Ankara Barosundan yapılan yazılı açıklamada, "uzun zamandır Türkiye gündeminde yer alan, siyasetin temel malzemesi haline getirilen, acımasızca ve etik olmayan ölçülerle ortaya konulan tape, telefon ve ortam dinlemeleri ile video görüntülerinin utanç verici bir noktaya geldiği belirtildi.
Geçmişte, pek çok siyasetçinin yaşadığı, bugün başka siyasetçilerin yaşadığıyla aynı olduğu kaydedilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Geçmişte, Genelkurmay Başkanlığı'nın, Yargıtay'ın dinlenilmesi ile bugün yaşanılan dinlemeler aynıdır. Hukuk dışı yapılan ve ne yazık ki Türkiye'de kurum ve kuruluşların ve siyasetin dizayn yöntemi olarak kullanılan bu vahşet, vatandaşı hukuki güvenlikten yoksun hale getirmiş, en sonunda ülke güvenliğini tehdit eder bir noktaya ulaşmıştır. Keza, bir devletin en stratejik konumundaki iç ve dış güvenliğin teminatı olacak Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Milli İstihbarat Teşkilatının, Dışişleri Bakanlığının, dinlendiği noktada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, aciz ve kendini koruyamayacak algısı ve tehdidiyle karşı karşıya bırakılmış bulunmaktadır.
Bu durumda, artık hepimizin, bütün kişi ve kurumların, nereden gelirse gelsin, kime ait olursa olsun, bu tür infaz kampanyalarına "dur" demesi zorunludur. Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve bekasını ilgilendiren bu kritik noktada, savcılarının etkin bir soruşturmayı derhal başlatması ve bütün bu olanları tüm boyutlarıyla aydınlığa çıkartması zorunludur."
21.Yüzyıl Türkiye'sinde temel hak ve özgürlüklerin ölçüsüz bir şekilde sınırlandırılmasının ürkütücü ve düşündürücü olduğu öne sürülen açıklama, yanlışın yanlışla kapatılmak istenmesinin, hak ve özgürlüklerin keyfiliğe teslim edilmesinin kabul edilemez bir durum olduğu belirtildi.
Ankara Barosu olarak Twitter'dan sonra Youtube'a da erişimin engellenmesi kararının iptali için Ankara İdare Mahkemesine dava açıldığı hatırlatılan açıklamada, şu görüşler savunuldu:
"Türk milleti olarak, bu kötü, güvensiz ve zor günlerden ancak birbirimize sahip çıkarak kurtulacağımızı biliyoruz. Ankara Barosu olarak, hukukun üstünlüğünün esas olduğu ve milli çıkarların her şeyin üstünde olması gerektiğini belirterek, bir an önce bu gidişe 'Son' verilmesini istiyoruz."