Gerekçeli kararda, Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik olarak yapılan çalışmalar sırasında, söz konusu örgüt üyeleriyle bağlantılı olduğu tespit edilen sanık İbrahim Şahin'in, Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak suçlarından ceza alan pek çok kişi ile aralarında örgütsel irtibat bulunduğunun anlaşıldığı belirtildi.
Kararda, Şahin'e ait iletişim tespit tutanaklarından Fatma Cengiz ile yaptığı pek çok konuşma içeriğinden, hakkında Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticiliğinden ceza verilen sanık İlker Başbuğ ile örgütsel irtibatının bulunduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olan pek çok sanıkla örgütsel irtibatının bulunması, aramalar sonucunda Şahin'e ait olan, örgütün amacı doğrultusunda ve örgüt faaliyetlerinde kullanılmak üzere bulundurduğu anlaşılan çok sayıda tabanca, patlayıcı madde, bomba, lav silahı ve mühimmatın bulunması, sanıkta ele geçirilen dokümanlar içerisinde örgütsel faaliyetlerde kullanılmak üzere çok sayıda gizli içerikli bilgi ve belge bulunması, Şahin'e ait dijitaller içerisinde Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda, istihbari bilgi mahiyetinde hazırlanmış, çok sayıda kişiye ait kişisel verilerin kaydedildiği belgelerin bulunması, Şahin'in Ergenekon silahlı terör örgütünün temel prensiplerinden olan gizlilik prensibine uygun ve örgütsel tavır olarak telefon görüşmelerinde gizliliğe aşırı derecede riayet etmesi, Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda faaliyet yürütmek için kendisine bağlı, polis ve asker kişilerden oluşan bir ekip kurması hususları dikkate alındığında, Şahin'in, Ergenekon silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisine dahil olduğu, oluşturduğu ekip içerisinde bulunan kişilerle örgütsel anlamda astlık-üstlük ilişkisi bulunduğu, bu kişilere emir ve talimat verme konumunda olduğu, bu kişilerin sanığın hakimiyet alanında bulundukları anlaşıldığından İbrahim Şahin'in Ergenekon silahlı terör örgütünün yöneticilerinden olduğunun sabit kabul edildiği aktarıldı.
Ergenekon silahlı terör örgütünün gerçekleştirdiği pek çok eylem bulunduğuna işaret edilen kararda, şöyle denildi:
"Sanık İbrahim Şahin'in, Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda, ülkede kaos ve kargaşa ortamı yaratıp, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebir ve şiddetle ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını engellemek için ülkede yaşayan Ermeni ve Alevi cemaat önderlerine suikastler yapmak ve adam öldürmek amacıyla çok ayrıntılı olarak suikast planları hazırladığı, bu suikastlerde kullanılmak üzere silahları, bombaları ve diğer mühimmatı hazırladığı, yine suikast için ekip kurup, ayrıntılı bir şekilde görevlendirme yaptığı, bu şekilde suçun oluşması yönünde elverişli araçlarla icra hareketlerine başladığı anlaşılmış, sanığın bu şekilde, üzerine atılı 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçunu işlediği sabit kabul edilmiş, TCK 312. maddesi gereğince ceza tayin edilmiştir. Sanık İbrahim Şahin hakkında Adli Tıp Kurumunca verilen 31 Mart 2010 ve 27 Ekim 2011 tarihli raporlarda, sanıkta bulunan organik kişilik bozukluğu nedeniyle, üzerine atılı suçları işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak boyuttaki, bu akli arızanın etkisi altında olduğu, bu nedenlerle cezai sorumluluğunun tam olmadığının belirtilmesi karşısında, sanık hakkında TCK 32. maddesi gereğince indirim uygulanmıştır. Sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında TCK 62. maddesi gereğince takdiri indirim uygulanmıştır."
Sanık İbrahim Şahin'in İstanbul'daki evinde yapılan arama sonucunda elde edilen mühimmatlar nedeniyle TCK'nın 174. maddesi kapsamında "patlayıcı maddeleri izinsiz bulundurmak" suçunu işlediği ve Ergenekon silahlı terör örgütünün eylem ve faaliyetlerinde kullanılmak üzere ve örgütün amaçları doğrultusunda çok sayıda 6136 sayılı Kanun kapsamında yasak nitelikte, silah, mermi ve bıçak bulundurduğu ve "6136 sayılı Kanuna muhalefet" suçunu işlediğinin sabit kabul edildiği bildirildi.
