Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Avukatlar Haftası Programı ve Hukuk Okulu 2. Sertifika Töreni'nde yaptığı konuşmada, darbe girişimi akabete uğrayınca seçimin gölgelenmek istendiğini, bütün aktörlerin 30 Mart'a gölge düşürmek istediklerini belirtti.
Milletin o tuzağı 30 Mart'ta bozduğunu, oynanan oyunu, ülkesine, istiklaline yapılan saldırıyı gördüğünü dile getiren Erdoğan, milletin yüzde 45,5 oy oranıyla bu senaryoyu da alt üst ettiğini söyledi.
Devlet içinde, özellikle güvenlik ve yargı bürokrasisi içinde yaklaşık 35 yıl boyunca sinsice, gizlice bir para yapılanma oluştuğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu paralel yapılanma sadece 17 Aralık'ta değil, 35 yıllık süreç içinde zaman zaman vicdanı bir kena bırakmış, adaleti, hukuku, insani değerleri bir kenara bırakmış, Türk milleti adına değil, örgüt adına kararlar vermiştir. Bakın şu anda yargı içindeki o korkunç yapılanmanın detayları artık tek tek ortaya çıkıyor. Arkadaşlar, 'yargı imamı' diye bir şey olabilir mi? Bir savcı düşünün. Vicdanıyla yasayla değil, Pensilvanya'dan gelecek emir ve talimatla dava açıyor. Bir hakim düşünün. Delillere bakarak değil, vicdanla hukukla değil, yargı imamının kendisine vereceği talimatla karar veriyor. Göreceksiniz, çok çarpıcı gerçekler ortaya çıkacak."
- "Yargı içindeki korkunç yapılanma"
Başbakan Erdoğan, Adana'da, dinlenilecek kişilerle ilgili hakimlerin önüne liste konulduğunu, listede hakimlerin de telefonları olduğunu belirterek, bu senaryonun bir yerlerde yazıldığını, emniyet ve yargı içindeki paraleller tarafından bu senaryonun adım adım uygulandığını, aynı adliye binası, hatta aynı oda içinde paralel hakimler ve savcıların arkadaşlarını dinlettiğini, zaaflarını kaydederek, tehdit ve şantaj aracı olarak kullandıklarını söyledi.
Aylardır yargı içindeki bu korkunç yapılanmadan bahsedildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Delilleri ortaya koyuyoruz. Binlerce, on binlerce insanın hukuksuzca dinlendiğini anlatıyoruz. Bu ülkenin cumhurbaşkanının, başbakanının, genelkurmay başkanının, bakanlarının, parti genel başkanlarının, bürokrat, sanatçı, gazetecilerinin dinlendiğini anlatıyoruz. Ortaya belgeleri koyuyoruz. Nihayet kendilerinin de dinlendiğini fark edince Adana'da bazı yürekli hakim ve savcılarımızın olaya el attıklarını görüyoruz. Bu ülkenin vicdanı ve cesareti olan yürekli hakim ve savcılarına sesleniyorum. Bu işte size çok önemli görev düşüyor. Allah'a olan sevdanızı ortaya koyun, vicdanınızın sesini duyun, cesaretinizle bu paralel yapının temsilcilerini siz çökertin. Bize düşen neyse biz bunu yapacağız. Kararlılığımızla... Bu millet için, bu vatan için yapacağız. Çünkü biz bir meşrebin, bir mizacın bu ülkede egemen olmasına asla müsaade edemeyiz. Bu ülke 77 milyondur. 77 milyonun üzerinde şantajlarla egemenlik tesis etmeye çalışanlara müsaade edersek sorumluluğumuzu idrak edememiş bir iktidar oluruz."
- "Yargı buna daha ne kadar sessiz kalacak?"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hukukçulara çağrıda bulunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi buradan soruyorum. Yargı buna daha ne kadar sessiz kalacak? Hakimlerimiz, savcılarımız Türkiye adına gerçekten çok ciddi bir tehdit olan bu paralel yapıya karşı daha ne kadar tepkisiz kalacak? Ben yine sesleniyorum. Bu güne kadar bu Pensilvanya'nın peşine takılanlara da sesleniyorum. İradenizi kiraya vermeyin. Aklınızı kiraya vermeyin. Bize Allah'a kulluktan başka hiç kimseye kulluk asla emredilmemiştir. Tüm hukukçularımıza açık açık çağrıda bulunuyorum. Kime şantaj, tehdit varsa gelsin izah etsin. Devlet olarak tüm imkanlarımızla biz bunların üzerine gideceğiz. Hiç kimse korkmasın. Yargı mensupları özelliğinde cesur olmalı. Ülkemiz, milletimiz, istiklalimiz ve istikbalimiz adına son derece önemlidir. Bütün kurumlarımızdan bu paralel yapı ürünlerini temizlemeye başladık. Temizliyoruz. Asla durmayacağız. Sonuna kadar üzerine gideceğiz, tabi ki hukuk içinde.
