Büyüknohutçu, yaptığı açıklamada, bölgedeki taş ve mermer ocaklarıyla ilgili çevreye zarar verdikleri gerekçesiyle mahkemelere ruhsat iptal davası açtığını söyledi.
Bölgedeki taş ve mermer ocakları hakkındaki davasının temelinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 56. maddesindeki "Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir" maddesine dayandığını anlatan Büyüknohutçu, vatandaşlık görevini yerine getirdiğini ifade etti.
Mücadelesinin herhangi bir kişiye veya kuruma zarar vermek amacını gütmediğini dile getiren Büyüknohutçu, şöyle konuştu:
"Kızılcık Yaylası'nda bulunan bir taş ve mermer ocağı işletmesi tarafından hakkımda ticaretlerini engellediğim gerekçesiyle Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 100 bin liralık tazminat davası açıldı. Davaya dayanak olarak bazı sosyal paylaşım sitelerinde yaptığım paylaşımlar ve basın açıklamalarım gösteriliyor. Davalarımız karşılıklı olarak sürüyor. Türkiye'de ilk defa ormanları korumak ve Anayasa'nın verdiği ödevi yerine getirmek girişimi suç olarak algılandı, dava açıldı."
Bazı çevrelerin, köylünün desteğini engellemek için kendisi hakkında "terör örgütü tarafından finanse edildiği ve bu örgütlere üye olduğunun" söylendiğini öne süren Büyüknohutçu, "Ne açılan davalar ne de asılsız dedikodular bizi yolumuzdan döndürecek. Mücadeleye devam edeceğiz. Gerekirse konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götürmeye ve ormanlarımızı korumaya kararlıyım" dedi.