Gerekçeli kararın, sanıkların bireysel değerlendirmesinin yapıldığı 3. Kitap'ta, Özkan'ın televizyon kanalının kurulması, satın alınması konusunda Mesut Özcan ile irtibatlı olduğunun tespit edildiği ve diğer medya gruplarını örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirme gayreti içerisinde olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak şüphesiyle 23.09.2008 tarihinde yakalanarak gözaltına alınan Özkan'ın ev ve iş yerlerinde arama ve el koyma işlemleri gerçekleştirildiğine değinilen kararda, çok sayıda ve türde evrak, doküman, CD, Harddisk, gizli dosya, ses kayıt cihazı, silah, mermi ele geçirildiği ifade edildi.
Kararda, "Özkan'ın, yönetiminde bulunduğu basın yayın organlarında Ergenekon terör örgütünün amaçları doğrultusunda faaliyet gösterdiği, daha sonra Kanaltürk adlı televizyon kanalını kurduğu, bu kanalı da Ergenekon terör örgütünün kara propaganda, dezenformasyon ve psikolojik savaş amaçlarına uygun olarak yönettiği ve yönlendirdiği, AK Parti hakkında Anayasa Mahkemesi'ne kapatma davası açılması, Ergenekon soruşturmasının başlaması ve takip eden süreçteki yayınları içeriğinin de Ergenekon terör örgütünün amaçları doğrultusunda olduğu açıkça anlaşılmaktadır" ifadesine yer verildi.
- "Depoda 'Çok Gizli' belgeler ele geçirildi"
Özkan'a ait depolarda delillerin incelenmesi bölümünde detayı ile verilen muhtelif tarihli, "Çok Gizli" ibareli ve çok sayıda MGK toplantı tutanakları ile birçoğu askeri mahiyette gizli belgeler ele geçtiği ifade edilen kararda, sanığın bunları örgüt amaçları doğrultusunda bir şekilde ele geçirdiğinin tespit edildiği kaydedildi.
Kararda, "Sanık Özkan'ın Ergenekon silahlı terör örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki birçok mensubu ile irtibatı bulunduğu, çevresindekilerce askeri kesimin temsilcisi olarak algılandığının 16 Aralık 2003 tarihli görüşmesinde kendisi tarafından ifade edildiği görülmüştür" ifadesine yer verildi.
Sanık Özkan'ın, örgütün legal faaliyetleri kapsamında sivil toplum örgütleri ve siyaset alanında faaliyetlerde bulunduğu, "Bizkaçkişiyiz" isimli oluşumu yönettiği belirtilerek, şunlar kaydedildi: "
"Özkan'ın irtibatlı olduğu diğer sanıklardan Evrim Baykara, Selim Utku Gümrükçü, Murat Ağırel ve Adnan Bulut ile birlikte diğer sivil toplum örgütlerini de Ergenekon silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı, 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi TBMM'nin, AK Parti'den birisini Cumhurbaşkanı seçmesini engellemek için Ergenekon silahlı terör örgütü yönetici ve üyesi olan diğer sanıklardan Mustafa Özbek, Mehmet Haberal, Mustafa Ali Balbay, Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet Şener Eruygur, Sinan Aydın Aygün, Doğu Perinçek ve grubu ile birlikte sivil toplum hareketi görüntüsü altında Cumhuriyet mitinglerini tertip ettiği sabit görülmüştür."
Kararda, "Özkan'ın Cumhuriyet gazetesi binasına ve Danıştay'a yapılan saldırılar konusunda, bu eylemlerin azmettiricilerinden birisi olduğu iddia edilen Muzaffer Tekin'in duruşmadaki savunmalarını esas alan bir kitap yazıp yayınlayarak Ergenekon silahlı terör örgütünün bu konudaki dezenformasyon faaliyetlerine katkı verdiğinin anlaşıldığı" belirtildi.
