Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

TBMM Başkanı Çiçek:

TBMM Başkanı Çiçek:

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-15 16:03:37

TBMM Başkanı Çiçek:
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Güçlü bir Cumhurbaşkanlığı müessesesi var, şimdi halkın seçmesiyle daha güçlü hale geliyor. Buna karşılık bu Cumhurbaşkanı'nın hiçbir sorumluluğu yok. Buna karşılık da halka vaatleri, programı, her şeyden sorumlu, etkili olmak zorunda olan bir hükümet var. Bu ilke, sıkıntı çıkarır" dedi.

Meclis kulisinde gazetecilerle sohbet eden Çiçek, "ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile görüşmenizde 'sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısı' ile ilgili sözlerinize yanıt verdi mi?" sorusu üzerine, Türkiye'nin beklentilerini çok açık olarak dile getirdiklerini söyledi.

Çiçek, "Her sene Nisan ayında bu konunun gündeme getiriliyor olması, bu kadar yoğun ilişki içerisinde olan iki ülke arasındaki en önemli yüklerden birisi oluyor. Bir ilke itibariyle biz bu işlerin parlamentoda konuşulmasını doğru bulmuyoruz. Çünkü parlamentolar bugünü ve geleceği inşa eden kurumlar. Barışa, işbirliğine katkı sağlaması gerekir. Tarihi konuları araştıran, karara bağlayan kuruluşlar değildir. Bu parlamentoların varlık sebebine aykırıdır" diye konuştu.

Türkiye ile ABD arasında, Cumhuriyet döneminde 62 yıldır, Osmanlı'dan bakıldığında ise Osmanlı ve ABD arasında 1862'de imzalanmış ticaret ve dostluk anlaşması bulunduğuna dikkati çeken Çiçek, bu kadar yıllık geçmişi olan iki ülkenin böyle bir meseleden dolayı her yıl Nisan ayında bir sıkıntı, gerginlik yaşamasının, bu dostluğa gölge düşürdüğünün altını çizdi. Çiçek, şunları kaydetti:

"Giderek de gına getirmeye başladı. Onun için sayın Başkan'a, Türkiye'nin bu konudaki beklentilerini ve rahatsızlığını ifade ettik. Sayın Başkan, kendisi bu konularda zaten bizden farklı düşünmüyor. Bu konuların tarihçilere bırakılması yönünde kanaatinin olduğunu söylüyor, doğru olanın bu olduğunu söylüyor. Bize göre de doğru olan budur. Biz de zaten 2005 yılında Meclis'ten oybirliğiyle çıkardığımız kararla tüm dünyaya böyle bir mesaj verdik. Arşivler açılsın kimin elinde ne bilgi, belge varsa koysun orta yere. Biz tarihimizle yüzleşmeye hazırız. Bunu bir defa daha vurguladık. Olumlu bir görüşme. Türkiye'nin görüşüne müzahir bir başkan, heyet üyelerinin de öyle olduğu anlaşılıyor. En yetkili ağızlardan Türkiye'nin bu konudaki hissiyatını, birinci ağızlardan dinleme imkanı oldu."

Amerika ile AB arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı görüşmelerinin devam ettiğini anımsatan Çiçek, görüşmede bu konuya da temas ettiklerini söyledi. Türkiye'nin Gümrük Birliği üyesi olduğunu belirten Çiçek, "Bunun dışında kalmaması gerekiyor. Eğer AB ile bir anlaşma yapılacaksa Türkiye ile Serbest Ticaret Anlaşması'nın yapılması lazım" diye konuştu.

Görüşmede, bunu önemsediklerini ifade ettiklerini dile getiren Çiçek, aksi bir durumun haksızlık meydana getireceğini ve Türkiye'nin büyümesine yüzde 2,5 oranında çok olumsuz bir tesir icra edeceğini söyledi. Çiçek, "Dost ve müttefik ülkeyiz, model ortaklığımız var. Bu boyutta bir zararı kimse karşılayamaz. Bu konulara da temas ettik" dedi.

Çiçek, terör ve Suriye, Irak, Ukrayna'daki gelişmeler gibi bölgesel konuları da görüştüklerini kaydetti.

-4 eski bakanla ilgili soruşturma önergeleri

Çiçek, 4 eski bakanla ilgili AK Parti ve CHP'nin verdiği soruşturma önergelerinin nasıl görüşüleceği sorusuna, "Ben nasıl görüşüleceğini bilebilirim de ama kendilerinin kabul etmesi önemli. Bize savcılıktan gelen bilgi yazısı -ki Genel Kurul'a sunduk-, 3 bakan bir, biri bir... Gelen yazıdan anlıyoruz ki iki ayrı soruşturma var. Burası nasıl yapar bilemem ama buna bağlı mı düşünür, birlikte mi düşünür, ayrı ayrı mı düşünür. Bunların hepsi Danışma Kurulu'nda oturulur konuşulur. Biz düşünceleri, geçmiş uygulamaları söyleriz, sonunda ya Danışma Kurulu ya da Genel Kurul'da karara bağlarlar. Biz çalışmalarımızı yaptık" dedi.

