Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

AK Parti'li İçten, Dicle Üniversitesi Rektörü ve Genel Sekreteri'nin iddialarına cevap verdi:

AK Parti'li İçten, Dicle Üniversitesi Rektörü ve Genel Sekreteri'nin iddialarına cevap verdi:

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-15 13:46:31

AK Parti'li İçten, Dicle Üniversitesi Rektörü ve Genel Sekreteri'nin iddialarına cevap verdi:
COŞKUN ERGÜL - AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç hakkında gündeme getirdiği iddiaların, Saraç'ın başını kapatması ile alakasının olmadığını belirterek, "Seçimler bittikten bir gün sonra 'AK Parti'liler cami duvarına işiyor' diyen 'korsan sekreterle' hesaplaşacağımı söyledim ve basın toplantısını bir hafta önceden duyurdum. Ama hanımefendi benim basın toplantısından bir gün önce başını kapatıyor" dedi.

Dicle Üniversitesi Rektörü Saraç ve üniversite yönetimi hakkında birtakım iddialarda bulunan İçten, rektör ve üniversite Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün'ün verdiği yanıtlara cevap verdi.

Konuyla ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan İçten, düzenlediği basın toplantısında rektör ve yönetim hakkındaki iddiaları 64 madde ile sıraladığını ve seçilmiş bir milletvekili olarak sorularını yönelttiğini anımsattı.

"İstedim ki bu soruların cevabı verilsin ki bunu savcılığa yansıtırken içinden bazı şeyleri ayıklayabilelim. Belki verecekleri cevaplar hakikaten karşılığı olan cevaplar olur, biz de bu noktada o sorularla ilgili geri adım atar ve sadece ilgili olanları savcılığa veririz" diyen İçten, Saraç'ın beklediği basın toplantısını yaptığını ancak basın toplantısının skandalla sonuçlandığını kaydetti.

İçten, Rektör Saraç'ın, iddiaların hiçbirisine yanıt vermediğini ifade ederek, "Keşke Cuma İçten'in şu 64 tane sorusundan bir tanesine, 'bakın belgesi budur' diye cevap verebilselerdi" dedi.

Rektör Saraç'ın, "Dicle Üniversitesi'nde asaleten genel sekreter olmasına rağmen, Sabri Eyigün denen şahıs vekaleten bu görevi yapıyor mu? Bu görevde binlerce evraka imza atıyor mu? Asil dururken vekil olan birisi kanunen imza atabilme yetkisine sahip mi? Bu hukuken suç mu değil mi?" sorusuna cevap vermediğini belirten İçten, "Basın mensuplarını topladıklarında, bilgisayarın bir tuşuna basıp 3-5 yıl içerisinde verilen ihaleler ve satılan arazilerin firma kayıtlarını ve bilgilerini basın mensupları ile paylaşabilirlerdi" diye konuştu.

-"Savcılık ile paylaşacağım daha farklı şeyler var"

İçten, basın toplantısında paylaşmadığı ama savcılık ile paylaşacağı daha farklı şeyler olduğunu söyledi.

Cuma İçten, şöyle konuştu:

"Üzücü olan şu: Ben bu konuyu seçimden 5 gün önce kırklar vadisindeki imar ve Dicle Üniversitesi arazisi üzerinde kesilen 900 ağaçla ilgili basın toplantısı yaptım. Ben son basın toplantısında belirttiğim 64 maddenin 10 maddesini orada söyledim. Söylediklerimin rektörün başını kapatması ile alakası yok. Seçimler bittikten bir gün sonra "AK Parti'liler cami duvarına işiyor" diyen 'korsan sekreterle' hesaplaşacağımı söyledim ve basın toplantısını bir hafta önceden duyurdum. Ama hanımefendi benim basın toplantısından bir gün önce başını kapatıyor. Ben başını kapattığı için saygı duyuyorum ve teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum, hoşuma gidiyor. Özel bir yaşamdır, dini bir tercihte bulunmuştur ve saygı gösteriyorum. Bu konu üzerinden tartışmayı da kınıyorum."

