İçişleri Bakanı Ala, AA Editör Masası'nda soruları yanıtladı.
Hükümetin başlattığı çözüm süreci ve demokratikleşme kapsamında yeni yasal düzenlemenin olup olmadığı yönündeki soru üzerine Bakan Ala, "Gerçekten bir paradigma değişimine sahne oldu Türkiye, önceden devlet diye sadece hazineden maaş alanlar tanımlanırdı oysa devlet aynı zamanda vergi verenlerdir, vatandaşlar topluluğudur, herkes devlettir. Devlet diye sadece memurlara bakıp, orada kamu görevlilerine ya da sadece güvenlikçilere bakıp vaziyet almayalım diye hep birlikte bir dil geliştirmeye çalıştık ki doğrusu da budur. Vatandaşlarımız bunun karşılığını çok yerde verdiler, veriyorlar" diye konuştu.
Demokratikleşme adımlarının ve çözüm sürecinin ciddi bir biçimde devam ettiğini belirten Bakan Ala, şöyle devam etti:
"Demokratikleşme adımları 2002'den beri atıldığı içindir ki teröre, terörist faaliyetlere destek olabildiğince azalmıştır, zaten demokrasi teröre desteği azaltır. Yani toplumda böyle bir atmosfer oluşturur, ama terörist faaliyetleri önleyecek şey, onlar daha farklı yöntemlerdir. İşte biz çözüm süreciyle, teröre desteği azaltan, demokratikleşmenin üzerine, bu terörist faaliyetlere de son verdirecek mekanizmaları geliştirip, tedbirleri alma yönünde çalışıyoruz. Burada önemli mesafeler de alındığını söyleyebilirim. Çözüm sürecine ilişkin, Güney Doğu'da Diyarbakır'da, Batman'da, Şırnak'ta, bütün o bölgedeki illerimizde yüzde 90'lara yakın daha da üzerinde bir desteğin olduğunu ve Türkiye'nin bu 'Akil Adamlar' toplantısından sonra da Türkiye'nin bütün bölgelerinde yüzde 60'ların üzerinde bir desteğe kavuştuğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir iklim oluşmuştur, bu çok önemliydi, bundan sonra kararlı bir biçimde ciddi bir biçimde Türkiye bu adımlarını atıyor, çalışmalarını yürütüyor. Takdir edersiniz ki önemli bir kısmı, sonuca ulaşmadan deklare edildiğinde yolları tıkamaktadır.
Türkiye'nin çıkarına olan, 76 milyonun lehine olan, annelerin ağlamayacağı, insanların dağda hak aramadığı, gelip aşağıda Türkiye'nin içerisinde Türkiye'nin gelişmesine ve kendi gelişimine katkıda bulunabileceği, bir hedefi yakalamaya çalışmak için, biz çözüm sürecini son derece ciddi bir biçimde ve buna yürekten inanarak devam ettiriyoruz. Neticeyi alacağımıza ben yürekten inanıyorum."
