KİK ülkeleri arasındaki siyasi sorun, Katar'ın konseyin aldığı 'Doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir Körfez ülkesi, diğerinin iç işlerine karışmayacak' maddesini ihlal etmesi ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nı (İhvan) desteklemesi sebebiyle ortaya çıkmıştı. Bu anlamda ülkelerin birbirilerine ambargo uygulayabileceği hatta KİK projesinin sonlanabileceği ihtimalleri de konuşulmaya başlandı.
Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) oluşan kurulun, 11 Kasım 1981'de Riyad'da imzaladığı anlaşma doğrultusunda ekonomik ve sosyal amaçlarla kurulan KİK, bölgede birlik ve beraberliği de kuvvetlendirmeyi hedefliyordu.
Son dönemde Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE'nin Katar'daki büyükelçilerini çekmesiyle başgösteren siyasi sorunlar, KİK ülkeleri arasında gümrük birliği, ortak pazar ve ekonomik ve mali birliğin kurulmasına ilişkin kabul ettikleri bu anlaşmanın da sonuna gelinmiş olabileceği ihtimalini gündeme taşıdı.
Bu anlamda BAE'nin Katar'a yaptırımları arasında boru hatlarının kendi topraklarına doğru genişlemesini durdurabileceği öngörülüyor.
AA muhabirine konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Manaar Enerji Danışmanlık Bölümü Başkanı ve Enerji Stratejisti ve Ekonomisti Robin Mills, uygulanabilecek bir ekonomik yaptırımın temel etkisinin, Katar ekonomisi üzerinde olabileceğini dile getirdi.
- "Uluslararası aktörler devreye girebilir"
Katar'ın, Suudi Arabistan veya diğer komşularıyla fazla ticaret yapmadığını belirten Mills, "Katar'ın İran'a yakınlaşıp yakınlaşmayacağını da görmemiz gerekir" dedi.
Mills, Katar'ın yine de doğalgaz ve petrol ihracının bu durumdan etkilenmeyeceğini düşündüğünün altını çizerek, ülkenin, Japonya, Güney Kore, Çin, Hindistan ve İngiltere gibi ülkelerdeki müşterilerinin bir tehlike görmesi halinde Suudi Arabistan üzerine baskı yapabileceğini söyledi.
BAE'nin, Katar'dan doğalgaz aldığını, bu sebeple Katar'ın kendi ekonomisi için hayati önem arz eden doğalgaz sevkiyatına engel olmayacağı öngörüsünde bulunan Mills, "Buna karşın, BAE, Katar boru hatlarının kendi topraklarına doğru genişlemesini durdurabilir. Gündeme getirilen yaptırımlar, Katar'ın kara ve hava sınırlarının kapatılması olabilir ki bu adım Katar Hava yollarını ve ülkeye yapılacak yiyecek ürünleri gibi sevkiyatları sekteye uğratabilir" dedi.
- "Suudlar ABD'den de eski desteği alamıyor"
Enerji Uzmanı Dr. Cemil Ertem ise Katar'ı eski petrol, silah ve kirli finans sermayesi dışında Orta Doğu ve Arap yarımadasında kriz sonrası baskın olacak "Körfez sermayesinin yeni yüzü" şeklinde tanımladı.
Bundan dolayı Suudi Arabistan'ın Katar geriliminin İhvan ile anlatılacak geçici bir gerilim olmadığını belirten Ertem, bunun, çok köklü bir yönetme, anlayış ya da sermaye farkı gerilimi olduğunu ve geçici olmadığını vurguladı.
