Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ticaret Borsaları Konsey Üyesi de olan Zeydan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de bu yıl meteorolojik kuraklık olayının yaşandığını belirtti.
Bu durumun henüz tarımsal kuraklığa dönüşmediğine dikkati çeken Zeydan, Marmara, Trakya ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde meteorolojik kuraklığın, tarımsal kuraklığa sebep oluyor gibi bir görüntünün bulunduğuna değindi.
İç Anadolu Bölgesi'nde de kuraklıktan en büyük nasibi alan kentlerin başında Eskişehir'in geldiğini anlatan Zeydan, Eskişehir'de bazı sulama kanalları, sulama birlikleri ve Devlet Su İşleri yetkililerinin sulamanın yeterli yapılamayacağını çiftçilere bildirdiğini ifade etti.
"İmkanı olan çiftçiler derin kuyu sulaması vasıtasıyla tarlalarını suladılar" diyen Zeydan, şöyle konuştu:
"Eskişehir bölgesinde tarımsal kuraklıktan bahsetmek mümkün, bu kıtlık anlamına gelmez, kıtlık meselesi ortaya atılıyor ancak böyle bir durum yok. Önümüzdeki günlerde beklenen yağışlar oluştuğu taktirde özellikle buğdayda yüzde 20 kayıp olacak. Kuraklığın devam etmesi halinde bu kayıp yüzde 40'ları da bulabilir, bu da Eskişehir için önemli bir ekonomik kayıp demek. Derin su kuyularında daha önce 20-25 metreden su çıkaran çiftçi artık çıkaramıyor. Su seviyesi 35-40 metrelere kadar düştü. Bu da çiftçi için ek bir maliyet buna da çiftçinin gücü yok."
-"Süne dediğimiz buğday zararlısı, Eskişehir bölgesinde hortladı"
Eskişehir'de olduğu gibi Türkiye'de en önemli sorunun "kaliteli buğday" konusunda yaşandığını anlatan Zeydan, Türkiye'de yılda 22 milyon ton buğdayın üretildiğini bunun Türkiye'ye yetecek miktarda olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin ciddi anlamda un ihracatının bulunduğunu ancak Eskişehir Ticaret Borsasına gelen buğdayların en az yüzde 50'sinin yemlik sınıfında yer aldığını anımsatan Zeydan, bu tür buğdaylardan ekmeklik unun elde edilemeyeceğini ve bundan dolayı Türkiye'nin kaliteli buğday ithal etmek zorunda kaldığını, kaliteli buğday konusunda sürekli bir açık olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin dünyadaki un ihracatçıları içerisinde ikinci sırada olduğunu hatta birinciliği zorlayan bir konumda bulunduğunu anlatan Zeydan, şöyle devam etti:
"Türkiye'de un ihracatı 3'üncü dünya ülkelerine yapılıyor. Kaliteli buğday üretimi için kaliteyi düşüren unsurları ortadan kaldırmak lazım. Bunun ile ilgili borsa olarak kentteki tüm tarım paydaşlarını bir araya getirdik. Sorunları ve çözüm önerilerini tespit ettik. süne dediğimiz buğday zararlısı, Eskişehir bölgesinde hortladı. Bu hayvan en kaliteli buğdayı seçiyor ve o buğdaydan ekmeklik buğday yapamıyorsunuz. Dolasıyla bu yüzde 25-30 civarında fiyata yansıyor. Bu yıl buğday üreticisinin canı bu durumdan dolayı çok yandı. Bu durumun ortadan kalkması kaliteli buğdayın ortaya çıkması için yaklaşık 3 bin civarında çiftçimize bilgilendirme broşürleri dağıtılarak, köylerde konu ile ilgili toplantılar yapıldı."
-"Kaliteli buğday için akademik danışmanlık"
Eskişehir Ticaret Borsasına 60 ayrı çeşit buğdayın geldiğini bu durumun çiftçinin bilinçli tohum kullanmamasından kaynaklandığını aktaran Zeydan, şunları bildirdi:
"Eskişehir'de sertifikalı tohum kullanan çiftçi sayısı yüzde 10'nu geçmiyor. Kentte ziraat babadan kalma yöntemlerle yapılıyor. Çok modern bir yapı yok. Bunun için modern tarımın katkısını daha fazla fazlalaştırmak adına Ticaret Borsasında akademisyenlerin görev yapacağı bir danışma merkezi açılması için çalışmalarımız son aşamaya geldi. Üniversite, Ticaret Borsası ve diğer paydaşlarımızla tarımın daha kaliteli bir hale gelmesi için çalışıyoruz. Çünkü 60 çeşit buğdayın olması hiç iyi bir durum değil."