Şehitlikteki tören, çelenk bırakılması, saygı duruşu, saygı atışı ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Törende konuşan 18'inci Mekanize Piyade Tugayında görevli Hava Savunma Kurmay Yarbay Necdet Özdemir, 99 yıl önce yaşanan Çanakkale Kara Savaşları'nın, destansı başarılarla dolu olduğunu söyledi.
İtilaf kuvvetlerine bağlı güçlerin 25 Nisan 1915 sabahı Arıburnu sahillerine yönelen çıkarma harekatının başlamasını müteakip 19'uncu Tümen birliklerine alarm verildiğini belirten Özdemir, şöyle devam etti:
"Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal'in birliklerine, bölgenin en kritik mevkisi olan ve o saatlerde tamamen savunmasız bulunan Kocaçimen Tepesi istikametine intikal emri verilmiştir. İntikalin hemen bitiminde taarruz, Yarbay Mustafa Kemal'in 57'nci Alaya verdiği o unutulmaz emirle başlamıştır; 'Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum.' 25 Nisan muharebelerinin sonunda 57'nci Piyade Alayı bin 731 şehit, 543 kayıp olmak üzere toplam 2 bin 274 personelini kaybetmiştir. Kahraman 57'nci Piyade Alayı, personel takviyesiyle bundan sonra da aylarca ateş hattında kalarak görevlerine devam etmiştir. İşte bu kahramanlar sayesinde bugünkü Türk yurdunun isimleri olmayan kel tepeleri, cılız dereleri, sıradan sırtları, kayalık ve bayırları tarihe mal olmuş ve isimleri bir daha silinmemek üzere insanların hafızasına kazınmıştır."
- "Anneler dul, çocuklar yetim büyüdü"
Özdemir, Türk askeri Çanakkale'de çarpışırken ailelerinin de hasretle onları beklediğini anlattı.
O yıllarda Anadolu'nun bir köyünde yaşanan bayram sabahının tasvir edildiği metni okuyan Özdemir, şunları kaydetti:
"Bir sürü çocuk, pırıl pırıl gözleri, tertemiz elbiseleriyle toplandılar köyün en büyük meydanına. Babalar, ağabeyler, amcalar, dayılar hepsi Çanakkale'deydi. Onların yerine ellerini öpmek üzere koştular köyün ihtiyarlarının yanına, bir de aldığı yaralarla sakat kalmış gazilerin. Başını okşayacak bir baba eli arıyorlardı. Hepsi masum, hepsi sevgi, hepsi hasret doluydu. Pırıl pırıldı gözleri. Dile kolaydı, her üç evden birinde 'Çanakkale şehidi' vardı. Bunu bilmeden toplandılar köyün meydanına, beklediler umutla. Babalarının uğurlanırken gittiği yoldaydı hepsinin gözleri. Baktılar yıllarca köyün o çalılarla çevrili yoluna. Bekleyişte hasret vardı, umut vardı, gözyaşı vardı. Gelen yoktu. Anneler dul, çocuklar yetim büyüdü. Ne gelen ölüm haberlerine inandılar, ne de teslim edilen künyelere. 'Din için, millet için, bayram için, ezan için gittiler' dediler. 'Kavuşamayız bir gün' diye maaş bile istemediler. 'O bize gücenir' dediler. Boynu bükük büyüdüler. Yetim kaldı koca nesil. Tespih gibi çektiler; gelir, gelir, gelir diye."
Bu müstesna günde şehitlerle gönül bağlarını tazelediklerini dile getiren Özdemir, manevi huzurlarında onlara saygı, minnet ve şükranlarını sunduklarını bildirdi. Özdemir, şöyle konuştu:
"Yattığınız bu topraklarda rahat uyuyunuz. Biliniz ki manevi varlığınızdan güç alan ve dünya var oldukça vatanını koruma idealini kendisine görev edinmiş olan bizler, yurda hizmet aşkımızı, sizlerin anılarında ve asil ruhlarında buluyoruz. Söz veriyoruz ki hiçbir gücün yok edemeyeceği ulusal ve manevi gücümüz sonsuza dek yaşayacaktır. Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri, 'Vatan sana canım feda' diyen Mehmetçik, 'Vatan sağ olsun' diyen analar var oldukça dünyanın sayılı güçlerinden biri olarak yüce ulusumuz ve vatanımızın bekası ile bölgedeki barış ve huzurun güvencesi olmaya devam edecektir."
Şeref Defterinin, 1'inci Ordu Komutanı Orgeneral Ahmet Turmuş tarafından imzalanması, Çanakkale Müftüsü İbrahim Öcüt'ün dua ettirmesi ve şehit mezarlarına karanfiller bırakılmasıyla sona eren törene, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Yeni Zelanda Genel Valisi Jerry Mateparae, Çanakkale Valisi Ahmet Çınar, Avustralya Gazi İşleri Bakanı Michael Ronaldson, İngiltere Güvenlik Bakanı Andrew Murrison, Fransa 100'üncü Yıl Törenleri Başkanı General Elrick Irastorza ile Türkiye İzcilik Federasyonu izcileri katıldı.