Bu durumun petrol ve enerji meselesine fiyat yönünden uzun vadede olumlu etkisi olacağının altını çizen Ertem, şunları kaydetti:
"Suudi Arabistan artık arz kaynaklı avantajlarını kullanamıyor. Burada Suudlar çok büyük sorunlar yaşıyor. Irak gibi yeni kaynaklar devreye girdikçe Suudlar OPEC etkinliğini de yitiriyor. Suudi Arabistan Katar'a yaptırım uygularsa bunun bir sonucu olmaz. Çünkü Katar giderek artan bir ekonomik çekim merkezi ve bölgede çok farklı alternatifleri var. Katar'ın İran ile yakınlaşması dahi söz konusu olabilir. Türkiye ile keza öyle... Ancak bana göre Katar'dan daha fazla yalnız olan artık Suud Krallığı... Suudlar ABD'den de eski desteği alamıyor."
Ertem, Suudi Arabistan ile Katar arasındaki temel farkın, Suudların Arap baharından önceki diktatörlüklerin geçerli olduğu Orta Doğu ve Arap coğrafyasına göre şekillenmiş bir siyaseti gütmeleri olduğunu dile getirdi.
Katar'ın bölgede Arap Baharı ve demokratikleşme sürecini destekleyen genç ve ABD Başkanı Barack Obama'nın yeni politikalarını destekleyen bir yönetime sahip olduğunu belirten Ertem, "Bunun için Arap Baharı'na destek verdiler. Katar'ın arası bundan dolayı yalnız Suudlarla değil, bölgedeki bütün diktalarla ve Baas rejimleriyle iyi değil" dedi.
Öte yandan, geçen yıl 9 aylık verilerine göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 1 milyar 700 milyon dolar civarında gerçekleşti. 2013 yılı 9 aylık verilerine göre Katar'ın Suudi Arabistan'a ihracatı 88,7 milyon dolar iken, Suudi Arabistan, Katar'a 1 milyar 641 milyon dolar ihracat yaptı.
Katar'ın ihraç ettiği ürünler arasında doğal gaz, petrol, gübre ve çelik bulunuyor. Suudi Arabistan'ın ihracatının yüzde 90'ını petrol ve petrol ürünleri oluştururken, ithalat kalemi içerisinde gıda, makine ekipmanı ve kimyasal ürünler yer alıyor.
- KİK üyesi ülkelerin büyükelçilerini çekme kararı
İki ülke arasındaki siyasi gerginlik, Katar'ın Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) kasım ayında Riyad'da aldığı 'Doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir Körfez ülkesi, diğerinin iç işlerine karışmayacak' maddesini ihlal etmesi gerekçesiyle başladı. KİK üyesi Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Katar'daki büyükelçilerini geri çekme kararı aldı.
Yayınlanan ortak bildiride, Katar'ın, Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nı (İhvan) KİK üyesi ülkelerin güvenlik ve istikrarı için desteklememesi gerektiği vurgulanırken, BAE'nin 2 Şubat'ta Katar'ın Abu Dabi'deki Büyükelçisi Faris Naimi'ye İhvan yanlısı açıklamaları sebebiyle Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi'den duyduğu rahatsızlığı ilettiği kaydedilmişti.
Katar'ın, Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi desteklemesi de söz konusu 3 ülkeyle arasındaki anlaşmazlıklardan biri olarak gösteriliyor.
Bakanlar Kurulu'nun açıklamasında, Katar'ın, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn'in büyükelçilerini çekme kararından şaşkınlık ve üzüntü duyduğu vurgulandı. Katar, "Kardeş Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Körfez ülkeleri halklarının çıkarları, güvenliği ve istikrarı aksine bir adım atmayacağını, dolayısıyla Katar, söz konusu ülkelerdeki büyükelçilerini çekmeyeceğini" bildirmişti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud el-Faysal ise söz konusu siyasi gerilimin uluslararası arabuluculuk faaliyetleriyle çözülemeyeceğini, krizin, "Katar yönetiminin ihtilafa yol açan politikalarını düzeltmesiyle aşılabileceğini" belirtti.
Öte yandan, üç KİK üye ülkesinin Doha büyükelçilerini çekme kararını açıklamasının ardından, Katar borsası yüzde 3 değer kaybederek, ayın en düşük seviyesini görmüştü.