New Jersey Tıp ve Diş Hekimliği Üniversitesi Kamu Sağlığı Bölüm Başkanlığı ve Kadın ve Cinsel Etütler Bölümü ile Newark Yerleşkesi Kamu Sağlığı Lisansüstü Programı Direktörlüğünü de yürüten Stark, AA muhabirine Türkiye'de kadına şiddet kavramına ilişkin açıklamada bulundu.
Türkiye'nin şiddet tanımını ilk ortaya koyan ülke olduğunu söyleyen Prof. Stark, şiddet kavramının fiziksel, cinsel, ekonomik, duygusal veya özgürlüğü yok etmeye yönelik olduğunu kaydetti.
- "Şiddete maruz kalanların sadece yüzde 5'i rapor ediyor"
Türkiye'de kadına yönelik şiddet konusunda istatistik çalışmasının yetersizliğini dile getiren Evan Stark, mevcut verilerin dünyadaki ortalamalarla benzerlik gösterdiğini anlattı.
Şiddetin tüm dünya ülkeleri için "ortak bir problem" olduğuna dikkati çeken Stark, "Her sosyal sınıfta rastlanan şiddet konusunda Türkiye'deki problem rapor edilme sıklığıdır. Şiddete maruz kalanların sadece yüzde 5'i rapor ediyor. İngiltere'de ve Amerika'da kadınlar şiddeti mutlaka yetkili birimlere rapor ediyor" dedi.
- "Kadınların güveni arttırılmalı"
Türkiye'deki kadınların çok azının "şiddetin kanuna aykırı olduğunu" bildiğini kaydeden Evan Stark, şöyle konuştu:
"Yapılması gereken en önemli şey, kadınların güveninin arttırılmasıdır. Bu sayede gitsinler ve şiddeti rapor etsinler. Türkiye'de şiddeti önleme merkezlerinin kurulduğunu gördük, bunlar iyi gelişmeler. Ancak şiddetin acil bir durum olduğu fikrinden vazgeçmemiz gerekiyor. Mesela Türkiye'de şiddete maruz kalan kadınların yüzde 53'ü partnerlerinin, eşlerinin paralarını aldığını söylüyor. Bu da bir kadını hassas ve savunmasız bir duruma getiriyor. Çünkü parası olmadan nereye gider? Türkiye'deki kadınların 3'te 1'i evlerinden çıkmalarının veya arabaları kullanmalarının yasak olduğunu söylüyor. Bunlar, bir kadının hayatında süregelen olaylar. O zaman şiddeti önlemek için bir butona basmak yararlı olmaz."
Gazetelerin yaralanan veya öldürülen kadın haberleriyle dolu olduğunu aktaran Stark, çok acil müdahale edilmesi gereken şiddet vakalarının da bulunduğunu, ancak her şiddet ilişkisinin yaralama ve öldürme anlamına gelmemesi gerektiğini dile getirdi.
Şiddetin sıklığının önemli olduğunu da söyleyen Evan Stark, "Türkiye'den öyle raporlar geliyor ki haftada 3'ten fazla şiddete maruz kaldığını bildiren kadınlar var. Şiddet içeren ilişkilerin ortalaması 4 yıldır. 4 yıl boyunca bu kadınlar yüzlerce kez şiddet olayına maruz kalıyorlar. Bu şiddet olaylarının çoğu yaralanmaya neden olmamaktadır. Bunların özelliği sık olması ve uzun sürmesidir. Aynı zamanda bu kadınlar izole edilmekte, kontrol edilmekte ve günlük davranışları bile baskı altında tutulmaktadır" dedi.
- Kadına şiddete karşı öneriler
Kadına şiddete doğru zamanda müdahale edilmesi gerektiğini söyleyen Stark, kadının okulda, işinde güvende olmasının sağlanmasının şart olduğunu anlattı.
Şiddeti daha geniş kapsamlı anlamak gerektiğini vurgulayan Evan Stark, şöyle konuştu:
"Şiddetin sonunda fail mağduru esir almış gibi oluyor, kadınlar için güvenli yerlere ihtiyaç olduğu aşikar. Eğitim konusu da önemli. Erkeklere yönelik eğitim çalışmalarının geliştirilmesi gerekiyor. Sosyal cinsiyet ile ilgili eğitimin okullarda verilmesi gerekiyor. Önemli olan konu, kadına karşı şiddetin ayrımcılık olarak tanınmasıdır. Kadınların toplumsal cinsiyet olarak eşit olmalarını sağlamamız gerekiyor. Kadın yerine erkeğin başına şiddet gelseydi toplum bunu kabul etmezdi. Yani, kadınlar için eşitlik, adalet ve güvenlik ilkelerinin sağlanması şart. Şiddet, erkeklerin kadını engellemesine neden oluyor. Kadınların umutlarına zarar veriliyor. Bu durum da hem Türkiye'de hem ABD'de ekonomiye zarar veriyor. Dolayısıyla şiddet sorunu sadece kadınların değil, tüm toplumun problemidir."