Önergelerin ne zaman görüşüleceği sorusuna Çiçek, "En geç 3 Mayıs'tan evvel... Bir aylık sürenin dolduğu tarih 3 Mayıs..." karşılığını verdi.

-Cumhurbaşkanlığı seçimleri...

Çiçek, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olarak YSK'nın bir takvim belirlediğinin söylenmesi üzerine, "Soru öyle soruluyor ki aklımın köşesinden geçmeyen bir tartışma ortamı çıkıyor. Bana, Cumhurbaşkanlığı'nı sordular. Ben diyorum ki bugünkü Anayasa, başkanlık sistemi değil, yarı başkanlık değil, parlamenter sistem hiç değil. Güçlü bir Cumhurbaşkanlığı müessesesi var, şimdi halkın seçmesiyle daha güçlü hale geliyor. Buna karşılık bu cumhurbaşkanının hiçbir sorumluluğu yok. Buna karşılık da halka vaatleri olan, programı olan ve her şeyden sorumlu etkili olmak zorunda olan bir hükümet var. Bu ilke, sıkıntı çıkarır. Bu ilkeyi konuşuyorum ben, şahısları değil" dedi.

Kuralı konuştuğunu, kuralın yanlış olduğu konusunda herkesin müttefik olduğuna dikkati çeken Çiçek, "Bir sistemin işleyişinin kişisel becerilere, tahammüle, sabırla, yeteneklere bırakılırsa bugün için böyledir, yarın için başka türlü olur. Bu Fransa'da yaşandı; Cumhurbaşkanı ve hükümet farklı siyasi görüşte. Biz de yaşadık. Aynı siyasi görüşte olduğunda bile bir Anayasa fırladı, kafamızın tası attı. Türkiye'nin nereye geldiğini hep beraber gördük. Şimdi ondan daha güçlü bir yapı oluştu. Kriz çıkarmaya müsait daha fazla bir yapı...Deniyor ki 'efendim Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan birbirini çok iyi tanır, bunlar kardeştir, aralarında ihtilaf çıkmaz.' Siz bana bunu sorsanız, ben de buna benzer cevap veririm ama ben kuralı söylüyorum. Bu kural mevsimlik değil. Ben 1982'den beri görev yapan tüm cumhurbaşkanları ile çalıştım, hükümette bulundum. Sorun çıkmadığı dönem çok az. En iyi dönemi bu anayasanın, bu dönemdir. Şu anki dönem..." diye konuştu.

Çiçek, "Bu sistem yapılırken bu çekinceleriniz hiç mi düşünülmedi?" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Bu sıkıntıyı önümüze getiren Anayasa Mahkemesi'dir. Suç ve ceza şahsi. Son zamanlarda bir moda oldu Türkiye'de. Orucu yiyen başkası, kefareti başkasına tutturuyorlar. Şu son 4 senedir suçu işleyen başkası; cezayı başkasına çektirmeye çalışıyoruz. Bugün söylediğim mahsurun ortaya çıkmasının en önemli sebebi, Anayasa Mahkemesi'nin 367 kararıdır. O gün bir kriz çıkmıştı. Sıradan bir kriz değil, Cumhurbaşkanlığı krizi , bir devlet krizi... Bu krizi aşmak gerekiyor. Kanama var, koyduğunuz tampon uygun mu, değil mi, vesaire... Bu kanı evvela durdurmak lazım. Bunu tavsiye edenler de sonradan vazgeçtiler. Anavatan Partisi'nin teklifiydi bu, 'bunlar kabul edilirse gireceğiz' dediler. Araya kimlerin de girdiğini sonraki gelişmelerden öğrendik. Ortaya Anavatan Partisi yöneticileri ile Anayasa Mahkemesi'nin önümüze getirdiği durumdur bu. Ondan sonra kural haline geldi artık. Ne oldu o gün AYM 367 kararını verdi, Türkiye'de krize sebebiyet verdi. Yine aynı kişi bugün Cumhurbaşkanı. Türkiye niye böyle bir sıkıntıya girdi. Niye 27 Nisan? Bak, 12 gün sonra 27 Nisan'ın yıl dönümü...Normal işleyen bir demokraside bu muhtıraların anlamı olur mu? Gösterilen aday, başkası da çıkabilirdi, Anayasa'daki nitelikleri taşımıyor muydu ki Türkiye böyle bir krize girdi de Cumhurbaşkanı seçemedi. O günlere iyi bir bakın. Gerçi şimdi herkes demokrat oldu ama o gece fazla kimseyi görmedim, ne sokakta ne başka yerde... Ortalık aydınlanınca , mezarlıktan geçen kabadayı sayısı çoğalıyor."

Çiçek, "Faturayı veren ile ilgili bir şey yapılmadı ama..." denilmesi üzerine, "Onu savcılar yapacak, ben yapmayacağım. Ben üzerime düşeni yaptım" karşılığını verdi.

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara