Dolar

34,8713

Euro

36,6128

Altın

3.007,09

Bist

10.058,63

TBMM Başkanı Çiçek, Kılıç'ın sözlerini değerlendirdi (2)

TBMM Başkanı Çiçek, Kılıç'ın sözlerini değerlendirdi (2)

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-25 13:31:37

TBMM Başkanı Çiçek, Kılıç'ın sözlerini değerlendirdi (2)
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Gömlek değiştirmek" gibi ifadelerin, siyasi ifadeler olduğunu belirterek, "Bir yüksek mahkemenin kuruluş gününde kişisel kanaatiniz bu olsa bile konuşulacak ifadeler değildir" dedi.

Çiçek, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın bugünkü açıklamalarına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Eleştirinin hak, özeleştirinin de bir sorumluluk olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle devam etti:

"Keşke her kurum, bunların başında da yargı kurumları, bu açılış günlerinde, siyasetin, siyaset kurumlarının, diğer erklerin, yasama ve yürütmenin yanlışlarını söyledikleri kadar kendi yanlışlarını da orada itiraf etseler, o zaman bu konuşmalar daha objektif, kalıcı olur. Suçlayıcı bir üslupla konular değerlendirme konusu olunca, bu istenilen faydayı temin etmediği gibi zaten yeteri kadar Türkiye'de gerginlik var, yeteri kadar sert bir siyasi mücadele ikliminden geçtik, bahara erdik derken şimdi yeni bir tartışma daha başladı. Kaldı ki konuşmanın içeriğine baktığımızda bundan şikayet ediliyordu. Bu üsluptan, bu gerginlikten şikayet edenlerin, kendilerinin aynı noktada olmaması gerekir."

-"Yargıda medyatik olma gibi bir sıkıntı var"

Çiçek, Türkiye'de yargıda uzun bir süreden beri medyatik olmak gibi bir sıkıntı bulunduğunu söyledi. Soruşturmanın gizliliği gibi önemli bir ilkenin, geçmişte medyatiklik uğruna feda edildiğini kaydeden Çiçek, özellikle DGM'ler döneminde naklen maç nakleder gibi soruşturmalar, evlere baskınlar yapıldığını, demeçler verildiğini anlattı. Çiçek, gelinen noktada en çok şikayet ettikleri hususun, medyatiklik uğruna feda ettikleri soruşturmanın gizliliği olduğunu belirtti.

Medyatikliğin adli yılların ve yargı makamlarının kuruluş günlerinde karşılarına çıktığını vurgulayan Çiçek, bunu, yeni söylemediğini ifade etti. Çiçek, geçmişte kim bu şekilde davrandıysa, bu değerlendirmeyi hep yaptığını anlattı.

Her seferinde demokratik ülkelere vurgu yaptıklarını dile getiren Çiçek, "Hiç zannetmiyorum ki ileri demokrasiyi yakalamış, demokrasisinin kurumsallaştırmış ülkelerde çok beyanat veren yargı camiası yok. Bazen herhangi bir toplantıya katıldıktan sonra bazen bir başka yerdeki açılışlarda, şurada, burada oluyor. Hatta gelişmiş demokrasilerde yargı başkanları herhangi bir açılışa da katılmazlar. Bir hukuk derneğini anlarım ama görevleriyle alakası olmayan açılışlarda açıklamalar yapan yargı başkanlarını bu ülke gördü. Bunların artık geride kalması gerekiyor" diye konuştu.

-"Yargıda alınganlık olmaz"

Çiçek, bugünkü konuşmada çok yadırgadığı bir durumun bulunduğunu belirtti.

Eleştirinin bir hak ve ifade özgürlüğünün parçası olduğunu vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:

"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, cebir ve şiddeti teşvik etmediği, övmediği sürece herkes şok olarak dahil nitelenecek fikirleri, görüşleri söyleyebilir. Bu ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Dolasıyla verilen bir mahkeme kararıyla ilgili bir kısım insanlar, 'bu karar doğru değil, o yanlıştır' diyorsa veya daha ileri nitelemelerde bulunuyorsa o da o kesimin ya da o kişilerin ifade özgürlüğüdür, bundan dolayı alınganlığa gerek yoktur. Yargıda alınganlık olmaz. Siz şimdi bu kadar net, açık, hukuki ambalaj içinde siyaset değerlendirmeleri, siyasetçileri değerlendirirseniz yarın bu kişilerle ilgili, bu değerlendirmeleri yaptığınız kişilerle ilgili davalar önünüze geldiğinizde nasıl objektif olabileceksiniz, nasıl kararınız tartışma konusu yapılmayacak?

Hele hele gömlek değiştirmek gibi ifadeler, bunlar siyasi ifadelerdir, siyasi beyanlardır. Bir yargı gününde, bir yüksek mahkemenin kuruluş gününde kişisel kanaatiniz bu olsa bile konuşulacak ifadeler değildir. Kaldı ki mahkeme adına bu konuşmalar yapıldığına göre bu çerçevede yarın bir kısım davalar, mahkeme önüne geldiğinde kendilerinin şikayet ettiği yargı kararı nasıl tartışmasız olacak. Verilen karar nasıl tartışılmayacak. Bunlara dikkat etmekte fayda var. Türkiye'de yeteri kadar gerginlik var, tansiyon yüksek. Tansiyonu düşürecek olan, elbette hepimize sorumluluklar, görevler düşüyor. Yargı da bu işin bir parçası olmamalıdır. Yargı da işin parçası olursa çözüm daha da imkansızlaşır."

-"İstatistik kurumu yapacak değil"

Kılıç'ın, "Yargıdaki paralel yapılanmayla ilgili belgeler varsa çıkarın" ifadelerinin sorulması üzerine Çiçek, bunların, şikayete bağlı konular olmadığını vurguladı.

Konuşulan konuların ceza hukuku alanıyla ilgili olduğunu anlatan Çiçek, şöyle devam etti:

"Ceza hukuku alanıyla ilgili konularda bir kaç suç dışında, bunlar şikayete bağlıdır- iddia edilen her konu, bizatihi savcıların, yargı makamlarının doğrudan araştıracağı, soruşturacağı konulardır. Bu hususları ortaya çıkaracak olan da yine yargının kendisidir. İdare makamları, bu soruşturmalara yardımcı olmak mecburiyetindedir. Yoksa idare makamları tek başına yapacak değil. Paralel yapı, darbe gibi konular ceza hukuku anlamında suç teşkil edebilecek ifadeler, iddialardır. Bu iddialar ister birinin başvurusu üzerine olur, ister basında yer alır, ister bir konuşmada dinlenmiş olur, bu konuları cumhuriyet savcılarının, kendiliğinden araştırma, inceleme, soruşturma konusu yapması gerekir. Bunu yaparken de ihtiyaç duyduğu neyse, bunu idare makamları karşılamak zorundadır. Bu, o makamların da anayasal yükümlülüğüdür. Bu soruşturmaları kim yapacak, herhalde nüfus müdürlüğü, istatistik kurumu yapacak değil. Yapacak olan yargı kurumudur. Suç teşkil eden bir şeyin soruşturmasında en önce yetkili olan yargı makamları, cumhuriyet savcılarıdır. Seçim boyunca da bu ifadeler, iddialar sıkça gündeme geldiğine göre, bundan sonraki iş yargıya aittir."

-"Yargının görevi olamaz"

TBMM Başkanı Çiçek, siyasete yön vermek, dizayn etme, demokrasiye ayar verme gibi bir hastalığın nüksettiğini söyledi. Çiçek, eskiden bunu başkalarının vermeye çalıştığını belirterek, "Siyasete, demokrasiye ayar vereceğiz" derken, demokrasinin ve Türkiye'nin ayarının bozulduğunu, bugünkü tatsız ortama gelindiğinin altını çizdi.