-"Bizi engelleyecek şey kendi içimizdeki anlayışsızlık olabilir"
Türkiye'in başarısını istemeyen dış güçlerin olmasının çok normal olduğunu belirten Ala, "Zaman zaman Türkiye'nin bu sorunu (terör sorunu) çözdüğünde hangi atılımları yapabileceğini çok iyi bilen içeride ve dışarıda bazı kimseler, her ülke için olabilecek olan içeride iktidarların başarılı olmasını istemeyen organizasyonlar olacaktır. Dışarıda da bu sorun olsun, bu sorunun üzerinden ben Türkiye ile ilişkilerimi kurayım diyen, mekanizmalar ya da devletler olacaktır. Bunların dışında bunlar olabilir zaten onlar istemeyecektir, bizi engelleyecek şey onlar değil, bizi engelleyecek şey kendi içimizdeki anlayışsızlık olabilir. Toplum bize bu gücü verdi, işte seçimlerde de çok güçlü bir destek verdi. Bize düşen de bunu hızlı bir şekilde sonuçlandırmak ve bunu yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Seçimlerde sandık dışı yollarla iktidarı götürmeye ve iktidara gelmeye çalışanlara halkın şamar vurduğunu belirten Ala, açıklamasına şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızdan 'eskiden örtülen, retorikle geçiştirilen, böyle genellemelerle üstü örtülen meselelerin üzerine gidin', daha önce de bu mesajı aldık ve biz gittik. Millet de 'iyi yapıyorsunuz, doğrudur, çözün bu meseleleri bize maliyet ödettirmeyin, bizim Kürtle, Türkle, ülkemizin içerisinde biz aynı mefkurelere inanmış, koca medeniyet kurmuş bir toplumuz, biz neden böyle birbirimize düşüyormuş gibi, biz neden bu maliyetleri ödeyelim çözün bu meseleyi' diye mesaj verdi. Arkasında da durdu vatandaşlar. Biz de bunun Allah'ı var, gereğini yapıyoruz, görüşmelerini, projelerini, programlarını yapıyoruz ve bu işi sonuçlandıracağız. Çünkü Güneydoğu'da da Batı'da Türkiye'nin her tarafında güçlü bir destek var, o iklim oluştu. Demokrasinin herkese faydasının olduğunu artık yaşayarak, gördük. Demokrasi herkesin kazandığı rejimdir. Daha çok hayatımızda olumlu gelişmeleri ortaya koyan rejimlerdir. Bize düşen, yolumuza bu atmosfer içerisinde biraz daha hızlı biçimde devam etmektir. Herkesin vatandaşı odağına alan, vatandaşın arzu ve isteğine göre bir siyaset üretmesi gerektiğini de ortaya koyan net mesaj vardır."
-"Vatandaşın mesajı ortada"
"Seçim sonuçlarını kendiniz ve muhalefet açısından nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki soru üzerine ise Bakan Ala, şöyle konuştu:
"AK Parti hükümetlerinin gitmesi, örselenmesi, dağılmasını düşünen bütün güçlerin ittifak ettiği bir seçimdi bu, hatta sadece demokratik yollar kullanılarak değil antidemokratik darbe teşebbüsleriyle, kayıt dışı ve ahlak dışı organizasyonlarla bile ittifakların yapıldığı seçimi geride bıraktık. İşte manzara ortada, vatandaşın mesajı ortada, halen daha bu mesajı okuyamayan siyasi aktörler ve sosyal aktörler de ortada. Şimdi bu seçim yenilgisini çeşitli atraksiyonlarla ve saldırılarla, tehdit eder bir dil kullanarak örtmeye çalışan kurnazlıklarla karşı karşıyayız. Seçim yapılıyor, yeniliyorlar, hiç seçim yapılmamış gibi yollarına devam ediyorlar. Buna ne denir, bizim toplumumuzda 'pişkinlik' denir, buna kurnazlık denir, siyasi aktivite, siyasi akıl denmez. Çünkü siyasi tavır millete saygılı tavırdır. Dönersiniz geriye, zaten birinciliği hedeflemiyorsanız, yarışa girmemelisiniz. Her seçim başıyla, sonuyla kendi kulvarı içerisinde bir yarıştır. Öncekiyle kıyasladığınız zaman bile geridesiniz, o anda kıyasladığınız zaman bile geridesiniz. Ama oradan bir başarı hikayesi çıkarmaya çalışıyorsunuz, buna bizim milletin söyleyeceği 'pes' yani, bu kadarı olmaz."
Seçimlerden önce tahminlerde yanılmanın olmasının normal olduğunu belirten Ala, "Ama artık seçim sonuçlarını okuyamama bir demokratik körlük demektir. Halen eski jakoben tavır, kimseye faydası olmayan tavır ve geleneklerle hareket ediliyorsa, 'evet biz doğru yerdeyiz ama millet yanlış yaptı, ahali yanlış yaptı' diyen akıl, halen yürürlükteyse siyaset alanındaysa, onu da tebessümle izlemek lazım. İrdelemeye değer bir tutum yok demektir. Seçimler bize çok yüksek sesle net bir biçimde siyasi istikrarın ve demokrasinin arkasında halkımızın durduğunu göstermiştir" diye konuştu.