İbrahim Şahin'in yöneticisi konumunda bulunduğu Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda ve örgütün eylem ve faaliyetlerinde kullanılmak üzere, istihbari bilgi niteliğindeki kişisel verileri fişleme mahiyetinde kaydettiği, bu şekilde "kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek" suçunu işlediğinin sabit kabul edildiği belirtildi.
Şahin'in, Garip İrfan Torun'a örgütsel faaliyetlerde kullanılmak üzere silah sattığına dair yeterli delil bulunmadığı, aynı iddialar kapsamında yargılanan sanık Torun hakkında da mahkumiyetine yeter derecede delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiğinden, Şahin hakkında bu suç nedeniyle beraat kararı vermek gerektiği ifade edildi.
- Mustafa Özbek
Gerekçeli kararın, sanıkların bireysel değerlendirmesinin yapıldığı bölümünde sanık Mustafa Özbek'in örgüt ile sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyonu sağlama, tek çatı altında toplayarak örgütsel eylemlerde daha etkin bir güç olarak kullanma maksadına matuf Türkiyem Topluluğu Platformu'nu kurduğu anlatıldı.
Kararda, Özbek'in, aynı amaca yönelik olarak Ulusal Platformlar Güçbirliği içinde yer aldığı, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi hükumet üzerinde baskı kurarak hükumetin faaliyetlerini engellemek amacı ile düzenlenen Cumhuriyet Mitingi'nin organizesine de iştirak ettiği ifade edilerek, sanığın, Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi Doğu Perinçek ile iltisaklı bu oluşumlarda yer aldığı, çok sayıda örgüt yöneticisi ve üyesi ile irtibatlı olduğunun kabul edildiği aktarıldı.
Kararda, "Sanığın sabit kabul edilen eylemleri değerlendirildiğinde, Ergenekon silahlı terör örgütü ile organik bağ kurup, süreklilik ve çeşitlilik arz edecek şekilde faaliyet gösterdiği anlaşıldığından örgüt üyesi olduğu, sivil toplum kuruluşları ile örgüt arasında koordinasyonu sağlamakla görevli örgüt yöneticisi sanık Hurşit Tolon ve sanık Şener Eruygur'a bağlı olarak ve onlarla birlikte sivil toplum kuruluşlarını darbe amacına yönelik olarak örgütlemesi, vakıf/dernek/sendika gibi çok sayıda sivil toplum örgütünden müteşekkil olan Türkiyem Topluluğu Platformu'nun kurucularından olması ve Ulusal Platformlar Güçbirliği içerisinde yer alması ve bu kuruluşların örgütün nihai hedefi olan darbeye zemin hazırlamada çok önemli bir işlev görmesi ve sanığın da bu önemli birimin başında olan kişilerden biri olması nedeniyle faaliyetlerinin 'elverişli eylem' niteliğinde olduğu değerlendirilmiştir" denildi.
- Süleyman Esen
Kararda, Süleyman Esen'in beraatine karar verildiği bildirildi.
Sanığın, Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi olduğu, bu örgütün faaliyetleri kapsamında, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye, bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs ettiği, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle Danıştay 2. Dairesi üye hakimi Mustafa Yücel Özbilgin'i tasarlayarak kasten öldürme eylemine iştirak ettiği, aynı şekilde yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle Mustafa Birden, daire üyeleri Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ile tektik hakimi Ahmet Çobanoğlu'nu tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs etmek eylemine iştirak ettiği, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurduğu, kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda patlayıcı madde kullandığı iddiasıyla TCK'nın ilgili maddelerine göre cezalandırılmasının talep edildiği anlatılan kararda, şöyle denildi:
"Dosya kapsamındaki delillere göre, sanık Esen'in eylemlere iştirakinin olmadığı ve Ergenekon terör örgütü ile herhangi bir ilgisi bulunmadığı anlaşıldığından CMK 223/2-b maddesi gereğince atılı suçların her birinden ayrı ayrı beraatine karar verilmesi mütalaa olunmuştur. Sanık Alparslan Arslan'ın Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği eylemlerinde hedef şaşırtmak ve örgütsel irtibatlarının ortaya çıkmasını gizlemek için Esen'i hedef gösterdiği, sanığın gerek Danıştay olayında gerekse Cumhuriyet gazetesine yönelik molotoflu saldırı eylemleriyle hiçbir ilgisinin bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılmıştır. Bu itibarla atılı suçların sanık Esen tarafından işlenmediği tam olarak sabit olduğundan 5271 sayılı CMK 223/2-b maddesi gereğince müsnet suçlardan ayrı ayrı beraatine karar vermek gerekmiştir."
(Sürecek)