İçten, "Rektör başını kapatarak bir yerlere mesaj mı veriyor?" yönünde sorular olduğunun hatırlatılması üzerine, "Onu ona sormak lazım, ben niyet okumam. Onun başını kapatması benim için önemlidir ve değerlidir. Bunu asla tartışmam, çünkü benim eşim, 5 tane kızkardeşim, bütün yeğenlerimin başı örtülü ve ben hayatım boyunca da başörtü mücadelesinde bulunmuş birisiyim. Başörtüsünü savunan birisiyim. Dolayısıyla AK Parti'nin getirdiği bu özgürlükten faydalanmıştır. Ama benim bir hafta öncesinden deklare ettiğim basın toplantısından bir gün önce başını kapatmasını, benimle sanki başörtüsü ile ilgili karşı bir diyalog kurmaya çalışıyormuş gibi yansıtmasını kınıyorum" yanıtını verdi.

Dicle Üniversitesi'nde birbirinden kaliteli öğretim üyeleri olduğunu belirten İçten, "Bizim derdimiz, oradaki paralel yapı ve haşhaşiler ile alakalıdır. Bunun sayısı da yönetim kadrosunu ele aldığınız zaman 5-10 kişiyi geçmez" dedi.

Cuma İçten, yeni gelen bilgiler ve belgeleri en kısa zamanda savcılığa vereceğini söyledi.

-"Dipleri ıslak olanlar istifa edecektir"

"Rektör yardımcısı ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürünün istifa ettiğinin" anımsatılması üzerine İçten, istifaların daha da olacağını söyledi. İçten, "Çünkü dipleri ıslak olanlar istifa edecektir" dedi.

İçten, rektör, rektör yardımcıları ve üniversite yönetimine yaptığı istifa çağrısını yineleyerek, "Bu noktada erdemlilik gösterirlerse, bizlerin de oturup bazı konularda onlarla konuşarak, sadece suç teşkil edenleri savcılıkla paylaşmamızı sağlamış olurlar, böylece de birbirimizi yormamış oluruz" diye konuştu.

Dicle Üniversitesi Genel Sekreteri Eyigün'ün kendisine yönelik, "silah kaçakçılığı" suçlaması ile ilgili olarak İçten, şunları kaydetti:

"Olayı başörtüsünün dışında da şu noktaya getiriyorlar? Cuma İçten silah kaçakçısı mı? Derin güçler, milletvekili olduğumda kimlere dokunacağımı hesaplayanlar, milletvekili adayı iken bu konuyu öne sürerek benim aday olmamı engellemek istediler ve ayaklara sıkmaya başladılar. Babamızın ve dedemizin 1960 yılından beri bize bıraktığı bir mesleğimiz var. Av tüfekleri, av malzemeleri ve spor malzemeleri alım ve satımını yapmak, tüccarlığını yapmak. Bu bizim dede mesleğimiz. Türkiye'nin bu sektördeki bütün il ve ilçeleri beni iyi tanır. Türkiye'de yaklaşık 3 milyon avcı var. Bakanların, valilerin, mülki amirlerin imzaladığı, verdiği lisanslarla bu işleri yapıyoruz.

Anayasa'nın 76. maddesi gereğince yüz kızartıcı suçu olanlar ve silahla ilgili suç işleyenler zaten milletvekili olamazlar. Böyle bir konu olmadığı için o zaman milletvekili olmamı engelleyemedi. Ellerinde belge varsa basınla paylaşsınlar. Bizi kimse buradan vuramaz. Tam aksine av malzemelerini ve patlayıcı maddeleri satan insanlar, bu ülkenin lisanslarını aldıkları için en sağlam, haklarında istihbarat yapıldığı zaman en güvenilir insanlardır. Sıradan, yoldan geçen birisi patlayıcı madde satamaz. Bu bizim aslında adli sicilimizin ne kadar düzgün olduğunu gösterir. Bu tutmaz. "

İçten, bugüne kadar devletten hiçbir ihale almadıklarını belirterek, "Türkiye'nin bütün üniversitelerinden, bütün devlet kurumlarından, babamın, kardeşlerimin, benim, ailemin, 40-20-10-5 yıl önce veya şimdi bir tane ihale, ihaleye teklif verdiğimizi ispatlasınlar ertesi gün istifa etmeye hazırım. Biz prensip olarak devletle iş yapan bir şirket değiliz" dedi.

Haber Ara