Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü AB Anabilim Dalı, Konak Belediyesi, Lider Yaratıcı Katılımcılar (LİYAKAT) Derneği, İtalyan sivil toplum kuruluşları ARCUS ve Work in Progress işbirliği ile hayata geçirilecek projenin tanıtım toplantısında konuşan LİYAKAT Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Eskinazi, kadına yönelik şiddetin dünyada en önemli sorunlar arasında yer almaya devam ettiğini ifade etti.
Türkiye'de bu tür şiddet olaylarına töre cinayetleri de eklendiğinde kadınların yüzde 89'unun bir veya birden fazla şiddet türüne maruz kalmış olduğunu anlatan Eskinazi, buna sözel ve duygusal şiddet de eklendiğinde tablonun düşündürücü olduğuna dikkati çekti.
Eskinazi, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmanın ancak toplumun tüm kesimlerinin ortak mücadelesi ile mümkün olabileceğine değinerek, LİYAKAT Derneği olarak hayata geçirdikleri "Emek Pişti Haydi Sofraya" projesini ile şiddet mağduru kadınlara istihdam garantili işler verdiklerini, projeye dahil olan kadınlarda önemli gelişim ve değişim gözlemledikleri dile getirdi.
4Kadın Projesi ile de İtalyan ortaklarıyla kadına yönelik şiddetin boyutlarını araştırarak çözüm önerileri getireceklerini anlatan Eskinazi, "2 yıl sürecek bu yolculukta farklı programlar uygulayarak bu kişileri hayata bağlamayı hedef edindik. Pek çok kurum ve kuruluşla yol arkadaşlığı yapacağız. Ulaştığımız sonuçların kadına yönelik şiddete çözüm getirmesi en büyük umudumuzdur" diye konuştu.
DEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü AB Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Canan Balkır da AB konusunda çeşitli projeler yürüttüklerine işaret ederek, istatistiklere göre Türkiye'de kadına taciz olaylarının yüzde 17-18 oranında olduğunu kaydetti.
"Maalesef alt gelir gruplarında yüzde 49,9 olan taciz olayının üst gelir gruplarında yüzde 28'e kadar çıktığını görüyoruz. Demek ki eğitimli olmamız tacize uğramamızı engellemiyor" diyen Balkır, kadınların iyi bir anne, eş ve evlat olmanın yanı sıra "birey" olmak istediğini belirtti. Balkır, "Yapılan bu mücadeleler biz tam bir birey olduğumuz ve her konuda haklarımızı aldığımız zaman bitecek" dedi.
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ise mevzuat değişiklikleri ve imza atılan uluslararası sözleşmelerin yanında bu konudaki gelişmenin sivil toplumun katkısıyla sağlanabileceğini ifade etti.
"Bütünşehir Yasası" çıktıktan sonra belediyelerde yeni kadrolar açılması gerektiğini, bu doğrultuda "Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü" kurma zorunluluğunda olduklarını söyleyen Pekdaş, bu özel müdürlüğün çalışmalarında STK'larla işbirliği içinde olacaklarını dile getirdi.
Şiddet mağduru kadınların evinde yalnız kalmaması için onlarla dayanışma içinde olunması gerektiğini vurgulayan Pekdaş, "Yeni mekanizmalar yaratmamız lazım. Bu anlamda STK'larla işbirliği önemli. Bu proje de öyle bir proje" dedi.
- İtalya'da da problem
Work in Progress Grup Temsilcisi Sara Petito da kadına yönelik şiddetin İtalya'da da büyük bir sorun olduğunu belirerek, İtalya'da yasaların kadını korumak için gerçekten güçlü olduğunu fakat şiddet kültürü ya da okullarda eğitime dair bir madde içermediğini kaydetti.
Petito, "Çocuklar, okullarda kadın-erkek eşitliği ve cinsellik üzerine eğitimler almalıdır. Bu tür eğitimler diğer ülkelerde yaygın olarak görülmektedir" dedi.
Projeye Work in Progress olarak ellerinden gelen desteği vereceklerini söyleyen Petito, şöyle konuştu:
"Bu projeyle biz kadına karşı şiddet konusunun derinlerine inmek ve düzeni sarsıp kadına şiddete karşı yeni bir hareket inşa etmek istiyoruz. Kadına karşı şiddet çarkını kırmak büyük bir cesaret ve güç istiyor. Biz kadınlara bu gücü vermek istiyor ve onları yaşadıkları her türlü şiddeti ihbar etmeye çağırıyoruz."
ARCUS Grup Temsicisi Irene Calzolari de ARCUS'un 2006'da kurulan ve İtalya'nın kuzeyindeki Carpi ve Polpenazze del Garda şehirlerinde şubesi bulunan bir STK olduğunu belirterek, 22 üyesi bulunan örgütün sivil toplum, sosyal içerme, gençlik, kadın hakları, fırsat eşitliği, sanat ve kültür alanlarında çalıştığını anlattı.