Kozoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 800-850 bin ton olan dünya fındık üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini Türkiye'nin karşıladığını, İtalya'nın üretimdeki payının yüzde 12,9, Azerbaycan'ın yüzde 4,34, ABD'nin yüzde 4, İspanya'nın yüzde 2,4'de kaldığını kaydetti.
Karadeniz İhracatçı Birlikleri verilerine göre, Türkiye'nin 2003-2004 ve 2012-2013 sezonlarında ortalama 238 bin ton fındık ihraç ederek 1,5 milyar dolar gelir elde ettiğini kaydeden Kozoğlu, "2013 yılında 17 milyar dolara ulaşan gıda-tarım ihracatında, 1,77 milyar dolarlık fındık ihracatı yer almaktadır. Buna göre, gıda ve tarım ihracatının yüzde 10,4'lük kısmı sadece fındıktan karşılanmaktadır" ifadesini kullandı.
Tarımsal ihracatta en fazla döviz getiren fındıkta, ithalat yapılarak yeniden ihraçtan bahsedilmesinin akıl tutulması olduğunu savunan Kozoğlu, şunları kaydetti:
"Mart ayının son 3 gününde özellikle Ordu, Giresun, Trabzon ve Samsun'un yüksek kesimlerinde etkili olan donun, 2014 yılı ürünü fındıkta rekolte kayıplarına neden olacağı tahmin edilmektedir. Yaşanan donun, 2014 yılı ürününe vereceği zarar, tam olarak bilinmemekle, yüksek kesimlerde yer yer yüzde 90'ları geçmesi, kıyı kesimlere inildikçe yüzde 50'ler seviyesinde seyretmesi, zararın ne denli fazla olduğunu göstermektedir. Bu durum fındık fiyatlarının 1-2 hafta içerisinde 5,5 liradan 9 liranın üzerine çıkmasına sebep olmuştur. Yaşanan bu felaketten fındıkla ilgili hemen hemen her kesim zarar etmiştir. Fiyatların yükselmesinden en fazla zarar eden kesim ise ihracatçılardır. Yıllardır yapılmasına karşı olduğumuz alivre satışın (vadeli satış) olumsuz tarafını bu kez ihracatçılar yaşamaktadır ancak meydana gelen zararı fındığı ithal edip sonra ihraç etmekle çözmeye çalışmak Türk fındığının kalbine kurşun sıkmak demektir."
Kozoğlu, 2004 yılında yaşanan donun ardından fındık ithal edilmediğini ancak iç piyasa ve ihraç fiyatlarının önemli derecede arttığını belirterek, "2013-2014 sezonunda kentalı (100 kilogram) 662 dolardan açılan piyasada, son olarak mart ayında kental fiyatı 701 dolara yükseldi ancak yaşanan don olayından sonra ihracat fiyatlarının yükseleceğini biliyoruz." ifadesini kullandı.
- Lisanslı depoculuk
Kozoğlu, tarım sektörünün doğal afetlerden kaynaklanan bu tür sıkıntıları yaşamasının olağan bir durum olduğunu belirterek, "Fındık ithalatını talep edenler, iyi niyetli değiller. Yapılanları, düşük rekolte nedeniyle üreticiden alivre satışlarla alacakları fındık fiyatının yüksek olacağı endişesi taşıyanların, Türk fındığı fiyatını düşürmeye yönelik çabaları olarak görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle fındık gibi, Türkiye açısından özel bir üründe gerekli tedbirlerin alınmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan Kozoğlu, bu tür sıkıntıların etkisinin en aza indirilmesi için fındık borsası ve lisanslı depoculuğun öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade etti.
Rekoltenin yüksek olduğu yıllarda depolarda muhafaza edilecek fındığın, rekoltenin düştüğü senelerde can simidi olarak kullanılabileceğini kaydeden Kozoğlu, bununla piyasaya düzenli arz edilebilen ürünün yanı sıra fiyat istikrarı oluşacağını, dünya piyasalarında Türk fındığının itibarının daha da yükseleceğini belirtti.