İzmir'de tamamlanan şampiyona sonrası AA muhabirine açıklamalarda bulunan Öner, 10 yaşındayken hayvanları otlattığı sırada metal bir parça bulduğunu, mayın olduğunu bilmediği bu parçaya oynamak amacıyla taşa vurmasıyla patlama yaşandığını, olayda bir gözünü ve kolunu kaybettiğini, diğer gözündeki görme yetisini de büyük oranda yitirdiğini ifade etti.
2004 yılında yaşanan olay sonrası uzun bir tedavi süreci yaşadığını, psikolojik olarak çok zor dönemler geçirdiğini, insanların arasına çıkmak istemediğini anlatan Öner, görme engelliler okuluna devam ettiğini ancak atletizmle lise son sınıfta tanışabildiğini ifade etti.
Atletizmi ilk etapta bir aktivite olarak gördüğünü ancak koştukça kendisini daha iyi hissettiğini farkettiğini anlatan Öner, şunları söyledi:
"İlk Türkiye Şampiyonası'na katıldığımda heyecandan bacaklarım titriyordu. O yarışmada üçüncü olunca kendi kendime 'ben bir atletim' dedim. Benim için bir dönüm noktası oldu. 'Yapabilirim' dedim ve antrenörüm Muhyettin Gökçe ile daha sıkı çalışmaya başladım. Türkiye ve dünyada girdiğim çoğu yarışta derece almayı başardım. Kendimi hızla geliştiriyorum. Görme Engeliler Dünya Oyunlarında 800 metrede üçüncü oldum. Ardından 2012 Avrupa Görme Engelliler Atletizm Şampiyonası'nda da 800 metrede üçüncü oldum. 2012'deki Paralimpik Olimpiyatlarında 800 metrede 6 ve geçen yıl düzenlenen dünya şampiyonasında 4'üncü oldum."
Giderek yükselen bir performans yakaladığını, bunu devam ettirerek olimpiyatlarda kürsüye çıkmak istediğini anlatan Öner, bu hedef kapsamında önemli bir aşama olan İzmir'deki Görme Engelliler Türkiye Şampiyonası'nı da başarıyla tamamladığını ifade etti.
- Vizeyi rekorla aldı
Şampiyonada katıldığı ilk yarışta bin 500 metreyi 4 dakika 10 saniyede koşarak birinci olduğunu, ikinci yarışta ise 5 bin metrede 16 dakika 10 saniye ile Türkiye rekorunu kırdığını söyleyen Öner, böylelikle Ağustos ayında İngiltere'de yapılacak Avrupa Görme Engelliler Atletizm Şampiyonası'na katılma hakkı kazandığını anlattı.
Şampiyonadaki rakiplerini tanıdığını ifade eden Öner, "Şu anda koştuğum dereceleri orada da tekrar edebilirsek kürsüye çıkarım. Rakiplerimi tanıyorum, hedefim birincilik. 5 aylık süreçte kamp eksiğimi gidermem gerekiyor. İngiltere'nin ardından en önemli hedefim 2016'da Rio'da yapılacak Paralimpik Yaz Oyunları'nde kürsüye çıkabilmek" dedi.
- Galatasaray'ın desteği
4 çocuklu bir ailenin en büyüğü olduğunu, diğer kardeşlerinin eğitim çağında olması ve babasının işinin olmaması nedeniyle ailesinin geçimini kendisinin sağladığını, tüm imkansızlıklara rağmen başarabileceğini ispat etmek için mücadele verdiğini anlatan Öner, uzun süre kimsenin destek olmaması nedeniyle sıkıntı günler geçirdiğini ancak daha sonra Galatasaray Kulübü yöneticisi Adnan Öztürk'ün kendisine sahip çıktığını dile getirdi.
Galatasaray'ın sporcularına verdiği tüm imkanların kendisine de sağlandığını kaydeden Öner, bu desteği boşa çıkarmadığını katıldığı her organizasyonda İstiklal Marşı'nı dinlettiğini ifade etti.
Öner, devletin sporla profesyonel olarak uğraşan sporculara dahi "aktivite yapıyorlar" gözüyle baktığını, engelli sporcuların diğer sporculardan hiçbir farkının olmadığını ve daha ciddiye alınmayı hak ettiğini kaydetti.
Destek verilirse Türkiye'nin bu konuda çok büyük başarılar elde edebileceğine işaret eden Öner, "Nihai hedefimiz olimpiyat şampiyonluğu. Daha sonra ben de antrenör olarak dünya çapında isim yapacak sporcular yetiştirmek istiyorum. Dicle Üniversitesi Beden Eğitim Yüksekokulu'nda okuyorum. Yeni nesiller bizden çok daha başarılı olacak. Çünkü biz deneyimlerimizi onlara aktaracağız."
-'Nesim koş' diyorlar
Patlama sonrası hayattan umudu kestiğini, kendisi için bir gelecek olduğunu düşünmediğini anlatan Önal, "Şimdi o günkü halime baktığımda kesinlikle kendimi görmüyorum. Spor bana hayatı geri verdi. Kaderimi yenmemi sağladı. Kazandığım her yarışta hayatta da kaybetmediğimi gösterdim. Artık engelli olmayı hiç kafama takmıyorum. Tüm engellilerin de böyle yapması lazım. Özellikle aileler, zarar görecek diye çocuklarını eve kapatıyorlar. Öyle yaptıkları sürece en büyük zararı onlar veriyor. Halbuki onu aktivitelere soksalar kendi yeteneklerini keşfedecek. Benim ailem de koşuya ilk başladığım dönemde karşı çıktı, 'düşersin, yaralanırsın' dediler. Ama şu anda artık "Nesim koş" diyorlar.
Bir de 'ben engelliyim, yapamam' düşüncesi bahanedir, kendimizi kandırmaktır. Bu mantıkla bir yere varılmıyor. 'Ben yaparım' derseniz gerçekten yaptığınızı herkese gösterebilirsiniz."
Öner'in antrenörü Muhyettin Gökçe ise kamp eksiğini gidererek İngiltere'de Türkiye'yi sevindirecek başarılar elde etmek istediklerini söyledi.
Gökçe, Nesim Öner'in dünya çapında spor otoritelerinin takip ettiği bir sporcu olduğunu, katıldığı uluslararası yarışlarda kendisinden kat kat daha fazla imkanlara sahip sporcuları geride bırakmayı başardığını belirterek, "Nesim'e o kadar güveniyorum ki rakipleri gibi destek sağlanırsa madalya sözü verebiliyorum" dedi.