Bir başkalarının yine siyasete ayar verme, siyaseti düzeleme, dizayn etme gibi yeni bir role soyunmaması gerektiğini ifade eden Çiçek, bu türlü bir görevinin yargının asla görevi olmadığını bildirdi.

Bu tür algılamalardan herkesin kaçınması gerektiğini dile getiren Çiçek, yargı camiasının, 13 bin 500-14 bin kişilik bir büyük camia olduğuna işaret etti. Çiçek, "Hepsi adına, hepsini böylesine bir tartışmanın içine çekecek konuşmalardan biz kaçınalım ama yargı da kaçınsın. Çünkü bugünkü yargı tartışılır hale geldiyse bunun önemli ayaklarından biri, yargı kurumlarının başındakilerinin ve bir kısım yargı mensuplarının yaptıkları açıklamalardır, geçmişte de" diye konuştu.

-"Demokrasilerde bu kadar imtiyaza gerek yok"

"Bugün keşke, bir örnek başlatılsaydı, örnek olsaydı, herkese, hepimize bir özeleştiriyle başlasaydık, özeleştiri adına bir ya da iki cümle ancak bulabildim" diyen Çiçek, ancak bunun yetmeyeceğini söyledi. Çiçek, şunları kaydetti:

"Keşke bu yapılsaydı. Konuşmalara bundan sonra böyle başlasak. Evvela özeleştiri yapsak, sonra başkalarından, başka kurumlardan, erklerden beklentilerimizi söylesek. Aksi takdirde hep başkalarını eleştirir, biz o eleştiriyi kendimiz yapmazsak o yeni imtiyaz arayışlarıdır. Buna gerek yok. Demokrasilerde bu kadar imtiyaza gerek yok. Artık Türkiye olarak, doğru sözlerin arkasına, doğru örnekleri koymanın zamanı çoktan geldi ve geçiyor. Demokrasi, hukuk devleti, yargının önemi adına Türkiye'de söylenmedik söz kalmadı. Ama doğru örnekleri yeteri kadar koyamadık. Bunu koyabilmenin yolu, artık bundan sonraki konuşmalara bir özeleştiriyle başlamaktır."

-"Niyet okumalar"

Bir gazetecinin, "Sayın Kılıç'ın siyasete atılacağı, onun için böyle çıkış yaptığı yorumları yapılıyor" sözlerine karşılık Çiçek, bu tür değerlendirmelere girmediğini kaydetti. Çiçek, bunların niyet okumalar olduğunu belirterek, "Niyeti var mı yok mu" tartışmalarına asla girmeyeceğini vurguladı.

TBMM Başkanı Çiçek, sözlerini şöyle tamamladı:

"İlkesel bazda bazı şeyleri yapıyorum. 4,5 yıl Adalet Bakanlığı yapmış biri olarak, yargının bugün tümüyle tartışılır olmasından duyduğum rahatsızlık nedeniyle bunları söylüyorum. Yoksa benimki kişisel değerlendirmeler değil. Ben yapmam onu. Siyasette de mümkün olduğu kadar yapmam. Geçmişte farkında olmadan, bir kaç defa isimleri zikrederek ya da doğrudan adrese teslim bir kaç konuşma yaptım ondan sonra vicdanen de rahatsız oldum. Türkçemiz de başka türlü anlatmaya yeterdi. Yanlış yaptım, daha saygılı, düzgün, nazik ifadeler genel olarak kullanılabilirdi. Ben şahıslarla ilgili değerlendirme yapmıyorum. Türkiye, tartışması gereken bunca mesele var, bir kaç gün bunları tartışacak. Toplumu yoruyoruz, toplum artık yoruldu. Bir sonuca da varamıyoruz. "

(Bitti)

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara