TRT'de ilk bölümü yayınlanan "Yedi Güzel Adam" dizisinin galası, çekimleri yapılan Kahramanmaraş'taki Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Galaya katılan Başbakan Yardımcısı Atalay, burada yaptığı konuşmada, Yedi Güzel Adamı'ın yedisini tanımak saadetine eren birisi olduğunu, onların yanında olan ve onların yanında çok şey öğrenen, onlarla birlikte çalışan paylaşan birisi olduğu için Kahramanmaraş'ta olmanın kendisini çok etkilediğini söyledi.
Yerli değerlere sahip çıktığı için TRT'yi ve Genel Müdür İbrahim Şahin'i kutlayan Atalay, yılların değiştiğini bu tür dizilerin TRT'de yayınlandığını kaydetti.
- "Maraş, Türkiye'yi bugünlere getirmede emeği olanların şehridir"
Kahramanmaraş'ı enteresan ve bereketli bir yer olarak değerlendiren Atalay, şunları kaydetti:
"Düşüncenin, şiirin, sanatın ve hepimizin yetişmesinde emeği olanların şehirdir. Maraş, Türkiye'yi bu günlere getirmede emeği olanların şehridir. Maraş'ı hep böyle görmek lazımdır. Ama bütün bu emeklerin başı rahmetli üstaddır. Rahmetle analım. Doğru istikameti bulmamızı sağlayan kişidir. Seviyeli bakışı, doğru İslamı bilmemizi sağlayan kişidir. Ve bu güzel adamların hepsine bir anlamda onlara nefes vermiş hepsinin yetişmesinde emeği olan kişidir. Üstad Necip Fazıl'a Allah rahmet eylesin. O büyük bir şemsiye, Büyük Doğu. Hepsi ondan sonra Türkiye'de yetişmiş, her yetişmiş insan, gerçek manada dava adamı üstaddan faydalanmıştır."
Atalay, diziye konula olan "Yedi Güzel Adam"ı Ankara'da 1964 yılından itibaren tanımaya başladığını anlatarak, Yedi Güzel Adam'dan Erdem Bayazıt'ın 1987'de Anavatan Partisi'nin ikinci döneminde milletvekili seçildiğini, milletvekilliği süresince de üniversiteye kızların başörtüsüyle gitmesini sağlayacak yasayı çıkarmak için adeta çırpındığını kaydetti.
Bayazıt'ın o dönemde merhum Başbakan Turgut Özal'a kızların başörtüsüyle üniversiteye girmesi için devamlı teklifler götürdüğünü dile getiren Atalay, "Rahmetli Özal, 'o yasayı yaparsak Anayasa Mahkemesi'ne götürürler' diyor. Ama sonunda o yasayı çıkardılar. Sonra Anayasa Mahkemesi başka bir içtihatla o mümkün olmadı. Sonraki yılları biliyorsunuz. 28 Şubat sürecini, çekilen cefaları, travmaları, yaşanan acıları... Ama gün geldi, onun kızı Sevde, mecliste ilk başörtülü milletvekili oldu. Tabi rabbimin cilvesi bunlar. O dev bir şair. Hani yiğit şair denilir ya, cüsseliydi sadece cüssesi değil sözleriyle o yiğit bir şair" diye konuştu.
Atalay, bütün emeklerin, üstad Necip Fazıl'ın Büyük Doğu şemsiyesinin, Yedi Güzel Adam, çalışmalar, dualar, mücadeleler ve hepsinin bizi bugünkü Türkiye'ye getirdiğini ifade etti.
- "Türkiye hangisi Cumhurbaşkanı olacak diye bunları konuşuyor"
Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı seçimiyle meşgul olduğunu belirten Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlk defa vatandaşlarımız sandıkta Cumhurbaşkanını seçecek, oy verecek. Bunu tartışıyor Türkiye. İsimler kim. Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Türkiye'nin geldiği nokta. Burada bir nokta koyacağız, Türkiye'nin geldiği nokta diye. Rabbimize hamdolsun, emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bu Yedi Güzel Adamlara, bütün emeği geçenlere, bütün üstadlara, dua edenler ve hamdolsun bu günlere geldik. Türkiye hangisi Cumhurbaşkanı olacak diye bunları konuşuyor. İkisi bir birinden güzel, iki güzel adamda orada. Ben mecliste bir grup toplantısında (Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan) bu iki güzel adam Türkiye'nin yetiştirdiği, nadir yetiştirdiği iki güzel adam demiştim. İkisi de öyledirler. Bunlarda aynı şemsiyeden, aynı çizgiden geldi."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İstanbul'da üstad Necip Fazıl'ın yanında bir süre kalıp hizmet edenlerden biri olduğuna dikkati çeken Atalay, "Üstad, Kayserilileri de çok sever. Bazen Maraşlılar kıskanırlar, Kayseri'yi bizden daha mı çok seviyor diye. Abdullah bey, üstad Necip Fazıl'ın yanında yetişenlerden biridir" dedi.
- "Yenile yenile zafere doğru bir gidiş vardır"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı tanıma dönemini anlatan Atalay, sözlerini şöyle tamamladı:
"1976'da İstanbul Çağaloğlu'nda Milli Türk Talebe Birliği'nin binasında üstadla ilgili bir jübile yapılırken, orada üstadın sanat jübilesi gibi, orada bir kişi programın takdimini yapıyor ve birde Zindandan Mehmet'e mektup şiirini okudu. O kimdi biliyor musunuz. Recep Tayyip Erdoğan'dı, ben orada tanıdım. Tayyip Erdoğan işte bugün son kongremizde Sezai ağabeyin o 'Ey sevgili en sevgili' şiirini okumuştu. Şiirin özü şudur. Orada bir sabır vardır. Yenile yenile zafere doğru bir gidiş vardır. Özü odur."
