Yıldız, Habertürk TV canlı yayınında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dün YouTube'a erişimin engellenmesine neden olan ses kayıtlarına ilişkin sorular üzerine Yıldız, bu kayıtların şu ana kadar partilerin seçim arenasında birbirlerinin lehine ya da aleyhine konuştuklarından daha bağımsız bir içeriğe sahip olduğunu söyledi. Yıldız, şunları kaydetti:
"Bu yalnız bir partinin değil, devletin ulusal güvenliğiyle alakalalı bir konudur. Herkesin vatandaşımızın, muhalefetin yek vücut olması lazım. Bunu hangi yapı dinlediyse bunun karşısında ortak bir devlet dili oluşturulması lazım. Ben bu anlamda MHP Genel Başkan Yardımcısı Zuhal Topçu'nun bir demecini izledim. Kendisine teşekkür ediyorum. Bizim geleceğimize kötü bir miras bırakmamamız lazım. Bu kabullenilemez bir durumdur. Oradaki konuşmalar ister gerçek olsun, ister olmasın böyle bir vakanın oluşmuş olması, bunun karşısında durmamız gerektiğini gösterir. Türkiye'de siyasi istikrarın devamına sahip çıkmamız lazım. Vatandaşımız hangi partide istikrar görüyorsa ona oy versinler. Ama 'AK Parti'ye oy vermeyin de kime verirseniz verin' anlayışı son derece yanlıştır. Bu kuralsızlıktır, kutsalsızlıktır.
Bu dinleme bir anlık bir dinleme değil. O konuşmaya has bir dinleme değil bence. Sürekli dinleniyoruz. Her şeyi dinliyorlar. İçlerinden kendilerine uygun olanları ayıklayıp tasnif ediyorlar. Ben 5 yıldan beri dinleniyorum. Bu benim yapacağım toplantılardan bağımsızdır. Her hareketimle dinlendiğimi biliyorum. Bu o toplantıya has değil, sürekli yapılan bir dinlemedir. YouTube gündeme getiriliyor. Ulusal güvenliğin konuşulduğu bir ortamda herkes tercih yapsın. YouTube'un geçici olarak engellenmesi mi, yoksa ulusal güvenlik mi? Biz tercihimizi yaptık. Herkes tercihini yapsın. Ama dün akşamdan beri ortak bir sağduyu oluşuyor. 'Bu kadar olmaz, bu AK Parti'ye ait bir konu değil, siyasi istikrarı hedef alan bir argümandır' diyorlar."
Dinlemelere karşı herhangi bir tedbir alıp almadığının sorulması üzerine Yıldız, "Ben tedbirimi şeffaflıkla aldım. Zihnimde ne varsa onu konuşuyorum. Ne konuşuyorsam onu düşünüyorum. 17 Aralık'ın sosyolojik tahlili, gücünü gizemden alan kuyu köşelerde işlemler yapan bir yapıyla, gücünü milletten ve şeffaflıktan alan bir yapının mücadelesidir. Biz milletin kendisiyiz. Biz yalnızca asfalt döşemeye, çim ekmeye gelmedik. Çocuklarımızın borçlu değil alacaklı olarak doğduğu bir ülke oluşturmaya çalışıyoruz. Biz AK Parti hükümetlerimizi Türkiye'nin idaresine konan bir irade olarak görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.