Örgütün siyasi emelleri doğrultusunda da faaliyet gösterdiği ifade edilen Özkan'ın, farklı siyasi partilere yönelik olarak dezenformasyon faaliyetleri yaptığı, CHP yönetimini ele geçirmeye çalıştığı ve sivil toplum kuruluşlarını amaçları doğrultusunda yönlendirmek istediğinin tape içerikleri, beyanlar ve bu delillerle uyumlu doküman içeriklerinden açıkça anlaşıldığı kaydedildi.
- "Cumhuriyet mitingleri"
Hükümet karşıtı faaliyetleri kapsamında "Cumhuriyet Mitingleri" düzenlenmesinde aktif rol aldığı belirtilen Özkan'ın, örgütün amaçları doğrultusunda askeri darbeye zemin hazırlamaya çalıştığının belirlendiği ifade edildi.
Kararda şu ifadelere yer verildi:
"2003-2004 yıllarında başlayan ve ağırlıklı olarak sonraki yıllarda devam eden (2007 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Cumhuriyet Mitingleri adı altında yürütülen) eylemlerini askeri darbeye zemin hazırlamaya yönelik başlattığı, amaç suça yönelik eylemlerini basın yayın ve siyaset alanındaki faaliyetleri ile katıldığı, o tarihte akim kalan ancak Ergenekon silahlı terör örgütünce toplumda askeri darbe zemini oluşturma amaçlı Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve Danıştay saldırısı gibi vahim nitelikteki eylemler ile devam ettirilen cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek eylemine, basın yayın ve sivil toplum alanındaki legal görünüşlü, ancak toplumda kaos ve kargaşa ortamı çıkartarak askeri darbeye zemin hazırlamak amaçlı eylemleri ile katıldığı, örgüt faaliyeti çerçevesinde birçoğu askeri mahiyette olan gizli belgeleri temin ettiği, 6136 sayılı kanun kapsamında yasak niteliği haiz eşya bulundurduğu, Ergenekon terör örgütünün legal yapılanmasında bir kısım örgüt üyelerini yönettiği ve yönlendirdiği dikkate alındığında örgütün yöneticilerinden olduğu sabit görülmüştür."
- "Davayı itibarsızlaştırmaya yönelik ifadeler"
Gerekçeli kararda, sanık Özkan'ın, duruşmalardaki ifadelerinde davayı itibarsızlaştırma yoluna gittiği görüşüne yer verildi. Sanığın duruşmalarda, "Böyle bir suçlamayı bana yöneltmek için insanın vicdan diye bir duyguyla azıcık tanışıklığının olmaması gerekir. Bu iddianame Türk hukukunun Kerbelası'dır, zulmüyle anılacaktır. Beklerdim ki bana suçum söylensin delilleri gösterilsin ama olmadı" dediğine yer verilen kararda, Özkan'ın soruşturma ve yargılama aşamasında neyle suçlandığının kendisine ayrıntılı olarak bildirilmediğini iddia ettiği belirtildi.
Kararda "Tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; sanığın, iddiaların birer komplo, tezgah, kumpas olduğu şeklindeki savunmasının suçtan kurtulmak ve örgütsel yapı ve irtibatının ortaya çıkmamasına yönelik olduğu anlaşıldığından bu minvaldeki savunmalarına itibar edilmemiştir" denildi.
Özkan'ın, legal görünümlü eylemlerinin doğrudan mevcut yönetimi hedef aldığı, halkı mevcut yönetim aleyhine kışkırtarak sokağa dökme ve askeri bir darbeye zemin hazırlamaya yönelik olduğuna değinilen kararda, "Sanığın, amaç suça yönelik eylemi tehlike oluşturmaya uygun ve elverişlidir. Eylemin devamı halinde ise cebir ve şiddetin gerçekleşeceği kaçınılmazdır. Sanığın eylemleri bir bütün halinde düşünüldüğünde TCK'nın 312 maddesi anlamında 'Hükümete Karşı Suç' başlığı altında düzenlenen 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek' suçunu oluşturduğu sonucuna varılmış ve TCK Madde 312/1 eyleminden ötürü cezalandırılması cihetine gidilmiştir" değerlendirmesinde bulunuldu.
(Sürecek)