Ama bu öyle bir vuku ki adeta vücutta metastaz yapmış. Buna artık kemoterapi, radyoterapi bunlarda kar etmiyor. Bu operasyon çok ciddi, çok kararlı sürmesi gereken bir operasyondur. Yargı içinde içinde olan çok ciddi bir tehlike. Tehdit. Bunun temizlenmesi için tüm vatansever yargı mensuplarımızdan destek bekliyoruz, aksiyon bekliyoruz. Paralellerin yargıyı esir almalarına, milletin bu kuruma olan güvenini sarsmalarına inanıyorum ki en başta yargı mensupları karşı çıkacaktır. Hangi düşünceden olursa olsun. Buna karşı çıkmaları gerekir. Bu bir siyasi mesele değildir. Bu bir partinin, bir kesimin, belli bir cümlenin meselesi değildir. Bu bir Türkiye meselesidir. Bu bir istiklal meselesidir. Hukuk, vicdan, adalet meselesidir. En başta yargının bu meselenin üzerine gideceğine ben yürekten inanıyorum."
- "Hiç birisine boyun eğmedik"
Hiç kimsenin korku ve endişe duymamasını isteyen Erdoğan, kendilerine 17 Aralık'tan itibaren çok ağır saldırılar yapıldığını, ailesine, yakın çalışma arkadaşlarına, bakanlara, milletvekillerine, bürokratlara çok adi ve haysiyetsizce saldırılarda bulunulduğunu anlattı.
Medyadan, sosyal medyadan ahlaka, edebe, insanlığa ve vicdana sığmayan taarruzların gerçekleştirildiğini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hiç birisine boyun eğmedik. Hiç bir iftiraya, yalana, ithama pabuç bırakmadık. Dimdik durduk. Yapılanları milletimize şikayet ettik. 30 Mart'ta milletimiz bunlara gereken cevabı verdi. Çünkü bunlara inanmadı milletimiz. Şu anda inanın sokağa çıkacak, arkadaşlarının, hatta eşlerinin çocuklarının dahi yüzüne bakacak yüzleri yok. Ne diyorlardı biliyor musunuz? 'Bunlar yüzde 30'un üzerine çıkamaz, bunları çökerttik, bitirdik' diyorlardı. Biz ne diyorduk meydanlarda; 'Hesapların üzerinde bir hesap var'. Ama onlar bu hesabı göremiyorlar. İşte bu hesap tecelli etti. Yaptıkları ahlaksızlıkla, edepsizlikle, alçaklıkla öylece ortada kaldılar. İşbirlikçileri de gerek muhalefet partileri gerek medya gerek o malum çevre aynı şekilde aldıkları cevapla ortada kaldılar. Ama biz onları hiç merak etmesinler, ortada bırakmayacağız. Hukuk içinde bu saldırıları yapanlardan, onlara yardım ve yataklık yapanlardan hesabı mutlaka soracağız."
- Yargının siyasete müdahalesi
Bu ülkede 30 Mart'la birlikte artık yeni bir süreç başladığını ifade eden Erdoğan, bu yeni süreçte en çok da yargının kendini hesaba çekmesini, özeleştirisini yapmasını, yeniden yapılanmasını beklediklerini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yasama, yürütme ve yargı, demokratik bir ülkede hangi sınırlar içinde hareket ediyorsa, inşallah o sınırlara çekilecek. Siyasetin yargıya müdahale etmesine her zaman karşı olduk. Yargının da siyasete müdahaleden artık elini çekmesi için ne gerekiyorsa bunu cesaretle yapacağız. Bunu yargı için yapacağız, adalet için, ülkemiz için, milletimiz ve istikbalimiz için yapacağız. Yaşanan acı tecrübelerden ders çıkararak 27 Mayıs'tan, 12 Eylül'den, 28 Şubat'tan, 17 Aralık'tan ders çıkararak, yargının siyaseti engelleyen değil, siyasete güç veren bir konuma gelmesi için reformlarımızı yapacağız."
(sürecek)