Ünal Aysal, Galatasaray TV'de yayınlanan "Aysal Arena'da" programının canlı yayın konuğu olarak yöneltilen soruları yanıtladı.
Florya Metin Oktay Tesisleri'nde futbol takımı için düzenlenen barbekü partisinde oyuncuları oldukça moralli gördüğünü aktaran Aysal, "Kendi aralarında şakalaşıyorlardı ve güzel bir yemek yendi. Pazar günü oynayacağımız derbi 3 puanlık bir maç. Bizim Şampiyonlar Ligi'ne gitme hedefinde muhakkak kazanmak istediğimiz ve kazanmamız gereken bir 3 puan. Sonraki maçlar da aynı şekilde. Bunun bir derbi olması olaya ayrı bir heyecan, renk katıyor" dedi.
Tesislerdeki havaya değinen Aysal, "Tek kelimeyle süperdi. Gazetelerde okuduğum gibi değil. Tersine, oyuncuların kendilerine her zamankinden biraz daha fazla güven duyguları ön plandaydı" değerlendirmesinde bulundu.
Oyuncular arasında huzursuzluk olduğu yönünde haberleri gazetelerde okuduğunu ancak görevli kimsenin kendisine gerçekçi bir huzursuzluk tablosu çizemediğini aktaran Aysal, şu ifadeleri kullandı:
"Gençlerin kendi arasında, adrenalin artışından kaynaklanan, özellikle antrenmanlarda bazı vukuatlar olabilir. Bunu huzursuzluk olarak nitelendirmek bence biraz erken karar vermek olarak görünüyor. Son dönemde aldığımız neticeler maalesef beklentilerimizin ötesinde kötü. Bunun nedeni, yaşanan bir huzursuzluk mu, takımın 3 kulvarda birden mücadele etmesi mi, sezonun hemen başında teknik heyetin değişmesi mi, yoksa geride kalan iki sezonun büyük baskısıyla oyuncularda bir nefes alma ihtiyacı mı? Bunların hepsini bir araya getirdiğimiz vakit, gerçek cevabı bulmuş olacağız. Bir iki oyuncu arasında yaşananlar olabilir ama bunun geçici olduğunu söyleyebilirim."
- "UEFA'nın bize özel bir incelemesi ya da denetlemesi yok"
Başkan Aysal, UEFA'nın mali fair-play kriterleri çerçevesinde Galatasaray'a uyarılarda bulunduğu, savunma istediği, transfer yasağı koyabileceği gibi gündemde olan konularla ilgili olarak, mevcut durumun Galatasaray'a özel bir inceleme ya da denetleme olmadığını söyledi.
"İddia edildiği gibi bize özel bir inceleme, denetleme yok. Diğer kulüpler de 3 aylık süreçlerle raporlar veriyor" ifadesini kullanan Aysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa'da mücadele eden 237 kulüpten 31'inden UEFA tarafından bilgi istenmiş. Ayrıca 6 kulübün de Avrupa'daki ödül gelirlerine el konulmuş. UEFA, bizimle birlikte 76 kulüpten ise ek bilgi talep etmiş durumda. Bu 76 kulübün toplam zararı 600 milyon avro. Galatasaray'ın bunun içindeki yeri 9,4 milyon avro. Bize böyle bir yasaklama gelecekse, bizden önce 75 kulübe bu yasaklamanın gelmesi lazım. Zaten 10 Nisan'dan önce istenilen bilgileri göndermek zorundayız. UEFA, 'ne tedbir alıyorsun anlat ve bizi ikna et' diyor. Biz de kendilerine alacağımız tedbirleri söylüyoruz. Bu tedbirlerin temelinde maliyetleri düşürmek var. Burada önemli olan, 9,4 milyon avro zarardır. Zararı kapatmanın muhtelif yolları vardır. Kar ederseniz, ilave gelir sağlarsanız, maliyetleri düşürürseniz, yeni gelir kaynağı üretirseniz kapanır. Biz bunları anlatabilecek ve yerine koyabilecek durumdayız. Özetle söylemek gerekirse, bazı maliyetleri düşürüyoruz."
UEFA'nın mali kriterlerini düşünerek geçen yıl, Türk Telekom Arena gelirlerinin büyük bir kısmını Sportif AŞ'ye devrettiklerini, 2015 senesi ve sonrası için UEFA'ya bu gelirin futbola döndüğü mesajını verdiklerini anlatan başkan Aysal, şöyle devam etti:
"Bu, UEFA için rahatlatıcı bir faktördür. Ayrıca, bizim yaşadığımız bir kur farkı sorunu var. Ciddi bir kur farkı zararımız var. Banka borçlarımız, futbolcu ödemelerimiz, bunların hepsi döviz cinsinden. Türk lirasındaki herhangi bir gerileme, ki bu son 2 sene yüzde 20 olarak gerçekleşmiş, bize kur farkı olarak yansımış. Elimizde olmayan bir faktör olarak üzerimize düşüyor. Ama UEFA bu konuda bize, kur farkı olayını dikkate alacağını söylüyor. O zaman da bir sorun kalmıyor. Zararımız 9,4 milyon avro, kur farkı zararımız ise bunun üç misli kadar. Gönderilecek belge bir savunma değil, izahattır. Zaten yaptığımız ikili görüşmelerde, bizim durumumuzun gerçekten küçük bir olay olduğu ve endişelenmemiz gerektiği şeklinde dönüşler aldık."
- "Varlık satarak değil, geliştirerek gelir sağlamak istiyorum"
Ünal Aysal, Galatasaray Kulübü'nün borç yapısını pozitife çevirmek için Riva arazisini satmayı düşünüp düşünmediği yönündeki bir soru üzerine, "Üç senedir iş başındayım. Bu dönem içinde kendime koyduğum ana kriter, Galatasaray'ın varlıklarını satarak değil, geliştirerek gelir sağlamaktı. Projelerimizi de bu yönde kurguladık" diye konuştu.
İleriye dönük olarak yalnızca Riva arazisi için değil, diğer projeler için de aynı mantıkta olduklarının altını çizen Aysal, "Finansmanını kendi içinde yaratıp, gelirlerin büyük kısmını kira olarak kulübe devamlı girdi olacak şekilde kurgulamak istiyoruz. Açıkçası, ben Riva arazimizi satmayı falan düşünmüyorum. Satmadan da bu sorunu çözebileceğimize inanıyorum. İyi projelerle bu olaylar çok rahat çözülür" ifadelerini kullandı.
- Borç-alacak farkı
Başkan Aysal, Galatasaray'ın mevcut durumdaki borç-alacak farkının 260 milyon dolar olduğunu kaydetti.
Göreve geldiğinde kulübün borç-alacak farkının 328 milyon dolar olduğunu, bu rakamın o yıl sonunda 251 milyon dolara, 2012 yılı sonunda ise 212 milyon dolara indiğini anlatan Aysal, "Ardından 2013 senesi sonuna kadar sermaye artışı veya hisse senedi satışımız olmadı. Şu anda toplam borç-alacak farkı 260 milyon dolardır. Ancak bizim faturalamadığımız, kontratlara bağlanmış 130 milyon dolar daha alacağımız var. Faturalamadığmız için bunu mali rapora koyamıyoruz. Önümüzdeki 2-3 sene içinde faturalanacak. Ayrıca 15 milyon dolar da paraya dönecek stoklarımız var. Netice olarak Galatasaray'ın ödeme riski altında olduğu rakam 115 milyon dolardır" şeklinde konuştu.
(Sürecek)