Toplantıya Türkiye adına katılan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, düzenlenen basın toplantısında, nükleer silahların yanı sıra Suriye'deki gibi kitle imha silahlarının da büyük bir tehdit olduğunun hatırlatılarak, konunun inisiyatifin (NPDI) uluslararası gündeminde olup olmadığının sorulması üzerine, "Hiroşima gibi olayları gördükten sonra her zaman 'bir daha asla' diyoruz ancak tekrar ve tekrar bu tür olaylar meydana geliyor" dedi.
Davutoğlu, Suriye rejiminin geçen yıl kimyasal silahlar kullandığını ve iki hafta önce de kullandığına dair haberler olduğunu belirterek, Hiroşima'da bugün görülen karelerin benzerlerinin geçen yıl Şam'da yaşandığını, çocukların ve kadınların kitle imha silahlarının etkileri nedeniyle öldüğünü söyledi.
Uluslarası toplumun bu konuya istenilen şekilde tepki vermediğine işaret eden Davutoğlu, bu konuda imkanı ve gücü olanların bu tür olayların tekrar yaşanmaması adına beraber çalışması gerektiğini vurguladı.
Davutoğlu, bu duruma benzer olarak nükleer konularda da nükleer güçlerin diğer otoritelere göre daha önce hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi.
NPDI üyeleri olarak kendilerinin sıkı bir şekilde çalışacaklarını belirten Davutoğlu, ancak sonunda nükleer güçlerin insani felaketlerin durdurulması ve kitle imha silahlarının kullanımı gibi benzer durumlarda duruşunun önemli olacağını ifade etti.
- Ukrayna meselesi
Ukrayna'daki son krizin sorulması üzerine de Davutoğlu, Ukrayna krizi hakkında oldukça endişeli olduğunu belirterek, Ukrayna'nın sınırlarının tanınması karşılığında nükleer silahlarını elden çıkardığı 1994'te imzalanan "Budapeşte Mutabakatını" hatırlattı.
Ukrayna'nın bu sayede toprak bütünlüğü konusunda başta İngiltere, ABD ve Rusya olmak üzere uluslarası toplumun güvencesini aldığını kaydeden Davutoğlu, "Ukrayna'da yaşanan son olaylar ve krizin ardından (nükleer) kapasitesi olan ve elden çıkarmak isteyen diğer ülkelere böyle bir güvence vermenin zor olacağını düşünüyorum" dedi. Davutoğlu, bu nedenle tüm ülkelerin güvence ve taahhütlerine riayet etmelerini beklediklerini ifade etti.
- Atom bombası kurbanları ve Hiroşima
Bakan Davutoğlu, bu sabah mevkidaşları ve diğer konuklar ile Hiroşima'da atom bombasının atıldığı alanı ve kurbanların anıtını gezerken kendisiyle aynı duyguları paylaştığına emin olduğunu belirtti.
"Hayatınız da unutamayacağınız anlar olur. Bugün de böyle bir deneyim yaşadık" diyen Davutoğlu, bu vesileyle başta Hiroşima halkı olmak üzere tüm Japon halkının acılarını paylaştığını ve başsağlığı dilediğini belirtti.
Davutoğlu, böyle bir şeyin bir daha asla olmamasını dilediklerinin altını çizerek, nükleer silahsızlanmanın önemini bir kez daha hatırlatan böyle bir organizasyonu hazırladığı için Japon mevkidaşı Fumio Kişida'ya memnuniyetini ifade etti.
Davutoğlu, Hiroşima'yı gördükten sonra NPDI toplantılarının daha anlamlı olduğunun bir kez daha anlaşıldığını kaydetti.
- Japonya Dışişleri Bakanı
Japonya Dışişleri Bakanı Fumio Kişida da toplantının ilk kez Hiroşima'da yapılmasından ötürü memnun olduklarını ve görüşmelere bakanlık düzeyindeki temsil anlamında en büyük katılımın olduğunu söyledi.
NPDI için Hiroşima'yı tercih etmelerinin başlıca nedeninin, nükleer silahların ne yapabildiğini konukların kendi gözleriyle görmelerini istediklerini belirten Kişida, bu anlamda uluslararası toplumda da farkındalığın artmasını istediklerini ifade etti.
Kişida, toplantılarda yapıcı görüşmeler yapıldığını ve Japonya'nın bu konuda her türlü desteği sağlayacağını dile getirerek, uluslararası toplumun ve nükleer güçlerin Hiroşima'ya gelerek bu kenti görmelerini arzu ettiklerini kaydetti.
- Toplantının gündemi
Basına kapalı yapılan NPDI toplantılarında, nükleer silahsızlanma alanındaki şeffaflık, nükleer güvenlik ve nükleer güvenliğin uygulanması, Ortadoğu'da kitle imha silahlarından arındırılmış bir alan kurulması gibi birçok konu üye ülkeler tarafından masaya yatırıldı.
Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun temsil ettiği toplantılara, Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop, Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans, Filipinler Dışişleri Bakanı Albert F. Del Rosariao ve Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Bakanı Sultan El Caber'in yanı sıra üye ülkelerden ve sivil toplum kuruluşlarından üst düzey yetkililer katıldı.