Kuşadası Efes Kongre Merkezi'nde düzenlenen "9. Türkiye Muhasebe Forumu"na katılan Türker, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Türker, Ergenekon davasının gerekçeli kararıyla ilgili soru üzerine, şunları söyledi:
"Ergenekon davasının gerekçeli kararında benim de üyesi olduğum, bakanlık yaptığım 57. Hükümet'e karşı darbe yapılarak başlandığı söylenmektedir. Bu açıklanan gerekçeli kararda böyle denildiğine göre, aslında çok acil bunun araştırılması gerekir ve bunun doğruluğu Yargıtay'da onaylanırsa, 2002 yılından bu yana iktidarda olan bütün hükümetler, meşru değildir. Geçtiğimiz dönem parlamentoda kurulan Darbe Araştırma Komisyonuna 57. Hükümet'e yapılan sivil darbeden söz ederek, bunun da incelenmesini söylemiştik. Ama AKP'nin hakim olduğu bu komisyon, maalesef 2001-2002 yılında ekonomik krizle birlikte 57. Hükümet'e yönelik yapılan darbeyle ilgili hiçbir inceleme yapmadı."
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in 1977 yılında Türkiye'de derin devlet olduğunu söylediğini ve 2 kez suikastla karşı karşıya kaldığını savunan Türker, şöyle devam etti:
"DSP yönetimi olarak her zaman Türkiye'de bir derin devlet olduğunu ve bu derin devletin kontrol edilmesi gerektiğini söyledik. Bizim hükümetlerimiz zamanında, derin devletlere gizli ödeneklerden bir fon aktarılması önlenmiştir. Eğer mukayese edilirse mesela 2002'den bu yana gizli ödenekten kullanılan para miktarı, hayli fazladır. 1998'den önce de fazladır. 1998'in son döneminden Ecevit'in başbakanlıktan ayrılışına kadar ise gizli ödenekten kullanılan fon miktarı çok azdır. Çünkü biz, derin devlete izin vermeyen ve demokratik bir ülkede yanlış olduğunu düşünen ve bu düşüncesini de parti programına almış bir partiyiz."
- Antalya Büyükşehir Belediyesi evraklarının yakıldığı iddiası
Masum Türker, Antalya Büyükşehir Belediyesi evraklarının yakıldığı iddiası ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
"Antalya'nın kaybeden belediye başkanı, 'Odayı temizlemek için ben gönderdim' diyor. Belge yakılıp, yok edilmez. Çünkü Türkiye'de artık elektronik ortam var. O belgelerin orijinallerinin yazıldığı bilgisayarlar, duruyor. Belki o belgelerde, belediye başkanının kendine göre tuttuğu özel notlar var. Onları yakmış olabilir. Zaten o dosyalar onun şahsınaydı. Belediye başkanıyla konuşup, 'Bunlar benim şahsi dosyalarım, gündemlerdir' diyebilirdi, götürürdü. AKP'liler de bu işi çok fazla abartıyorlar. Bu konunun böyle olduğunu biliyorlar."