ekonomik süreçlerin hoş olmamasına rağmen normal olduğuna safça inandıkarını sanıyor. O zaman onların gerçekte banka sektörünün gizlediği spekülasyonlar üstüne bilgisi yoktu. Şimdi Brüksel, Almanya, İngiltere ve ABD, olup bitenleri araştırıyor ve hoş olmayan çok faktör meydana çıkarılıyor. Çok şey bilenler ya da kirli banka işlerine katılanlar, pencereden atlamaktan başka çare görmüyor.