Tasarı üzerinde konuşan CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, doğru uygulanması halinde "çok şeyi değiştirebilecek bir sözleşmenin hayata geçirildiğini" belirterek, "Çocuk pornosuna resmi olarak cezasını verecek olan kanunu yapma işi buradan geçiyor. Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davalara konu olan sahte delille ilgili konular da bunun üzerinden geçirilmesi gerekirken, ortada olmayan kanundan dolayı verilen hükümlerin hepsi geçersiz olmalı. Çünkü ülkeyi kabile devleti gibi yönetiyorsunuz. Başbakan seçim meydanlarında 'Twitter, Facebook'u kapatacağız' dedi. Mevcut kanunlar buna engeldi. Seçimlerden bir hafta önce dayanıksız kaldırıldı. İki dudağın arasından çıkan sözle kapatıldı. Birilerinin yüzlerinin kızarması lazım" ifadelerini kullandı.
CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir'e sanal ortamda saldırılar yapıldığını, kendisinin ve ailesinin tehdit edildiğini anlatan Aksünger, TİB'in haberdar edilmesine rağmen önlem almamasının çifte standart olduğunu savundu.
Twitter yöneticilerinin Türkiye'ye geldiğini, ancak anlaşma yapılmadığını ifade eden Aksünger, "Adamları korkuttunuz. Kanunsuz uygulama, buzlanma yapacak. Bu kapatma demektir. Tehdit edildiler. Sosyal mecranın tüm sahipleri tehdit ediliyor" dedi.
BDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, 15 yıl önce imzalanan sözleşmeye çekinceler konulduğunu belirterek, bunların kaldırılması gerektiğini söyledi. İnternet Yasası ile haber alma özgürlüğünün engellendiğini savunan Zozani, BDP'nin seçim öncesinde Şanlıurfa mitinginin TİB kararıyla sansürlendiğini, bunun gerekçesini bilmek istediklerini ifade etti. Zozani, "Twitter geldi, görüştünüz ama bir karşılık alamadınız. Çünkü siz bu çarkın içindesiniz" diye konuştu.
MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, sanal ortamlarda insanların canının yandığını, bunlar için iç hukukta gerekli düzenlemenin yapılması gerektiğini söyledi. AK Parti'nin ucu kendine dokunduğunda ve zarar gördüğünde sanal ortamda ciddi mücadeleye başladığını, ancak muhalif kesimlere yönelik ise önlem almaya yanaşmadığını ileri süren Yılmaz, "Gücünüz itibarıyla Türk mahkemelerini dizayn edebilirsiniz ama ilahi adaletten kurtuluş yoktur" dedi.
-"Tüm iddiaları kapsayacak şekilde..."
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, 4 eski bakan ile ilgili verdikleri soruşturma önergesini muhalefetten gelen eleştirileri dikkate alarak geri çekip tüm iddiaları kapsayacak şekilde yeniden önerge vereceklerini belirterek, "Soruşturma Komisyonu kurulduğu zaman gizli şekilde bu soruşturmayı yürütecek. Ama her defasında bir grubu bütünüyle ve peşinen mahkum etmeyi vicdanla ilişkisi olabilir mi? Bu kadar vicdansızlık olmaz. Millet 8 seçimde kararını veriyor. Hiçbirinden ders çıkarmadınız. Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Niye yüze 50-60 olmadık bunun muhasebesini yapıyoruz" diye konuştu.
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da Türkiye'nin 2001 yılında de imzaladığı sözleşmeye 2010 yılında imza koyduğunu hatırlatarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tasarıyı Meclis'e gönderirken, "düzenlemeyle sanal ortamda özgürlüklerin korunmasının amaçlandığını" ifade ettiğini söyledi.
Atıcı, "Bu sözleşme size 'özgürlükleri genişletin' derken, 'Twitteri, Facebook'u kapatın, mahkemeyi dinlemeyin' mi diyor? Evrensel hukuku savunmak zorundayız. Bu sözleşmesi sizi zor durumda bırakacak. Size demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü öğretecek. Anayasa'nın bile üzerinde olacak. Eğer 17 Aralık'tan sonra gündeme gelseydi, Başbakan bunu asla Meclis'e sevk etmezdi. Bu sizin işinize yaramaz. İnternete özgürlük getiriyor, neyin suç neyin suç olmadığın anlatıyor. Yanlış yapıyorsunuz, kendi ayağınıza sıkıyorsunuz" görüşünü ifade etti.
-"Daha hassas olmak gerekiyor"
AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, tasarı üzerinde yaptığı konuşmada, Avrupa Konseyi'nin 204 sözleşmesi olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin bazı sözleşmeleri imzalamadığını, onaylamadığını, ancak bu konuda daha hassas olması gerektiğini söyledi. Sözleşmelerin zaman içinde güncelliğini yitirdiği eleştirilerine karşı Çavuşoğlu, "Bu doğru olsaydı 1950'de hazırlanan ve 1954'te onayladığımız Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de güncelliğini yitirmiş olurdu. Ek protokollerle, sözleşmelerde değişiklik yapılıyor. Ülke parlamentoları bunu onaylayarak güncellemeyi sağlıyor. Önemli olan her ülkenin sözleşmeyi imzalaması, onaylaması yetmez, sözleşme doğrultusunda kendi ulusal yasalarını çıkarması lazım. Umarım TBMM buna uygun yasayı kabul eder" dedi.
Son günlerde en çok tartışılan konunun hak ve özgürlükleri ile özel hayatın gizliliğinin korunması arasındaki dengenin nasıl sağlanacağı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere bir çok uluslararası konvansiyon ve kararların bir yol haritası çizdiğini kaydetti. Avrupa insan Hakları Sözleşmesi'nin maddelerinin özel hayatının gizliliğinin korunması ve ifade özgürlülüğü anlamında nasıl değerlendirilmesini içerdiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Fakat maalesef Türkiye, Avrupa Konseyi'nin 108 nolu sözleşmesini imzalamasına rağmen hala Meclisimizde onaylamadı. 47 ülke içinde sadece San Marino imzalamamış, imzalayıp da onaylamayan ülke de sadece Türkiye... Bu kişisel verilerin saklanmasıyla ilgili konvansiyondur. Bunun bir an önce onaylanıp, gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Çavuşoğlu, BDP'nin Şanlıurfa mitingine sansür konulduğuna ilişkin iddiayı TİB'e sorduklarını, kendilerinden böyle bir işlemin yapılmadığı bilgisini aldıklarını belirterek, "Bu, mantıklı gelmiyor. Çünkü Sayın Demirtaş her platformda konuşuyor" dedi.
Mevlüt Çavuşoğlu, gruplara sözleşmeye verdiği destekten ötürü teşekkür ederek, "En yakın zamanda sözleşmeye uygun yasaların da Meclis'ten geçmesini arzu ediyoruz" diyerek konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların ardından tasarı kabul edilerek yasalaştı.
Genel Kurul'da ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Avrupa İşleri Konusunda Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Yasa Tasarısı ile Türk Akademisinin Kuruluşuna Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Yasa Tasarısı da kabul edildi.
Başkanvekili Sadık Yakut, tasarıların yasalaşmasının ardından birleşimi, yarın saat 14.00'te 23 Nisan özel gündemiyle toplanmak üzere kapattı.
