Gayrimenkul sektöründeki son gelişmeler ve gelecek döneme ilişkin beklentiler hakkında AA muhabirine bilgi veren Çelik, Türkiye'de son dönemde yaşanan ekonomik ve siyasi konjonktür nedeniyle döviz, faiz ve kredi maliyetlerinin yükselmesi, gayrimenkul sektöründe mevsimsel durgunluğun yaşandığı Aralık-Mart dönemine denk geldiğini belirterek, "Konut sektörünün genellikle toplam cirosunun yüzde 10'u kadarlık işlem gerçekleştiği bu dönemin sonrasında, seçimlerin ardından sorunların yavaş yavaş çözülmeye başlamasını umuyorum" diye konuştu.
Çelik, şu anda inşaatların ve projelerin sürdüğü bir dönemde olmakla birlikte aynı zamanda ev almak için de doğru zamanda olunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Doların TL karşısında yüzde 26'ları bulan değer kazancı, inşaat maliyetlerini de etkiledi. Şirketler maliyet artışlarını önümüzdeki dönemde fiyatlara en az yüzde 10-15 oranında yansıtacağı için evlerini şimdi alanlar bu oranda karda olacak. Markalı konutların kendi bünyesinde sağladığı avantajlı ödeme planlarının yanı sıra gayrimenkulün her zaman güvenilir bir yatırım aracı olduğunu hatırlatmak isterim. Türkiye'nin yatırım cazibesi sürüyor, özellikle inşaat sektörünün taşıdığı gelişmeye açık potansiyel, mütekabiliyette alınacak yol, nüfus artışına bağlı olarak her yıl 600 bin konut ihtiyacının olması ve kentsel dönüşüm, uzun vadede sektörün eski dengesini bulacağını bize gösteriyor. Ülkemizde 2023 yılına kadar 7 milyon yeni konut yapılmasına ihtiyaç duyuluyor, bu yüzden önemli bir pazar payı ulaşacak."
Mütekabiliyet Yasası'nın çıkmasının ardından yabancı yatırımcı girişinin geçen yıl öncesine kıyasla oldukça iyi olduğuna işaret eden Çelik, "Körfez, Azerbaycan ve Rusya'dan yatırımcılar geliyor. Yurtdışında Türkiye'ye neden yatırım yapılması gerektiğini anlatıyoruz, sektörü ve projelerimizi tanıtıyoruz, Türkiye'yi pazarlıyoruz ve projelere gelin diyoruz. Bu döngü başladı. Tanıtım faaliyetlerinin yanı sıra yabancıların risklerini tolere edecek paket çözümleri masaya koyduğumuzda ileriki yıllarda mütekabiliyetle ilgili daha büyük rakamları da konuşuyor olacağız" diye konuştu.
- Aşa: "Mal sahibi de alıcı da 6 ay beklemek istemiyor"
İstanbul Emlak Komisyoncuları ve Danışmanları Odası Başkanı Nizameddin Aşa da yabancı yatırımcı talebinin şu anda çok az olduğunu belirterek, talebin de bazı Arap ülkelerinden geldiğini kaydetti.
Mütekabiliyet Yasası'nın kapsamının genişletilmesi amacının stokların eritilmesi ve lüks projelerin satılması olduğunu ifade eden Aşa, şunları söyledi:
"Bu anlamda istenilen hedefe ulaşılamadı. Hedef ilk yıl için 200 bini aşkındı, ilk 9 ayda yabancıya satış 11 binde kaldı. Mütekabiliyet Yasası'nın kapsamı genişletildi ama teknik ve hukuki alt yapısı tamamlanamadı. Kanuni düzenlemeler yapılamadı. 6 aydan önce tapu alamıyorlar. Kimse kimseye güvenmiyor. Adam kime güvenip parasını teslim edecek? Mal sahibi de alıcı da 6 ay beklemek istemiyor."
Aşa, birçok inşaat firmasının, yabancılardan konutu teslim edileceğini söyleyerek para topladığını, ancak henüz temelinin bile atmadığını anlatarak, bundan dolayı da yabancılarda güvensizliğin başladığını söyledi.
- "Lüks konut stoğu elde patladı"
"Emlakçı" adı altında kaçak olarak çalışan binlerce insanın bulunduğunu aktaran Aşa, "İnşaat ve emlak sektörü ekonomimizin dinamosu ama bu sektör sahipsiz. Bununla ilgili mutlaka emlakçılık ve inşaatlarla ilgili yatırım lazım" dedi.
Aşa, lüks konut stoğunun elde patladığını belirterek, 2B arsaları ve kentsel dönüşümden oluşacak arsalarla yeni stok dalgasının da geldiğini kaydetti.
Türkiye'nin gayrimenkul yatırımı açısından her zaman güvenilir bir liman olduğunu, ancak piyasadaki disiplinsizliğin giderilmesi gerektiğini ifade eden Aşa, "Yoksa yatırım, ekonomik beklenti açısından Türkiye'deki gayrimenkul yatırımı en iyi yatırımdır. Tabii doğru yerden ve doğru kişiden proje almak gerekiyor" diye konuştu.
Aşa, 3. Havaalanı çevresindeki gayrimenkullere olan ilgiye de değinerek, "Son dönemde yaşanan olaylar o bölgeye olan ilgiliyi azalttı. Her şey şu anda seçime endekslendi. Projenin iptali söylentileri, siyasi yapı, belediye başkanlığı adaylarının söylemleri vatandaşı bekleme sürecine soktu" dedi.