Çanakkale Biga'da lisede müzik öğretmenliği yapan F.B, kamuda başörtüsü serbestisini getiren düzenlemenin yürürlüğe girdiği 7 Ekim 2013 tarihinden sonra okula başörtüsüyle gelmeye başladı.
F.B, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Programı etkinliklerinde de başörtüsüyle öğrencilere İstiklal Marşı okuttu. F.B'nin başörtüsüyle İstiklal Marşı okutmasını haber yapan yerel bir gazetede, öğretmen için "Sıkmabaş" ifadesi kullanıldı. Haberi yapan sanık A.T, mahkemesindeki savunmasında, kamuda serbest kıyafet uygulamasını eleştirmek için bu ifadeyi kullandığını ileri sürdü.
Davayı görüşen Biga Asliye Ceza Mahkemesi, sanık A.T'yi, Türk Ceza Kamunun (TCK), hakaret sucunu düzenleyen, 125. maddesi uyarınca, 90 gün adli para cezasına çarptırdı. Sanığa verilen ceza, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi nedeniyle TCK'nın 125/3-a maddesine göre, bir yıldan az olamayacağından, 360 gün adli para cezası olarak belirlendi. Sanık, TCK'nın ilgili maddeleri uyarınca yapılan artırım ve indirimlerin ardından, 350 gün karşılığı 7 bin lira adli para cezasına çarptırıldı.
Mahkeme, sanığın kişiliği nedeniyle cezasının ertelenmesi halinde, ileride bir daha suç işlemeyeceği kanaatine varıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Sanık herhangi bir yükümlülük altına alınmaksızın 5 yıl denetim süresine tabi tutulacak.
-Özer: "Bu anlayışı protesto ediyoruz"
Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, AA muhabirine yaptığı açıklada, halkın iradesinin ülke yönetiminde yankı bulmasını hazmedemeyenlerin bir kez daha adaletten tokat yediğini ifade ederek, "Vatandaşın bedenini, zihnini, düşüncesini ve idrakini kendi isteği gibi şekillendirmeyi kendine hak gören bu anlayışın, ülkemizin toplumuyla barışık bir ülke olma yolunda son on yılda katettiği mesafeden bihaber sözde gazetecilerce halen sürdürüldüğünü görmek, demokratikleşmenin önemli merhalelerinden birisi olarak telakki ettiğimiz yerel basının gelişmesi ve güçlenmesi adına utanç verici bir durumdur. Kendi hastalıklı anlayışını müdafaa ederken dinin hükmünü açıklar gibi gözüken ama diğer taraftan hem İslama hem de kadına hakareti kendine hak gören bu anlayışı şiddetle protesto ediyoruz" dedi.
Özer, kadına ve kılık-kıyafet özgürlüğüne hakareti affetmeyen mahkeme kararının bir istisna değil bundan sonra benzer fiillere verilecek kararların öncüsü olmasını arzuladıklarını belirtti.