Çeçen suikastinde TİB perdesi

Yenişafak'ta yer alan habere göre; İstanbul'da işlenen Çeçen cinayetleriyle ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmada ankesör skandalı ortaya çıktı. Müsayev Berkhat, Zarberk Amerov ve Rüstem Alkavnov'un 16 Eylül 2011'de İstanbul Zeytinburnu'nda öldürülmesini soruşturan savcılık, katil zanlılarının İstanbul'da değişik gün ve saatlerde 4 ankesörlü telefonu kullandığını tespit etti ve zanlıların kimlerle görüştüğünü bulmak için harekete geçti.

SAVCILIK KARAR ÇIKARTTI

12.11.2012'de Bakırköy 4. Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvuran savcılık, Sultanahmet Adliyesi önündeki telefondan 16 Eylül 2011 günü saat 10.05-10.15 arasında, Fatih ilçesi Kumkapı Akbıyık Caddesi'nde bulunan telefondan 9 Eylül ve 15 Eylül günleri 21.30 ile 21.40 ve 19.00 ile 19.10 saatleri arasında, Fındıkzade Karagül İşhanı önündeki ankesörlü telefondan ise 17 Eylül günü saat 13.00 ile 13.10 saatleri arasında yapılan görüşmelerde kullanılan kartın tespiti, baz istasyonlarıyla birlikte kimlerle konuşulduğunu ortaya çıkmasını isteyerek mahkemeden karar çıkarttı. 2011/1212 değişik iş sayılı mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesi için hemen 2 yılda 1 milyon kişiyi dinleyen TİB'e gönderildi. Mahkeme kararını inceleyen dönemin TİB Başkanı Fethi Şimşek, 25 Ekim'de soruşturmanın yürütüldüğü Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na 'İvedi' koduyla bir itiraz gönderdi.

HASSASİYET GÖSTERDİ!

İtiraz yazısında, ankesörlü telefonların 'Türkiye sınırları içinde herkes tarafından her yerde erişilebilir, herkesin karşılayabileceği makul bir bedel karşılığında satın alınan ankesör kartları vasıtasıyla asgari standartlarda çalışan ve 'evrensel hizmet' olarak nitelenen bir sabit hat hizmeti olduğu' belirtildi. Aynı yazıda, ankesörlü telefondan bir gün içerisinde çok sayıda görüşme olabildiği vurgulanarak, 'Bu tespit raporları çok sayıda kişinin (şüpheli ya da sanık olmayan) görüşme kayıtlarını da içerecektir' denildi.

'MEVZUATI AŞAR' DEDİ

Yazıda, mahkeme kararında belirtilen ankesörlü telefonlara ait numaraların belirtilmediği ve adrese dayalı numara tespitinin teknik olarak mümkün olmadığının anlaşıldığı kaydedildi. Aynı yazıda, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefonu gibi hususların da bulunmadığı söylenerek mahkeme kararının 'mevzuatın belirlediği amaç, kapsam ve sınırları aşacak nitelik taşıyabileceği' öne sürüldü. Şimşek imzalı kararda kararın düzeltilmesi istendi. Binlerce kişinin dinlenmesi için izin veren TİB'in Çeçen cinayetlerinin aydınlatılması için iletişim tespitine izin vermemesi dikkat çekici bulundu.

Olayların üzeri örtülüyor mu?

Çeçen komutanların 2011 yılında Zeytinburnu'nda güpegündüz vurulduğu cinayette görüntülerin dosyaya sonradan eklenmesi, gerçek faillerin gizlenmesi ve suçlu olarak başka şahısların hedef seçilmesi, Çeçen cinayetlerinin paralel yapının emniyet ve yargı kanadı tarafından gizlendiği iddialarını doğurdu. Suikastlar ile ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Cinayet Masası yaptığı çalışma ile kiralanan araçları belirlemiş ve birlikte bulundukları görüntüler tespit etmişti. Ayrıca şahısların telefonlarının da baz istasyonu kayıtları incelenerek aynı bölgede bulundukları belirlenmişti. Ancak şahıslar hakkında Rusya tarafından varlıkları inkâr edildikten sonra herhangi bir girişimde bulunulmamış ve örgütlü olduğu iddia edilen suç, Temur Makhauri olarak bilinen Zona'nın üzerine yıkılmıştı. Emniyet kayıtlarında ise Zona'nın cinayetler sırasında Türkiye'de olmadığı anlaşılmıştı. İddialara göre Çeçen cinayetlerinin soruşturma savcıları da paralel yapıya yakınlığıyla bilinen Adem Özcan ve Muammer Akkaş'tı.

En büyük kulak: TİB

Yasadışı dinleme soruşturması kapsamında TİB'de yapılan araştırmada, 2012 ve 2013 yıllarında 1 milyon 73 bin 136 dinleme yapıldığı ortaya çıkmıştı. TİB, binlerce kişinin sahte isimler ve IMEI numarasıyla dinlenmesi skandalında kilit merkez.

Çeçen suikastinde TİB perdesi

Dinleme skandallarıyla gündemden düşmeyen TİB'in, Çeçen cinayetlerini çözecek iletişim tespitine engel olduğu ortaya çıktı. Savcılığın, zanlıların kullandığı 4 ankesörlü telefondan hangi kartlarla görüşme yapıldığının belirlenmesi talebini kurum reddetti