Erdoğan, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, 30 Mart seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Erdoğan, "Utanmadan, sıkılmadan, bizim kendi arzu ettikleri gibi bir balkon konuşması yapmamızı istediler, bunu beklediler. Bütün yapılanları sineye çekecektik, bütün o hakaretleri yutacaktık, insana yakışmayan o alçakça, ahlaksızca saldırıların üzerine güya çizgi çekecektir. Bir balkon konuşması yapacak, her şeyi unutacak, hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edecektik. Bizden boynumuzu yere eğmemizi bekliyorlar, her şeyi unutmamızı bekliyorlar. Hayır. Beyler, biz boynumuzu yere eğmiyoruz ve eğmeyeceğiz. Biz bu yapılan ihaneti, bu alçaklığı sineye çekmedik, çekmeyeceğiz. Hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. İhanet, ajanlık, casusluk, alçaklık ve edepsizlik asla karşılıksız kalmayacak" diye konuştu.
-"Vesayet defterinin dürüldüğü tarih"
30 Mart'ın çok önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, 30 Mart'ın, 27 Mayıs'ta başlayan, silahların gölgesinde siyasetin artık son bulduğu bir tarih olduğunu vurguladı.
Erdoğan, 30 Mart'ın, vesayet defterinin dürüldüğü tarih olduğunu dile getirerek, "Kibir abidelerinin artık yıkıldığı tarihtir. 30 Mart, bir mürebbiye edasıyla, kibirle, kendini beğenmişlikle, parmaklarını millete karşı sallayan, milleti terbiye etme küstahlığına girişen imtiyazlı çevrelerin ebediyen kaybettiği bir tarihtir" diye konuştu.
-"Bu kadar aklınız varsa kendinize saklayın"
"Eğer bir balkon konuşması yapılacaksa buyursun bunu CHP yapsın, MHP yapsın, BDP yapsın" diyen Erdoğan, balkondan özür dilemeleri gerektiğini söyledi.
Erdoğan, "MHP Genel Başkanı'nın, bu sabah adeta ağzından salyalar akarcasına hakaret ettiğini" ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bir yılı aştı, isimlerini ağzıma almadım, seçim kampanyasında zaman zaman almak durumunda kaldım. Demek ki bunların anladığı dil o değilmiş. Bunlar başka dilden anlıyormuş. İnsanlara demek ki akıllarının anlayacağı şekilde hitap etmek durumundayız. Bunlara da böyle yapacağız. Çıksınlar balkona, ahlak dışı siyasetleriyle nasıl kaybettiklerini izah etsinler. Yandaşları çıkıyor, 'Erdoğan 55'e karşı kendini izah etmek durumunda' diyorlar. Bize bunu söyleyenler, kalkıp genel müdüre niye 'Niye 73'ü alamadın?', bir diğerine 'Niye 85'i alamadın?' diyemiyorlar? Bize akıl vermeye kalkıyorlar. Sizin bu kadar aklınız varsa bu aklınızı kendinize saklayın da bu ülkede birinci parti olun.
Biz milletimizin bize ne dediğine bakıyoruz. Milletimiz bize 'yürü, biz sizin arkanızdayız', 'Yürüyeceksin, millet arkandan yürüyecek' diyor. Biz de şu anda yürüyoruz. 77 milyonun tamamını kucaklamanın gayretinde olduk. Biz balkon konuşmasını, milletimizin diliyle sandıkta yaptık. Zaten bize de sandıkta alınan netice yaraşır. Eğer yürekleri yetiyorsa, CHP, MHP, BDP çıksın AK Parti gibi 77 milyonu kucaklayan bir konuşma yapsınlar. Haritayı gözlerinizin önüne getirdiğinizde anamuhalefet partisi, belli kıyı şeridinde kalmış. 'Hani kumsalların partisiydim' diyor ya hiç alakası yok, belli bir kıyı şeridinde kalmış. MHP, noktasal. Türkiye coğrafyasında Sivas'tan bu yana bazı yerlerde kalmış, ötesinde hiç yok, arama. Bir diğerine bakıyorsun o da Güneydoğu Anadolu'nun belli yerlerinde var. Ama AK Parti, Türkiye'nin tamamında var, farkımız bu."
-"Bunlar hesap vermez"
Başbakan Erdoğan, milletin, muhalefet partilerinden bir balkon konuşması beklediğini ifade ederek, "Nerede bu muhalefet, gören var mı?" diye sordu.
"CHP genel müdürünün, bugüne kadar derin sessizliğin içinde olduğunu" ifade eden Erdoğan, MHP Genel Başkanı'nın seçim gecesi sabaha karşı göründüğünü, o andan beri de ses seda olmadığını söyledi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar hesap vermezler, kendilerini sorguya çekmezler, oturdukları o sıcak koltukları defalarca başarısız olmalarına rağmen ehline teslim etmezler. MHP Genel Başkanı, AK Parti karşısında 8. yenilgisini aldı ama halen orada oturmaya devam ediyor. 15 yıldır sürekli 3. parti, bizim ilk parlamentoya gelişimizde parlamentoya dahi giremedi. CHP genel müdürü, 5 yıl içinde 4 kez AK Parti karşısında kaybetti ama halen orada oturmaya devam ediyor. Kimsenin bunu sorguladığı yok. Utanmadan, sıkılmadan halen bize diktatör diyor. Bizim milletimiz diktatörlere bu kadar sevdalı mı? Nasıl oluyor da gelip böyle bir aşkla hamdolsun partimizin peşinde. Milletimiz onlarla bütünleşiyor. Bize diktatör diyen o kalemlerin, bu her daim kaybedip, koltuğuna gömülenlere söyleyecek bir çift sözü olmadı, yok. İlkelerini, ideallerini, hatta arkadaşlarını satıp, CHP'ye oy vereceğim diye bunu kamuoyuna ilan eden gazeteciler, acaba şimdi CHP'den hesap soracaklar mı? Soramazlar. Çünkü onlarda böyle bir kültür, ahlak yok. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz bu ülkede demokrasiyi, siyaseti güçlendirmeye devam edeceğiz. 77 milyonu kucaklamaya, 77 milyonu bir ve beraber görmeye devam edeceğiz. Sandıktan başarıyla çıkmış olmamıza rağmen yüzde 45,5 oy almamıza rağmen biz sandıkta verilen mesajı iyi okumanın, iyi analiz etmenin gayreti içinde olacağız. "
(Sürecek)